Eylem’i katleden erkeğe müebbet hapis istemi

  • 09:04 10 Ocak 2022
  • Hukuk
 
Şehriban Aslan
 
URFA - Eylem Tiler’i katleden Hüseyin Tiler hakkında savcı “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası istedi.
 
Urfa'nın Viranşehir ilçesinde 12 Ekim 2017 tarihinde evinde ateşli silahla intihar ettiği ileri sürülen Eylem Tiler'i katlettiği ortaya çıkan evli olduğu Hüseyin Tiler ve annesi Hani Tiler’in yargılandığı dava Urfa 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. İddia makamı Hüseyin Tiler hakkında verdiği mütalaada ceza isterken tutuksuz yargılanan Hanı Tiler hakkında ise beraat talebinde bulundu.
 
‘Sanık Eylem’e şiddet uyguladı’
 
İddia makamı yapılan soruşturma, yargılama, olay tutanakları, ATK, hastane ve otopsi raporları, tüm deliller ele alındığında sanık Hüseyin Tiler'in Eylem Tiler'in eşi olduğu, sanık Hani Tiler'in ise kayınvalidesi olduğu, sanık ile Eylem’in arasında uzun süredir geçimsizlik olduğu, sanığın olaydan önce eşine yönelik şiddet eylemlerinin olduğu, bu geçimsizlik ve şiddet sebebiyle Eylem’in ailesinin evine geri döndüğü belirtildi. İddia makamı, Eylem’in daha sonra sanık ile birlikte yaşadığı ve olayın olduğu evine geri döndüğü, bu durumun yani sanığın Eylem’e şiddet uyguladığı ve Eylem’in 14 Eylül 2017 tarihinde Jandarma ihbar hattını toplam üç kez arayarak görüşme yaptığı kaydedildi.
 
İddia makamı ardından mütalaasına şu şekilde devam etti:
 
“Olaydan önce ki tarihlerde eşini şikâyet için Jandarmayı aradığını ancak şikâyet etmeye eşinden aldığı tehditler karşısında gidemediğini söylediği yönündeki beyanları desteklemesi, olaydan bir gün önce toplam iki defa annesi Kudret Kırtay tarafından aranması ile sübut buldu. Maktul Eylem Tiler, sanık Hüseyin Tiler'den alınan swap numunelerinde atış artığı tespit edildi. Sanık Hüseyin Tiler'in Eylem’i katlettiği tabancanın kendisine ait olduğunu kabul etti. Soruşturma konusu olayın intihar olduğu varsayıldığında olay anında olay yerinde olmadığını beyan eden sanık Hüseyin Tiler'in ellerinde ve giysisinde atış artığına rastlanılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, sanık her ne kadar ‘traktörün bakımını yaparken o akşam ve sabah kaynak ve spiral ile çalıştım. Üzerimde bu nedenle atık çıkabilir’ şeklinde beyanda bulunmuş ise de beyanın hayatın olağan akışına ve kriminal rapor ile uyumlu değil.
 
‘Olay yeri kurgu çerçevesinde değiştirilmiş’
 
Ayrıca olay yerinde bulunan ve hiç kimse tarafından dokunulmadığı beyan edilen suç aleti tabanca üzerinde parmak izine rastlanılmamış olmasının sebebinin tabancanın olaydan sonra sanıklar tarafından silinmiş, temizlenmiş olması veya hava şartları ve silahın yapısı nedeniyle parmak izinin tespit edilemeyecek düzeyde olması ihtimalinden kaynaklanabileceği, otopsi raporunda kafa kemiklerinde kırık, beyin kanaması ve doku hasarına neden olarak art kafa bölgesi sağ alt bölümden vücudu terk ettiği ve ölüm sebebinin; ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı olduğu yönünde belirtildiği, maktulenin sağ elini kullandığının müşteki, sanık, tanık beyanlarında sabit olduğu… Maktulenin sol elini kullanarak sol üst alın bölgesine doğru bitişik ve yakın bir şekilde yukarıda bahsedilen traje açısıyla tabancayı ateşlemesinin kendisi için büyük bir zorluk ve külfet olacağı ve tabanca ile gerçekleşen intihar olaylarından oldukça farklılık arz ettiği, olay yeri inceleme raporu ve özellikle olay yeri fotoğrafları incelendiğinde; olay yerinin olayın hemen sonrasında bir kurgu çerçevesinde değiştirilmiş olduğu, ilk kan birikintisi noktasının gizlenerek maktulenin üçüncü noktaya yani bulunduğu noktaya sırt üstü düşmüş gibi gösterilmeye çalışıldığı...
 
‘Olaya intihar süsü verilmiş’
 
Olaya intihar süsü verebilmek için maktulenin ikinci kan birikintisi noktasından üçüncü kan birikintisi noktasına sanıklarca sırt üstü çevrilerek taşınmış olduğu, eşarbın ikinci kan birikintisi noktasının üzerine bu kan birikintisini gizleme amacıyla konulmuş olduğu, maktulenin mermi giriş yarasının alnının sol tarafında olduğundan tabancanın ve kovanın maktulenin sol yanına konulmuş olduğu… Normal şartlarda kovan ve tabancanın bu kadar yakın olmasının mümkün olamayacağı, maktulenin her zaman sağ elinin kullandığı hususunun yarası sol tarafta olduğundan zaruri olarak sanıklarca atlanmış olduğu, maktulenin sol bacağının dizinden sola geriye doğru katlanması amacının maktulenin olduğu yerde geriye doğru düşmüş izlenimi vermek olduğu ancak düşmeye/devrilmeye rağmen maktulenin özellikle ayağındaki terliklerinin ayağından hiç hareket etmemiş ve ayakların terliğin tamamen içerisinde nizami bir şekilde duruyor olduğu…
 
‘Odada ciddi bir tutarsızlık var’
 
Ölüm olayının gerçekleştiği oda içerisinde ciddi bir şekilde tutarsızlık olduğu ve olay yeriyle ve maktulün pozisyonuyla değişiklik yapıldığının sabit olduğu, HTS kayıtları incelendiğinde, olay saatinin bizzat sanık Hüseyin Tiler tarafından 12 Ekim 2017 tarihinde tanık Salih Tiler'in kendi telefonu tarafından 156 jandarma ihbar hattına yaklaşık bir saat yirmi dakika sonra bildirildiği, gecikmenin sebebinin olaydan sonra olaya intihar süsü verme amacıyla yapılmış muhtemel kurgu ve uydurmaların zaman almasından kaynaklandığı… Tanık Salih Tiler'in olayı saat: 10.34’te Jandarmaya bildirdikten birkaç dakika sonrasında soruşturma dosyasında özel müdafileri olan avukatı arama nedeninin olayla ilgili savunulma ve/veya adli yardıma ihtiyaç duymalarından kaynaklandığı…
 
Sanığın bir yerleri arayıp haber verdiğine rastlanmadı
 
Sanık Hanı Tiler'in olaydan hemen sonra oğlu sanık Hüseyin Tiler'in telefonla bir yerlere haber verdiği yönündeki beyanına karşılık HTS kayıtlarında herhangi bir iletişim kaydına rastlanılmadığı… Sanık Hüseyin Tiler ilk aşamalarda alınan ifadelerinde maktulenin olayın olduğu odada kapının açılmasını engelleyecek halde yerde bulunduğunu ve zorlayarak kapıyı açtığını beyan etmesine karşılık maktulenin oda içerisinde kapının açılmasını engellemeyecek halde yerde sırt üstü yattığı…
 
İntihar iddiaları ve tüm beyanlar birlikte değerlendirildiğinde maktule dışında kimsede atış artığına rastlanılmaması gerekirken, sanık Hüseyin Tiler'in ellerinde ve giysilerinde atış artığına rastlanıldığının kriminal inceleme ile tespit edildiği, böylelikle sanık Hüseyin Tiler'in maktüle Eylem Tiler'i yasak niteliği haiz tabanca ile kasten öldürdüğü anlaşılmakla…
 
Hanı Tiler hakkında beraat istemi
 
Her ne kadar sanık Hanı Tiler hakkında iştirak halinde maktül Eylem Tiler'i öldürdüğü iddiası ile kamu davası açılmış ise de, müsnet suça sanık Hanı Tiler'in iştirak ettiğine dair mahkûmiyetine yeter her türlü şüpheden uzak, kesin, somut delil bulunmadığından sanık Hanı Tiler'in beraatına karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur.
 
Sanık hakkında tutukluluk halinin devamını istedi
 
Sanık Hüseyin Tiler'in eylemine uyan ‘Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş, boşandığı eş veya kardeşe karşı’ ve ‘Ruhsatsız silah taşıma suçu’, uyarınca cezalandırılması ve ‘Kasten öldürme’ suçunun vasıf ve mahiyeti, sanığın alacağı muhtemel ceza nazara alındığında kaçma şüphesinin bulunması nedeniyle tutukluluk halinin devamına karar verilmesi mütalaa olunur.”
 
Tutukluluk halinin devamına karar verildi
 
Mahkeme usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmeyen Salih Tiler ve Sinan Tiler hakkında zorla getirme emri düzenlenmesine, sanığın üzerine atılı suçun temas ettiği yasa maddesinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezanın alt ve üst haddi, kuvvetli suç şüphesi, mevcut delil durumu, delillerin toplanmamış olması itibariyle karartılma ihtimali, atılı suçun katalog suçlardan oluşu dikkate alınarak tutukluluk halinin devamına karar verdi.
 
Davanın bir sonraki duruşması yarın görülecek.