![](/staticfiles/news/175705/2021/11/09/823x463cc-ist-09-11-21-ciplak-arama-dava.jpg)
Gözaltında çıplak arama davası ertelendi
- 13:02 9 Kasım 2021
- Hukuk
İSTANBUL - Gezi protestoları sırasında gözaltına alınan kadınlara çıplak arama yapan polislerin duruşması ileri bir tarihe ertelendi.
Gezi protestoları sırasında 8 Temmuz 2013 yılında Taksim Dayanışma üyesi Cansu Yapıcı ve Ayşe Mücella Yapıcı’ya gözaltında çıplak arama yapan polisler Songül Ekin Kılıç, Levent Mustafaoğlu ve Canan Bolat hakkında açılan davanın 2’nci duruşması İstanbul Çağlayan Adliyesi 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya Cansu Yapıcı ve Ayşe Mücella Yapıcı ve avukatı hazır bulundu. Sanık Levent Mustafaoğlu SEGBİS ile bağlandı.
Sanık iddiaları kabul etmedi
Sanık Levent Mustafaoğlu 15 yıldır emniyette ve operasyon hazırlıklarında görev yaptığını dile getirerek iddiaları kabul etmediğini belirtti. Sanık Levent Mustafaoğlu, “Bahsedilen yerin küçük olması sorunu benden kaynaklı bir sorun değil yerleşkeden kaynaklı. Hastaların ilaçları kamera önünde verilmektedir. O dönem 100’ün üzerinde gözaltı yapılıyordu. Gözaltı yapılmaması gerektiğini yerin, olmadığını söylememize rağmen gözaltı yapıldı. Bu iddiaları kabul etmiyorum. Beraatıma karar verilmesini talep ediyorum” dedi.
Müşteki avukatı Meriç Eyüpoğlu, müvekkillerinin tuvalet görüntülülerinin olduğunu ve ilaç kullanıldığına dair kayıtların neden mahkemeye sunulmadığını sanığa sorması üzerine, sanığa ilk bu iddiaların doğru olmadığını söylerken sonradan hatırlamadığını iddia etti.
‘Taciz gözaltı aracında başladı’
Yaşananları konuşmanın zor bir süreç olduğunu TMMOB olarak parka açıklamaya gittiklerini ancak polisler tarafından müdahale edildiğini dile getiren Ayşe Mücella Yapıcı, “Haksız şekilde gözaltı yapıldı. Taciz gözaltı aracında başladı çok ağır şeyler söylendi. Bana yaşım itibariyle senin burada ne işin var evine git denildi. Bunlar bir şey değil daha neler yapacağız dediler. Ben gözaltı sırasında mide kanaması geçirdim. Emniyet müdürlüğünde detaylı arandık aramadan sonra gözlüğüm suç aletiymiş gibi bana verilmedi. Aynı zamanda evlerimizde de arama yapıldı. Kızımla beni bir hücreye koydular. Gözaltına alındığımda boş odalar vardı ama 10 kişiyi 2 kişilik hücreye koyuldu. Çok havasız bir yerdi” diye söyledi.
‘Sadece sanıklardan değil bu sistemden şikayetçiyim’
İnce arama yapacaklarını söyleyerek kendisinin bir odaya götürüldüğünü ve burada çıplak aramaya maruz kaldığını söyleyen Mücella, “İki kadın polis vardı soyun dediler itiraz ettim niye soyunayım dedim. İnsani yöntemler kullanın dedim. Bunları bana neden yaptıklarını sordum. İşkencenin gerekçesi olamaz. Bana utanma dediler bende niye utanayım siz utanın dedim. İlaçlarımı istediğimde senin uşağın mı var dediler. Erkek polisler gelip bizi alıp erkek tuvaletine götürüyordu. İmkan olmadığından dolayı kadınlar lavaboda yıkanıyordu sonra orada kayıt altına alındığımızı gördük. Sen çok konuşuyorsun dediler beni karanlık hücreye götürdüler. Bir kadın vardı onu da sürekli taciz etmişler. Taciz etmesinler diye su içmemişti o kadın. Bunları söylemekte işkence. Toplum tarafından bile bu yaşadıklarımı anlattığım için tepki aldım. Bu durum lütfen bitsin yardımcı olun. Sadece sanıklardan değil bu sistemden şikayetçiyim” dedi
‘Biz bunları neden yaşadık’
8 sendir yaşadıklarını anlatmalarına rağmen bir karşılık alamadıklarını belirten Cansu Yapıcı, “Gözaltına alındığımız ilk dakikadan itibaren size daha neler yapacağız dediler. 4 gün boyunca bize ne yapılacağını bilmiyorduk. Belirsizlik silah olarak bize doğrultuldu. Gözaltına alındığımda hastalığımdan dolayı kanamam vardı, bunu söylememe rağmen bizimle alakası yok dediler. Her şeyimiz arandı. Ayakkabı bağcıklarımıza kadar arandık. Tüm erkeklerde bir arada tutulurken biz kadınlar bir iki kişi kalıyorduk. Kadın görevli daha sonradan geldi. İnce arama için odaya götürüldüm soyun dendi neden dedim bu işler böyle dendi. Normal bir süreç biz ince aramayı hep yapıyoruz dediler. Boş koğuş yok deniliyor o zaman kapasiteye göre koğuşlar yapılmalı. Biz dört saat tuvalet için bekledik. Bir kadın olarak gözaltı tecrübesi nasıl olur amir bilmez. Annemle başta beraberdik sonra annem çok konuşuyor diye götürdüler ve saat başı alması gereken ilaçlar verilmedi. Biz bunları neden yaşadık. Biz yıllardır bunlarla yaşıyoruz. Şikayetçiyim. Bu sistemin çözülmesi gerekiyor” sözleriyle şikayetini yeniledi.
Sanığın yakalanması talep edildi
Avukat Meriç, Müvekkillerinin izinsiz toplantı ve gösteriden dolayı gözaltına alındığını ancak narkotik gözaltılarında kullanılan ince arama yapıldığını ifade ederek o dönem gözaltına alınan kişilerin tanık olarak dinlenmesini ve ifadesi alınmayan sanık Songül Ekin Kılınç’ın yerinin bilinmesine rağmen hala ifadeye çağırılmadığını ve hakkında zorla getirme kararının çıkartılmasını talep etti.
Duruşma ertelendi
İfadelerin ardından söz alan mahkeme, tanıkların dinlenmesi ve emniyet müdürlüğünden istenilmesi talep edilen belgelerin gelmesi talebiyle duruşmayı 10 Şubat tarihine erteledi.