Rojbin Sevil Çetin’e yönelik şiddet ‘işkence’ olarak görülmedi 2023-12-05 16:40:14     AMED - Köpekli işkenceye maruz bırakılan TJA aktivisti Rojbin Sevil Çetin’in görülen duruşmasında savcı Rojbin’e dönük şiddeti işkence olarak görmezken, avukatların talepleri de reddedildi.   Amed’de 26 Haziran 2020 tarihinde evine düzenlenen baskında köpekle işkence edilen ve 11 gün sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Rojbin Sevil Çetin hakkında açılan davanın 3’üncü duruşması Diyarbakır 9’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Rojbin duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, avukatları Özüm Vurgun ile Mehmet Öner duruşmada hazır bulundu. Ayrıca Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisi, TJA, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Yerel Yönetimler Kadın Kurulu, HEDEP Amed Milletvekili Ceylan Akça, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Rosa Kadın Derneği de duruşmayı takip etti.   Hakim ilk olarak geçen celse Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye yanıt geldiğini ve gelen yanıtta olay gününe dair herhangi bir kamera kaydı bulunmadığı bilgisinin yer aldığı belirtildi.   ‘Tanık beyanlarından sonra savunma yapacağım’   Rojbin duruşmada hazır olmak istediğini ifade ederken hakim, tanıklar olmadığından SEGBİS ile duruşmaya katılmak için talimat verdiklerini kaydetti. Rojbin ayrıca tanık dinlenmesinden sonra savunma yapacağını bildirdi.   ‘Köpeklere saldırma emri veriliyor’   Avukat Özüm Vurgun yaptığı savunmada, “Tanıkların dinlenmesini, mahkemenin görevsizlik kararı vermesini istiyoruz. Ayrıca olayda tek bir köpek yok, üç köpekten bahsediliyor ve bu köpeklerden kaynaklı dört dosyadan bahsediyoruz. Köpek eğitmeni olan Serdar Gök hem sanık olarak yargılanıyor hem de müşteki olarak yer alıyor. Bir köpek başka bir olaydan kaynaklı vurularak öldürülüyor. Diğer köpeklerden biri de yine başka olayda aranan kişiye saldırma emri veriliyor. Serdar Gök üç köpekten sorumludur. Hatta övünerek köpeklerin dönemin İçişleri Bakanlığı Süleyman Soylu’dan ödül aldıklarını söylüyor. Üç farklı köpek ve bir eğitmen düşman hukuku üzerinden köpeklerle işkence uyguluyor. Yine bir diğer konu sanık hiçbir duruşmaya katılmadı ve vareste de tutulmadı. Karşımızdaki bir eşbaşkan ve siyasi parti iradesidir. İçeri giriş ayrımcı ve hukuka aykırı bir usulle yapılıyor. Köpek eğitimini anlatıp köpeklerin talimatla hareket ettiğini söyledi. Emniyet müdürü Ali Harmancı tarafından bir belge sunuluyor ve Rojbin için iftira dolu başvuru deniliyor” dedi.   ‘Sadece köpek saldırısı değil işkence de yapıldı’   Rojbin’in sadece köpekli işkenceye maruz bırakılmadığını özel harekât tarafından da işkence gördüğünü ifade eden Özüm, “Müvekkilin gözünde morarma, bileklerinde yaralar ve işkence izleri vardı. Yüzüstü kelepçeli şekilde saatlerce bekletildi. Bu bir işkence dosyasıdır, basit bir yaralama dosyası değildir. Görevsizlik verilip ağır ceza mahkemesine dosya gönderilmelidir. Bir diğer önemli konu da sanık Serdar Gök’ün hiçbir hayvana yanaşmaması gerekir” şeklinde konuştu.   ‘Hayvanlar silah olarak kullanılıyor’   Ardından savunma yapan Avukat Mehmet Öner de meslektaşlarının beyanlarına katıldığını söyleyerek işkence ve eziyet suçu oluştuğundan dosyanın ağır cezaya gönderilmesi talebinde bulundu. Mehmet, “Hem avukatıyım hem de olayın tanığıyım. Olay günü ‘arama bitti çıkıyoruz’ denildikten sonra 55 dakika oldu. Polis hayvan haklarına saygısızlıkla yetinmeyip hayvanları silah gibi kullanıyor. Köpeklerin poliste bulunmasının amacı suç işlememektedir. Olayda müvekkille 24 saat boyunca görüştürülmedik, belki fotoğraf çekeriz diye. Emniyette müvekkilin yaraları kapatılmaya çalışılıyordu, ilaçlar veriliyordu. Meslektaşım müvekkili lavaboya götürünce fotoğraf çekme fırsatı buldu. 24 saat sonra başka dosyadan araması olduğunu öğrendik. Fotolar yayıldıktan sonra müvekkil hakkında soruşturma başlatıldı” sözlerini kullandı.   İddia makamı işkence olarak görmedi   İddia makamı verdiği mütalaada işkencenin ani, kesintisiz ve sistematik olması gerektiğini ve iddianameye bağlı kalması gerektiğini belirtti. İddia makamı avukatların taleplerinin de reddedilmesini istedi.   ‘Müvekkilimiz öldürülmeliydi mi?’   Ardından tekrar savunma yapan Özüm, savcıların taleplerin kabulü konusunda yüreksizlik gösterdiğine dikkat çekti. Özüm, “Savcılar hukuktan aykırı konuştuğumuzu sanıyor. Ne yani işkence olması için illa müvekkilimizin öldürülmesi mi gerekiyordu. Daha ne yapılmalıdır? Mütalaaya iştirak etmiyoruz” dedi.   Mahkeme avukatların talebini reddederek polis memurlarının bir sonraki duruşmada tanık olarak dinlenmesi karar verdi.   Mahkeme, duruşmayı 27 Şubat 2024 tarihine erteledi.