İZMİR - Hande Buse Şeker’i katleden polis Volkan Hicret’e, yargılandığı davanın karar duruşmasında “canavarca hisle öldürmek” suçundan değil “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası ve diğer suçlardan da 41 yıl hapis cezası verildi.

 

İzmir Alsancak’ta 9 Ocak 2019’da trans kadın Hande Buse Şeker’i katleden polis Volkan Hicret’in yargılandığı davanın karar duruşması Bayraklı 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya taraf avukatları, İzmir Barosu LGBTİ+ Hakları Komisyonu avukatı, fail Volkan Hicret ve Hande’nin kardeşi Burcu Batmaz katılırken, İnsan Hakları Gündemi Derneği ve Kadın Cinayetleri Platformu Derneği ve çok sayıda polis de duruşmayı takip etti. Diyarbakır Barosu İnsan Hakları Merkezi LGBTİ+ Hakları Komisyonu’nun müdahillik talebi ise reddedildi.

 

‘Canavarca hisle katletmekten yargılanmalı’

 

Duruşmada ilk olarak söz verilen Hande’nin kardeşi Burcu, annesinin yaşadıklarının stresine dayanamayarak kalp krizi geçirdiğini ve hayatını kaybettiğini söyledi. Burcu, sanığın üst sınırdan, indirimsiz cezalandırılmasını talep etti.

 

İzmir Barosu avukatlarından Mahmut Şeren ise “kasten öldürme”, “nitelikli yağma”, “nitelikli cinsel saldırı” ve “hafif yaralama” suçlarından yargılanan sanığın, sıradan bir cinayet değil eziyet çektirerek ve canavarca hisle katlettiğini, Hande’nin kimliğini hedef alarak aşağıladığını ve cinsel saldırıya maruz bıraktığını ifade etti.

 

Katliamın görüntüleri hatırlatıldı

 

Avukat Sena Yazıbağlı Gül de katliam anının görüntülendiği videoya atıfta bulunarak, sanığa “nitelikli kasten öldürme” suçundan değil, “canavarca hisle eziyet çektirerek öldürme” suçundan ceza verilmesi talebini yineledi. Sena ayrıca sanığın, Hande’nin eski erkek arkadaşı olduğu iddiasında bulunan kişilerin sanığın polis olması nedeniyle ifade vermekten korktuğunu belirtti. Sena “Bugün kadın cinayetleri ve trans cinayetleri sistematik olarak işleniyor. Türkiye’nin sivil toplum kuruluşlarının vicdani kanaati üzerinde cezasızlıkla sonuçlanması faillere umut vaat edici bir yandan da erkeklik savunması ile bir nefret cinayetinin kayda geçmesidir” dedi.

 

Ardından konuşan avukat Kerem Dikmen, sanığın suç isnat ettiği meslek arkadaşı Abdullah Talha Karayel’in yeniden dinlenme talebinin reddedildiğini, ancak hala bu ihtiyacın devam ettiğini dile getirerek, sanığın emniyet, savcılık ve mahkemedeki ifadelerindeki çelişkiye dikkat çekti. Kerem, sanığın ifadelerini videonun ortaya çıkmasının ardından değiştirdiğini hatırlattı.

 

Failden bildik savunma: hatırlamıyordum

 

Ardından ifadesi alınan Volkan Hicret, pişman olduğunu öne sürerek, Hande’yi katlettiği ana dair çok az şey hatırladığını iddia etti. Sanık avukatı ise polis davalarını takip ettiğinin altını çizerek Hande’nin avukatlarının, kendisinin savunmaları üzerinden eleştiride bulunduğunu ve usule aykırı savunma yaptıklarını öne sürdü. Sanık avukatı ayrıca iyi hal indirimi istedi.

 

Verilen aranın adından mahkeme heyeti, sanığa “kasten öldürme” suçundan müebbet, “nitelikli yağma” suçundan 3 kez 5 yıl 6 ay, “nitelikli cinsel saldırı” suçundan 21 yıl, “yaralama” suçundan 2 kez 9 ay, “kişinin hatırasına hakaret” suçundan 2 yıl hapis cezası verildi.

 

‘Söz dahi verilmeden talebimiz reddedildi’

 

Davanın ardından müdahillik talebi reddedilen Diyarbakır Barosu İnsan hakları Merkezi LGBTİ+ Hakları Komisyonu Üyesi Avukat Rojbin Şahin, bir trans kadının katledilmesinin görüldüğü davaya katılmanın, davanın üst yargı yollarının mahkeme aşamalarını takip etmeleri için önemli olduğunu belirtti. Pandemi nedeniyle davanın karar duruşmasına yetişebildiklerini dile getiren Rojbin, “Bir hazırlık yaptık ama mahkeme ne yazık ki bize söz dahi vermeden reddetti. Nezaketsizce oldu ama sanırım karar duruşması olduğu için böyle bir karar aldı. Suçtan zarar gören olmadığımız gerekçesiyle talebimizi reddetti ama baro olarak insan hakları mücadelesinde baroların insan hakları açısından önemli olduğunu düşünerek suçtan zarar gören kavramı dahiliyeti içerisinde olduğumuza da dilekçede yer vermiştik. En azından dayanışma yönüyle desteklemek istedik” dedi.