Eda Nur Kaplan davası: Kolluğun görevini biz yapıyoruz!

  • 17:01 8 Şubat 2022
  • Hukuk
ANKARA -Eda Nur Kaplan'a tecavüz ederek intihara sürükleyen Yusuf Güzelyurt ve Mehmet Ardıçoğlu'nun yargılandığı dava ATK raporunun aslının dosyaya konulmaması ve incelememesi nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi. Dosyanın avukatlarından Çisel Demirkan, “kazıyarak delil aradıklarını” söyledi.
 
Ankara’da Eda Nur Kaplan'a tecavüz ederek 7 Ağustos 2021’de intihara sürükleyen Yusuf Güzelyurt ve Mehmet Ardıçoğlu'nun “nitelikli cinsel saldırı” suçundan yargılandığı davanın 2'nci duruşması Ankara 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya Eda Nur’un annesi, avukatları ve çok sayıda kişi katıldı. Fail Mehmet Ardıçoğlu ve Yusuf Güzelyurt da duruşma salonunda hazır bulundu.
 
ATK raporunun asli örneği gelmedi
 
Duruşmada ilk olarak, dava dosyasına giren belgeler okundu. Bir önceki celsede Eda Nur hakkında istenen Adli Tıp Kurumu (ATK) raporunun UYAP sistemine düştüğü, asli örneğinin ise halen dava dosyasına konulmadığı belirtildi. Ardından fail avukatlarının, müvekkillerinin tahliye edilmesine dair gerekçeli taleplerinin yer aldığı dilekçelerin de dosyada yer aldığı belirtildi.
 
Rapora göre ‘Eda Nur’a dönük istismar’ tespit edilememiş
 
Ardından dosya avukatlarından Çisel Demirkan söz aldı. Dosyada eksik evrakların giderilmesi talebinde bulunan Çisel, “ATK raporunun Eda Nur Kaplan’ın cinsel istismara uğradığının tespit edilemediği” yönündeki tespitine karşı uzman kişinin görüşünün alınması talebinde bulunarak, “Şule Çet davasında da ATK benzer bir rapor vermişti. Bundan kaynaklı Şule Çet davasında uzman birinin görüşlerine de yer verildi. Benzer bir kişiden mütalaa ve görüş alınmasını talep ediyoruz” dedi.
 
Sanık avukatından ‘somut delil’ düzenlemesine vurgu
 
Ardından söz alan sanık müdafi Nurettin Köşker ise, AKP’nin çıkardığı 5’nci Yargı Paketi’nde bulunan katalog suçlarda   “Somut delil aranır” şartını işaret ederek, ATK’nin raporu ile ortada somut bir delilin olmadığını savunarak, Eda Nur’un “rızaya” dayalı bir ilişkiye girdiğini öne sürdü.
 
Avukatların savunmalarından sonra söz alan sanıklar Mehmet Ardıçoğlu ve Yusuf Güzelyurt ise Eda Nur’un ailesinin bir TV programına katılmasından kaynaklı masumiyet karinelerinin yerle bir edildiğini iddia etti. Sanıklar, “mağduriyetlerinin giderilmesini” talep etti.
 
Duruşma ertelendi
 
Biten savunmaların ardından mahkeme heyeti, dosyadaki eksik evrakların giderilmesi ve iddia makamının bir sonraki duruşmada esasa ilişkin mütalaasını hazırlamasına karar vererek duruşmayı 1 Mart’a erteledi.
 
‘ATK raporu oldukça eksik’
 
Duruşmadan sonra ATK’nin raporunu değerlendiren Eda Nur’un avukatlarından Gökçem Uzger, ATK'nin Eda Nur hakkında beden ve ruh sağlığı bakımından kendisini savunup savunmayacak durumuyla ilgili yeterli değerlendirme yapacak bir bulgunun olmadığını belirttiğini söyledi. Gökçem, “Bunun gerekçesi ise soruşturma esnasında Eda Nur’un ilk şikayetinde alınan jinekolojik muayene raporu. Eda Nur cinsel saldırıya uğrama şüphesiyle kolluğa gitmiş. Kolluk onu hastaneye yönlendiriliyor. Hastanede de bir bulguya ulaşamıyor. Bu tek başına bir cinsel saldırı olmadığı anlamına gelmez. Kendini savunacak durumda değil diyoruz. Bir bulguya tespit edilemiyor olması ‘tecavüze uğramadı’ anlamına da gelmiyor. Eda Nur’un ‘Ben kendimi savunacak durumda değildim’ iddiası ATK’de değerlendirilmemiş sadece, ilk şikayet ettiğinde kolluk tarafından yönlendirildiği hastanede alınan raporlara bakılmış. Oldukça eksik bir değerlendirme var” şeklinde konuştu.
 
‘Eda Nur’un kan tahlili yapılmamış’
 
Soruşturmanın eksik yürütüldüğünü belirten avukatlardan Çisel Demirkan ise, şu ifadeleri kullandı: “Eda Nur’a bir tecavüz iddiası var ve buna gerek Otel’de bulunduğu odadaki bütün çarşafların toplatılması gerekiyor. Soruşturma esnasında raporların ve tahlillerin yapılması gerekiyor. Eda Nur ilk karakoldan hastaneye götürüldüğü zaman kan tahlili yapılmıyor. Yapılmış olsaydı Eda Nur’da bilinç kaybının olup olmadığını çok net anlayabilecektik. Raporda, Şule Çet’in dosyasında olduğu gibi hiçbir şeye dikkat edilmemiş. Bütün kadın dosyalarında bu sorunları yaşıyoruz. Önlenebilir suçlar önlenmiyor. Soruşturma esnasında bütün deliler toplanmış olsa, sanıklar bu kadar rahat bu durumdan yararlanamayacaktı. Başka suçlar için bu evreler devam ettiği zaman diğer kadın dosyaları için bir şey diyemiyoruz. Kazıyarak delil yaratmaya çalışıyoruz. Bizim delil araştırmamamız lazım. Kolluğun bunu yapması gerekiyordu.”