Nurcan Aslan’ı katleden faile ‘iyi hal’ indirimi uygulandı

  • 14:33 7 Şubat 2022
  • Hukuk
İSTANBUL - Nurcan Arslan’ı katleden fail Abdullah Melih Barış’ın yeniden yargılandığı davada mahkeme üçüncü kez “tasarlayarak öldürme” suçundan müebbet hapis cezası verdi ancak kararda bir kez daha “iyi hal” indirimi uygulayarak müebbet hapis cezasına çevirdi. 
 
İstanbul Küçükçekmece’de, 2016 yılında Nurcan Arslan’ı katleden fail Abdullah Melih Barış’a mahkemenin “tasarlayarak öldürme suçundan” verdiği cezanın Yargıtay tarafından 2’inci defa bozulması üzerine failin yeniden yargılandığı davanın duruşması Bakırköy 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma öncesi Nurcan’ın yakınları, avukatları, HDP Milletvekili Züleyha Gülüm ve çok sayıda kadın örgütünün katılımı ile adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada “Dün Özgecan Bugün Nurcan yarın hangi can” pankartı açılırken kadınlar sık sık “Jîn jiyan azadi” ve “ Nurcan için adalet herkes için adalet” sloganı attı. Açıklamayı kadınlar adına Nurcan Arslan’ın ablası Gülcan Arslan okudu.
 
 ‘Bu karar emsal olabilir unutmamalıyız’
 
Nurcan Arslan için adalet talep ettiklerini belirten Gülcan, “ Süreç uzun, süreç karışık, süreç adaletsizliklerle dolu. Hiçbir şey bizi Nurcan Arslan’ın davasını sahiplenmekten alıkoyamayacak. Nurcan Arslan davasında cezanın müebbet hapis olarak kalması için sesimizi duyurmalıyız. Bu karar emsal olabilir unutmamalıyız” dedi.
 
 ‘Kadın özgürlük mücadelemiz kazanacak’
 
HDP milletvekili Züleyha Gülüm de katillerin cezasız bırakılmaya çalışıldığını ve kadın katillerinin önünün açıldığını vurguladı. Bu durumu Nurcan’ı katleden fail Abdullah Melih için Yargıtay’ın bozma kararında da gördüklerini kaydeden Züleyha, “Bir kadın katledildiğinde failin cezasız kalması sadece ona yönelik bir karar değildir; bütün kadınlara gözdağı vermek, susturmaktır. Patriyarkal sistem iktidar tarafından korunuyor. Katledilen kadınların sayısını tutamaz olduk. Balkondan düştü diye şüpheli kadın katliamları yaşanıyor bizler düşmediklerini biliyoruz .Davalara sahip çıkmaya devam edeceğiz. İktidar istediği kadar saldırsın ‘İstanbul Sözleşmesi’ni geri çektik’ desin. Biz bunu kabul etmiyoruz. Kadın özgürlük mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz. Kazanan biz olacağız, kadın özgürlük mücadelemiz kazanacak” diye konuştu.
 
‘Yargı erkeklerden yana’
 
Devamında söz alan Yaşamak İstiyoruz İnsiyatifinden Sinem Tuğçu,  yürüttükleri adalet mücadelesinde yargının sürekli erkekten yana tavır aldığına şahit olduklarını söyledi. Sinem, “Nurcan için adalet sağlamana adalet mücadelesi yürütmeye devam edeceğiz” diye belirtti.
 
‘İstanbul Sözleşmesi’ni geri getireceğiz’
 
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen ise kadınlar katledildiğinde olayın tasarlanarak işlendiğini kanıtlamak zorunda bırakıldıklarına dikkat çekti. Gökçe, “Biz insan öldürmenin suç olduğunu neden kanıtlıyoruz. İstanbul Sözleşmesi kadını koruyan bir sözleşmeydi bundan siyasi iradenin vazgeçmesinin nedeni katillere cesaret vermektir. İstanbul Sözleşmesi’ni geri getireceğiz” dedi.
 
Açıklamanın ardından kadınlar duruşmanın görüldüğü salona geçti. Nurcan’ın ailesi, avukatları ve çok sayıda kadının katıldığı duruşmada fail Abdullah Melih Barış tutuklu bulunduğu Tokat T Tipi Cezaevi’nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Duruşma kimlik tespiti ile başladı.
 
Failden devletime bağlıyım savunması
 
Duruşmada ilk olarak söz alan fail Abdullah Melih bilindik erkek savunmasına başvurarak Nurcan’ın kendisine hakaret ettiğini iddia ederek kendisinin devletine, milletine iyilik yapmaya adamış bir insan olduğunu söyleyerek aklamaya çalıştı.
 
‘Mahkeme kararında dirensin’
 
Daha sonra söz alan Nurcan’ın yakınları, mahkemenin müebbet hapis cezasında direnmesini ve failin en ağır ceza ile yargılanmasını talep etti.
 
 ‘Yargıtay kararı hukuktan yoksun’
 
Yargıtay’ın bozma ilamındaki gerekçeleri ret ettiklerini ve daha önce verdiği cezada direnmesi gerektiğini ifade eden avukat Sezin Uçar, Yargıtay’ın hukuki gerekçelerle kararı bozmadığını dile getirdi. Sezin, “Yargıtay hususların tekrardan değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Deliller tekrardan değerlendirildi ama kararda değişiklik yapılmamasına karar verildi. İkinci bozma kararında hukuki gerekçe gösterilmeden bozma kararı düzenlemiş karar, hukuktan yoksun. Suçun tasarlanarak işlendiği çok açıktır. Sanığın maktulün yanına silahla gitmesi, Nurcan’ı tehditleri ile oraya getirmesi dahi suçun tasarlandığına kanıttır. Takdir indirimi uygulanmadan karar verilmesini talep ediyoruz” dedi.
 
‘İndirim uygulanması söz konu değildir’
 
Yargılamanın altı yıldır devam ettiğini ve ani bir kararla bir kişin 11 kurşunla katledilmesinin mümkün olmadığını söyleyen avukat Filiz Aydın ise “İnsan arkadaşıyla buluşmaya ruhsatsız silah ile gitmez. Tanıkların ifadesine de bakıldığında tasarlama çok açık. Bozma kararında hukuki gerekçe yok. Mahkemenin önceki kararında direnmesini talep ediyoruz. İndirim uygulanması söz konu değildir” diye konuştu.
 
‘Bunları tartıştıkça kadınlar öldürülmeye devam ediliyor’
 
Failin ruhsatsız silah ile yolculuk yapmanın cezaya tabi olduğunu bildiğini ancak buna rağmen Nurcan’ı katletmek için bunu göze aldığına dikkat çeken avukat Gülhan Kaya, “Yargıtay her şey ortadayken tasarlama olmadığını iddia ediyor. Nerede kadın cinayeti varsa ‘iyi hal indirimi’ ve ‘tasarlama’ tartışıyoruz. Bunları tartıştıkça kadınlar öldürülmeye devam ediyor. Kendini çok iyi ifade eden sanık yargılamalar sırasında akli dengesinin yerinde olmadığını söyledi. İyi hal indirimi yapılmamalı. Tutukluluğun devamına karar verilmemesini talep ediyoruz” diye belirtti.
 
‘Kasten öldürme suçundan’ yargılansın
 
Savunmaların ardından mütalaasını açıklayan iddia makamı failin “ tasarlayarak öldürme suçundan” cezalandırılmasını ve adli kontrol şartlarının yetersiz kalacağından dolayı tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
 
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi ancak kararda “iyi hal” hükümleri uygulayarak cezayı müebbet hapis cezasına çevirdi.  
 
4 Aralık 2020’de görülen karar duruşmasında da faile “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası verilmiş, kararda yine indirim uygulanarak ceza “müebbet hapis” cezasına çevrilmişti.