Helin’i katleden polisin davası yeniden başladı: Tutuklanma talebine ret!

  • 15:09 1 Şubat 2022
  • Hukuk
 
DİYARBAKIR - Helin Şen’i katleden fail polis Abdullah Ercan’ın görülen duruşmasında avukatların failin tutuklanmasına ilişkin talebi mahkemece reddedildi.
 
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağında 12 Ekim 2015 tarihinde 12 yaşındaki Helin Hasret Şen’i katleden polis Abdullah Ercan’ın yeniden yargılandığı davanın ilk duruşması Diyarbakır 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada ailenin avukatlığını yapan İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Başkanı avukat Abdullah Zeytun, avukatlar Derya Yıldırım, Ercan Yılmaz, Yakup Güven, Mehmet Öner, Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi avukatı Ömer Sansarkan ve Helin’in ailesi hazır bulundu. Ayrıca aileye destek amacıyla Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Hafıza Merkezi de duruşmayı izledi.
 
Fail ise Maraş Adliyesi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlanırken, avukatı duruşma salonunda hazır bulundu.
 
Duruşmada ilk olarak dinlenen tanık polis Mustafa Demir, olaya ilişkin bir bilgisinin olmadığını, 2015 yılında ara ara operasyonlara katıldığını fakat hiç çatışmaya girmediğini söyledi. Tanık, sadece telsiz konuşmalarından ve sokaktaki kameralardan sorumlu olduğunu fakat Suriçi’nde Kent Güvenliği Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarının olmadığını belirtti.
 
İddia makamı eksik hususların giderilmesi talebinde bulundu. 
 
‘Görüntülerde eksik ve kesilmiş yerler var’
 
Avukat Abdullah Zeytun, taleplerini mahkemeye yazılı olarak ilettiklerini, bir takım taleplerini de mahkemede dile getireceklerini kaydetti. Abdullah, “Daha önceki yargılama sürecinde söylediğimiz talepler yerine getirilmedi. Ateş açılan zırhlı aracın kamera görüntülerinin bir kısmı yok. Görüntülerin birinci bölümünde Yıkıkkaya Caddesi üzerinde yasak kaldırıldığı gibi vatandaşlar ve çocukların dışarı çıktığını ve kişisel ihtiyaçlarını karşıladıklarını görüyorsunuz. Orada olan mahallelilerin tespit edilip tanık olarak dinlenmesini istiyoruz. Ayrıca görüntülerde kesik olan kısmın, telsiz konuşmalarının tümünün istenip incelenmesini talep ediyoruz. Bunlar maddi gerçekliğin ortaya çıkmasını sağlayan delillerdir. Yine 155 kayıtların tümüne bakıldığında aralıklarla konuşmaların yapıldığını görüyoruz. O güne ait konuşmaların eklenmesini istiyoruz. Yıkıkkaya Caddesi’nde herhangi bir çatışmanın olduğuna dair kayıt da yok. Mahalleliler ihtiyaçları için çıkarken zırhlı araca doğru nasıl çekimser olduklarını görüyoruz. Sanık her ne kadar uyardığını ve kör noktalara ateş ettiğini söylese de görüntülerde hiç öyle bir şey olmadığını görüyorsunuz” dedi.
 
‘HSK’ye suç duyurusunda bulunulması’ talebi
 
Soruşturma makamının olay yeri incelemesinde ateşin yapıldığı yerde incelemenin tamamıyla yapılmadığını dile getiren Abdullah, “Soruşturmayı yürüten savcı 2 yıl soruşturma ile ilgilenmiş 4 yıl boyunca da iddianame hazırlamamıştır. Savcı hakkında mahkemenizce HSK’ya suç duyurusunda bulunulmasını istiyoruz. Ayrıca bu savcının Tahir Elçi soruşturmasında da görev aldığını belirtmek isteriz. Sanığın üzerinde kuvvetli suç şüphesi bulunduğundan kaynaklı tutuklanmasını istiyoruz” sözlerine yer verdi.
 
‘Vatandaşların can güvenliği yok’
 
Ardından savunma yapan avukat Yakup Güven, “Eksikliklerin giderilmesini istiyoruz. Olay yerine maktulü almaya gelen ambulansın geldiği anın görüntüsünü istiyoruz. Görüntülerde zırhlı aracın 5 ve 10 dakika arayla ateş ettiğini görüyorsunuz. 10 atıştan 8’i insanların olduğu mahallede yapılıyor. Oradakilerin can güvenliğinin umursanmadığını görüyoruz. Vatandaşlar sokaktan geçerken zırhlı aracın olduğu yöne doğru bakıp mimiklerle ateş etmemesini söylüyor. Vatandaşların korkusunun yerli olmadığı görülüyor” diyerek failin tutuklanmasını istedi.
 
‘Deliller ortadayken fail neden hala tutuklanmıyor?’
 
Avukat Ercan Yılmaz da failin tutuklanması için tüm delillerin ortada olduğunu vurgularken, failin neden hala tutuklanmadığını sordu. Ercan, “Mahkeme görüntüleri izlemediyse birlikte mahkemede izleyebiliriz” diyerek, görüntülerde tek bir silahın kullanıldığını bunun da faile ait olduğunu ifade etti. Ercan, “Fail önce Diyarbakır’dan İstanbul’a oradan da Maraş’a görevi için gönderiliyor. Maraş’ta bir vatandaşın burnunu kırıyor ve orada da mahkemede yargılanıyor. Yani sanık aslında hala suç işliyor. 90’lardan bu yana devlet memurları korunuyor. Mesela 90’larda neden askerler köyleri yaksın, neden insan öldürsün deniliyordu ama sonradan askerlerin ellerinde benzin bidonları tutmuş şekilde fotoğraflar çıktı. Şimdi kalkıp burada da neden küçük bir kız çocuğu öldürülsün denilmesin. 6 yıldır Helin’in ailesiyle bir mücadele veriyoruz. Tüm deliller ortada olmasına rağmen sanık hala tutuklanmadı” diyerek delillerin yeteli olduğunu ve tutuklanması gerektiğini söyledi.
 
Duruşmada söz alan Helin’in babası Ekrem Şen de failin en ağır cezayı alarak tutuklanmasını istedi.
 
‘Kızım ne yaptı da katlettin’
 
Helin’in annesi Nazmiye Şen, failin 6 buçuk yıldır elini kolunu sallayarak gezdiğini ve kızının toprak altında olduğunu dile getirdi. Nazmiye, “Benim kızım ne yapmıştı sana onu katlettin. Kızımın hayallerini biliyor muydun? Kızım kahvaltı bile yapmadan sokağa çıktı sen onu katlettin. Adalet gelsin istiyorum ve tutuklansın” sözleriyle tepki gösterdi.
 
Aile faili yalanladı
 
Ardından konuşan fail Abdullah Ercan’ın, “Daha önce verdiğim beyanlarımı tekrar ediyorum. Karşıdan ateş eden vardı. Ben mağdurum” demesi üzerine aile, “Hayır ateş eden yoktu kesinlikle yalan söylüyor” cevabını verdi.
 
Failin avukatı müvekkiline ilişkin kapsamlı bir incelemenin yapılmasını, bunun sonucunda müvekkilinin suçsuz ve mağdur olduğu görüleceğini öne sürerek, duruşmalardan vareste tutulmasını talep etti.
 
Talepler reddedildi
 
Mahkeme verdiği kısa aranın ardından katılanlar ve katılan vekillerinin bir kısım taleplerinin kabulüne, eksik olan görüntülerin neyden kaynaklandığının sorulmasına, 155 ihbar hattına Sur ilçesinde yapılan tüm konuşmaların mahkemelerine gönderilmesine, tüm görüntülerin temini sonrasında tümünün izlenmesine, avukatların bir kısım taleplerinin reddine, tanık olarak dinlenmek istenen mahallelilerin tespitinin yapılamayacağından bu talebin reddine karar verdi. Mahkeme heyeti, avukatların savcı hakkında suç duyurusunun reddine, ambulansta görev alan sağlık ekiplerinin dinlenilmesinin reddine, failin kaçma şüphesi bulunmadığından tutuklanma talebinin ve fail avukatının “duruşmadan vareste tutulma” talebinin reddine karar verdi.
 
Mahkeme duruşmayı 4 Nisan tarihine erteledi.
 
‘Mücadelemizi sürdüreceğiz’
 
Duruşmanın ardından ailenin avukatları ve Ömer Faruk Gergerlioğlu, adliye önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan avukat Abdullah Zeytun, “Fail polis Helin’i doğrudan hedef alarak kasıtlı bir şekilde öldürmüştür. Eksik sunulan delillerin tamamlanması talebimiz oldu ama mahkeme sadece bir kısmını kabul etti. Sanık polisinin tutuklanması reddedildi. Uzun yıllardır süre gelen cezasızlık politikalarına karşı mahkemenin bizleri şaşırtmasını bekliyorduk. Bunca somut delillere rağmen fail kamu görevlisi olduğundan kaynaklı hala görevinin başındadır. Adalet gerçek anlamda tesis edilene dek mücadelemizi devam ettireceğiz” şeklinde konuştu.
 
‘Adalet bu şekilde gelmez’
 
Ömer Faruk Gergerlioğlu ise şu ifadelere yer verdi: “6 buçuk yıl oldu, 12 yaşındaki çocuk herkesin gözleri önünde öldürülmüş ve tutuklama talebi reddediliyor. Bugün Diyarbakır Adliyesi önünde adalet aradık ama zerresini bulamadık. Anne ve baba yıllardır büyük bir ıstırap yaşıyor. Masum yavrularının göz göre göre katledilmesinin hesabını soruyor. Diyarbakır’da, bu ülkede adalet yok. Katledilenlerin çocukların failleri yargılanmıyor. Helin’in vurulduğu yerdeydim daha temizlenmemiş kanının yanındaydım. Tüm görgü tanıklarını dinlediğimizde yasak bittikten sonra herkesin sokağa çıktığını, bir çatışmanın olmadığını, gelen kurşunun çocuğu hedef alındığını söylediler. Yetkililer annesine, ‘Bir çocuktur ölümünü niye bu kadar büyütüyorsunuz’ demiş. Yetkililer, sizler böyle değersizleştirirseniz olayları, kimse yargılanmaz. Adalet bu bakış açısıyla olduğu için adalet asla gelmez.”