Dedeoğulları davasına çağrı: Örgütlü mücadele güçlendirir ve kazandırır

  • 09:09 13 Ocak 2022
  • Hukuk
 
Öznur Değer
 
ANKARA - Konya katliamı davası avukatlarından Özüm Vurgun, yarın görülecek ırkçı saldırı davasının ilk duruşmasına “ Mahkemenin ırkçı bir saldırı olduğunu kanıtlayana kadar hukuk mücadelemiz devam edecek. Örgütlü mücadele güçlendirir ve kazandırır”  şeklinde çağrıda bulundu. 
 
Konya’nın Meram ilçesinde 30 Temmuz’da Karslı Dedeoğulları ailesinden 4’ü kadın 7 kişinin Mehmet Altun tarafından katledilmeden önce 12 Mayıs’ta failin akrabaları olan Keleş ve Çalık ailesi üyeleri tarafından ırkçı saldırıya maruz kalmalarına dair  davanın ilk duruşması yarın Konya 8’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Irkçı saldırının ardından Keleş ve Çalık ailesi üyelerinden 6 kişi tutuklansa da daha sonra Ali ve Lütfi Keleş dışındaki tüm failler peş peşe serbest bırakıldı.
 
Dedeoğulları ailesi çeşitli mercilere başvurularda bulunarak korunma talebinde bulundu ancak alınmayan önlemler sonucunda göz göre göre katledildi. Ailenin katledildikten sonra Cumhurbaşkanlığından da yardım talebinde bulunduğu ortaya çıkmıştı. 
 
Katliamın ardından, 12 Mayıs'ta gerçekleşen ırkçı saldırıya dair hazırlanan iddianamede Dedeoğulları’nın, savcılık ve emniyette maruz kaldıkları saldırının ırkçı saiklerle gerçekleştirildiği ve saldırganların “Biz ülkücüyüz siz Kürtleri buradan kaldıracağız”  şeklindeki söylemlerine  rağmen iddianamede yer almaması dikkat çekti.
 
Katliamın ön hazırlığı olarak görülen 12 Mayıs'taki ırkçı saldırının yarın görülecek ilk duruşmasına dair dava avukatlarından Özüm Vurgun değerlendirmelerde bulundu.     
 
‘İki olay ve dosya birbiriyle ilişkili’
 
12 Mayıs saldırısının Konya Katliamına zemin sunduğunu ifade eden Özüm, "Konya Mahkemeleri'nin Dedeoğulları’nın katliam dosyasına ve katliamın başlangıcı olan Konya 8’nci Ağır Ceza  Mahkemesindeki dosyaya bakış açıları, ilk celsesi görülen katliam dosyasından aslında kendini belli etmektedir. Yarın görülecek olan davada, müşteki Dedeoğulları, ifadelerinde sanıkların ırkçı söylemlerini defalarca belirtmişlerdir. Dosyada bulunan  tutanaklar, olay anında yaşanan vehameti ortaya koymaktadır. Katledilen Yaşar Dedeoğulları’nın Mayıs ayında gerçekleşen olaya ilişkin katıldığı bir haber programı vardı.Orada saldırının ırkçı bir saikle yapıldığını anlatmaktadır. Bizler biliyoruz ki; bu iki  olay ve dosya birbiriyle ilişkili ve birbirinin devamı niteliğindedir” ifadelerini kullandı. 
 
‘Irkçı saldırı olduğunu kanıtlayana kadar hukuk mücadelemiz devam edecek'
 
Birçok olayda olduğu gibi Konya katliamında da  sanıkların cezasızlıkla ödüllendirilmeye çalışıldığının altını çizen Özüm, Dedeoğulları ailesinin katledilmeden önce yine Konya'da Kürt olan Hakim Dal’ın ırkçı saldırıyla katledildiğini hatırlattı. Özüm, “Hakim Dal ve Dedeoğulları ailesi ırkçı saiklerle, devletin cezasızlık politikasıyla ve hükümet yetkililerinin Kürt yurttaşlara yönelik nefret söylemlerinin sonucudur. Topyekun cezasızlık zırhıyla kaplı olanlar ırkçı ve kirli zihniyetlerini bu politika ile  besleyenler bilmelidir ki; Dedeoğulları ailesinin katliamı, onların istedikleri gibi sonuçlanmayacaktır. Bu katliamın ve önceki olayların tamamının ırkçı bir saldırı olduğunu kanıtlayana kadar hukuk mücadelemiz devam edecektir” diye belirtti.
 
‘Örgütlü mücadele güçlendirir ve kazandırır’
 
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) olarak Dedeoğulları’nın katliamına ilişkin olan iki ayrı dosya için her bir şube ve temsilciliklerinden 30’u aşkın avukatın savunmada yer aldığını  aktaran Özüm, dosyayı özenle incelediklerini söyledi. Tüm baroları,  sivil toplum örgütlerini ve meslektaşlarını Dedeoğulları dosyalarını sahiplenmeye ve hukuk mücadelesinde yanlarında olmaya davet eden Özüm, “Biliyoruz ki örgütlü mücadele güçlendirir ve kazandırır” ifadelerini kullandı.