Hukuk örgütleri: Çocuğa yönelik cinsel suç oranı 10 yılda 3 kat arttı 2024-09-10 12:46:27   ANKARA- Êzidî kız çocuğunun satışa çıkarılmasına ilişkin görülecek dava öncesi açıklama yapan hukuk örgütleri ve siyasi parti temsilcileri, toplumun tüm kesimlerini çocuklar için güvenli bir yaşam ve adalet içim bir adım öne çıkma çağrısında bulundu.    Ankara’da Şubat 2021’de polis ve istihbarat ekiplerinin DAİŞ’in hücre evine düzenlediği duyurulan operasyonla  kurtarılan Êzidî bir kız çocuğuna dönük açılan davanın 7’nci duruşması Ankara 15’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.    Duruşma öncesi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili Ayten Kordu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Ankara Şube (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şube (ÇHD), İnsan Hakları Derneği Ankara Şube (İHD), Toplumsal Hukuk, Demokrasi İçin Hukukçular ve Adalet İçin Hukukçular Sıhhıye Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, “Çocuklar için Güvenli Eşit, Özgür Bir Yaşam ve Adalet İstiyoruz” yazılı pankart taşıdı. Açıklamayı kitle adına Avukat Nurdan Kılıç okudu.    ‘Narin ilk değildi’   Bugün DAİŞ tarafından bebek yaşta esir alınan, köle olarak satılan Êzidî kız çocuğunun kapalı kapılar ardında kamuoyundan saklanarak yürütülen duruşması için burada olduklarını belirten Nurdan, “Geçtiğimiz günlerde ise hepimiz kendi köyünde şüpheli şekilde kaybolmasının ardından tam 19 gün boyunca sözde ‘altına bakılmadık taş bile bırakılmadan aranan’  8 yaşındaki Narin’in cansız bedenini toprağa vermenin üzüntüsünü, acısını, öfkesini yaşadık. Narin, kendi köyünde, evinden sadece 3 kilometre uzaktaki bir dere yatağında, bir çuval içerisinde bulundu. Bir çocuk daha devlet-aile- tarikat üçgeninde hayattan kopartıldı. Narin ilk değildi” diye konuştu.   2023 yılında 66 bin cinsel istismar davası açıldı    Çocuk Hakları Merkezi’nin yayınladığı rapordan veriler paylaşan Nurdan, 2024 yılının ilk 7 ayından en az 14 kız çocuğunun katledildiğini söyledi. Nurdan, “FISA Çocuk Hakları Merkezi’nin yalnızca medyada yer alan haberleri tarayarak elde ettiği bilgilere göre 2022 yılından bu yana en az 133 çocuk ev içi şiddet sonucu, çocuk cinayetlerinde veya şüpheli ölümler nedeniyle hayatını kaybetti. 2024 yılının ilk 6 ayında 32 çocuk intihar ederek hayatına son verdi. 17 çocuk şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Sadece 2023 yılında 66 binden fazla çocuğa yönelik cinsel istismar davası açıldı.  Kolluk görevlilerine ulaşabilen cinsel suç mağduru çocuk sayısı 10 yılda 3 katına çıktı” dedi.   ‘Tüm yetkilileri adım atmaya çağırıyoruz’   Nurdan şunları belirtti: “Bu rakamların her biri toplumsal, siyasal, sosyal, hukuki ve ekonomik çürümüşlüğün, çocukları koruma yükümlülüğü olan devletin çocukları koruyamadığının en net göstergesidir.  Erkek egemen aklın, güvenlikçi politikaların, şiddetin normalleşmesinin en büyük mağduru her zaman kadınlar ve çocuklar olmuştur. Bugün Narin’in, Leyla’nın, Cemile’nin, Berkin’in, Uğur’un katilleri hala tam ve açık şekilde tespit edilip cezalandırılmadı. Cezasızlık politikasıyla korunan ve adeta ödül gibi cezalarla ya da beraatlerle teşvik edilen failler ise bu çürümenin en büyük nedenidir.  Bu yüzden devlet, aile, erkek şiddetinin mağduru olan çocuklar için buradan bir kez daha toplumun tüm kesimlerini çocuklar için güvenli bir yaşam ve adalet için bir adım öne çıkmaya çağırıyoruz.”    Ankara Barosu Başkanı: Ne diyeceksiniz aile içi mesele mi?   Ardından Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu söz aldı. Mustafa, “Berkin’di, Ugur’du, Leyla’ydı, şimdi ise Narin. Ama hepsi çocuktu ve biz o çocukları en son bir çuvalın içerisinde bir dere kenarına atıldığını ve hatta bunun içinde olanların ‘bundan kurtulman gerektiğini’ söylediklerini biliyoruz. Tam bir buçuk yıl önce bu şehrin billboardlarına ‘çocuğun yeri okuldur, çocuğun hakkı dayak değil eğitimdir’ diye yazdık. Çocuk haklarına dikkat çekmek için insanları bilinçlendirmek için her şeyi yapıyoruz ama bununla asıl mücadele etmesi gerekenler neredeler? Şimdi bir cinayetle daha karşı karşıyayız ama bakıyoruz soruşturmaya dair tek bir açıklama bile yok. Ne yapacağız ‘aile içi mesele mi’ diyeceksiniz. Aile her zaman faşizmin en temel mikro düzeyde yaşandığı bir yer değil miydi bu ülkede. Eğer gerçekten yeryüzünde bir şey uğruna savaş vereceksiniz o berrak gökte çocuklar aşkına savaşmak için olmalı. O yüzden artık yeter diyoruz” sözlerini kullandı.    Açıklamanın ardından dava avukatları duruşmaya katıldı.   Ne olmuştu?    Ankara’da Şubat 2021’de polis ve istihbarat ekiplerinin DAİŞ’in hücre evine düzenlediği duyurulan operasyonla Êzidî bir kız çocuğu kurtarılmıştı. Çocuğun, DAİŞ’liler tarafından derin internette satışa çıkarıldığı ortaya çıkmış, baskın ve çocuğun kurtarılmasına dair bilgi, bir basın bildirisi ve video görüntüleri ile kamuoyuna duyurmuştu. Êzidî çocuğu kaçırıp evlerinde rehin tuttukları suçlamasıyla Irak vatandaşları Anas V., Nasır H.R. ve Sabbah Ali Oruç’un ifadeleri alınmıştı. Gözaltına alınanlardan Anas V. ve Nasır H.R., ifade ve savcılık sorgularının ardından 27 Şubat’ta adli kontrol şartı ile serbest bırakılmıştı. Sabbah Ali Oruç ise tutuklanarak Sincan F Tipi Kapalı Cezaevi’ne konulmuştu.   Söz konusu DAİŞ’lilere ilişkin iddianame 8 Mart 2021 tarihinde kabul edildi. İddianamede her 3 DAİŞ’li için de “DAEŞ terör örgütü üyesi” ve “örgüt yönetiminde yer aldıkları” belirtilmişti.   İddianameye göre, DAİŞ’li Sabbah Oruç, 2018 yılında ağabeyinin eşi ile Ankara İl Göç İdaresi’ne giderek Êzidi kız çocuğu için kimlik başvurusunda bulundu. Sabbah Oruç, çocuğa kimlik çıkartmakta geciktiklerini beyan etti. Çocuğa ağabeyinin ismi ve 990….6990 numarası ile “Aişe Sabbah. A.O.” ismiyle kimlik çıkartıldı.   Êzidî çocuğu Türkiye’ye getiren DAİŞ’li hakkında, ilk örnek teşkil edecek şekilde ‘uluslararası insan ticareti’ suçlamasıyla dava açılırken, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın korumasına verilen çocuğun, soruşturma süreci sırasında şüphelilere hafta sonu yatılı olarak gönderildiği ortaya çıkmıştı.   Dava dosyasında yer alan bilgilere göre, 24 Şubat 2021 tarihinde Ankara Terörle Mücadele (TEM) ekiplerince Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Pursaklar Sevgi Evi’ne teslim edilen Êzidi kız çocuğu, yaklaşık 3 ay sonra, hafta sonları DAİŞ’li aileye gönderilmeye başlanmıştı.   Avukatların da eline geçen belgeye göre, Êzidi kız çocuğu, 21 Haziran 2022 tarihinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın onayı ile “koruma kararı” kaldırılarak Pursaklar Sevgi Evi görevlileri tarafından “teslim tutanağı” ile IŞİD’li aileye teslim edildi.