Arzu’yu katleden faile ‘saygılı tutum’ indirimi 2023-11-27 09:04:51     Şehriban Aslan   RIHA - Arzu Elen'i katleden fail Mahmut Elen'e indirim uygulanarak verilen cezaya dair kararın gerekçesinde, “Sanığın mahkememize karşı saygılı tutumu, cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri göz önünde bulundurularak indirim uygulanmasına karar verildi" denildi.   Riha’nın (Urfa) Curnê Reş (Hilvan) ilçesinde 4 Eylül 2022 tarihinde Arzu Elen evli olduğu Mahmut Elen tarafından katledildi. Fail Mahmut Elen’in yargılandığı davanın karar duruşması 11 Ekim’de Siverek Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülürken, mahkeme heyeti "iyi hal" indirimi uygulayarak faile 18 yıl 4 ay hapis cezası verdi.    Mahkeme ‘tasarlama yok’ dedi!   Mahkeme faile dönük verdiği ödüllü cezanın gerekçesini açıkladı. Kararda failin, Arzu'yu katletmek için Semsûr'a gittiğini ve vazgeçtiğini sonrasında bir anlık öfke ile katlettiğini kabul etse de mahkeme bunu “tasarlayarak öldürme” olarak görmedi. Gerekçeli kararın devamında şu ifadelere yer verdi: “Sanığın maktulün son sözlerinden dolayı bir anlık öfke ile maktulü öldürdüğünü söylediği hususları göz önüne alındığında; ani gelişen kastla eylemi gerçekleştirdiğini savunan sanığın öldürme kararını ne zaman aldığının belirlenemediği... Makul bir süre geçmesine ve ulaştığı ruhi sükunete rağmen vazgeçmediği öldürme niyeti ile gittiğinin, belli bir plan dahilinde kararlılıkla hareket ettiğinin sabit olmadığı... Dosyaya sunulan sanık ve maktul arasında olaydan önce gerçekleşen konuşma kayıtlarında tehdit içeren türden bir konuşmanın yapılmadığının anlaşıldığı... Tanık anlatımlarının objektif, tarafsız olmadığının değerlendirildiği kaldı ki tanıkların beyanlarının tasarlama halinin varlığını göstermeyeceği, tasarlama halinin varlığı için sanığın aldığı öldürme kararından ulaştığı ruhsal dinginliğe rağmen hiçbir şartta vazgeçmediğinin kesin olarak ispat edilmesi halinde uygulanabileceği anlaşıldığından, sanığın eyleminde tasarlama halinin bulunmadığı kabul edilmiştir.   Failin mahkemeye karşı tutumu ‘saygılı’   Maktulden kaynaklı haksız hareket teşkil eden eylemlerin sanıkta yarattığı ruhsal durum, hiddet ve şiddetli elemin etkisi birlikte değerlendirilerek sanık lehine  haksız tahrik indirimi uygulanarak sanığın eşe ve kadına karşı haksız tahrik etkisi altında kasten öldürme suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir. Olay kapsamında, sanığın haksız tahrik etkisi altında eşini kasten öldürdüğü anlaşılmış, olayın ortaya çıkış şekli, sanık aleyhindeki gurur kırıcı ve ayrıca rencide edici mesaj içerikleri... Bu konuşmaların telefonda sanığa yapılmış olması hususları gözetildiğinde; maktulden kaynaklı haksız hareket teşkil eden eylemlerin sanıkta yarattığı ruhsal durum, hiddet ve şiddetli elemin etkisi birlikte değerlendirilerek ve sonuçta bir insanın ölmüş olması hususu da göz önünde bulundurularak sanık hakkında  alt hadden  haksız tahrik indirimi uygulanmış sanığın mahkememize karşı saygılı tutumu, hakkında  tekerrüre esas ilamların bulunmayışı  ve verilecek cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri göz önünde bulundurularak TCK Madde 62/1 uyarınca 1/6 indirim uygulanmasına..."   ‘Savunmada değişikliğe gitti’   Verilen karar sonrası Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği avukatlarından Serenay Yaman, değerlendirmelerde bulundu. Serenay, “Sanık dosyanın ilerleyen aşamalarında, ifadelerinin bir kısmını değiştirerek; Adıyaman'a eşini öldürmek için gittiğini ancak Adıyaman'da maktul ile barıştıklarını, maktulü öldürmek için köye getirmediğini, köye geldiklerinde maktulün kendisine hakaretler ettiğini, istemediği cümleler kurduğunu iddia etti. Sanık, o an karar vererek maktulü öldürdüğü kurgusunu mahkemede pek çok kez dile getirmiştir. Sanık, bu şekilde sonradan savunmasında değişikliğe gitmiş olup bu iddialarıyla haksız tahrik hükümlerinden faydalanmak istemiştir. Ki sanığın bu talepleri mahkeme tarafından da kabul görmüştür” dedi.   ‘Sanık defalarca mahkeme düzenini bozmuş’   Serenay, failin Arzu’yu tasarlayarak katlettiğine dair dosyada birçok delil bulunmasına rağmen, yerel mahkemenin, faili mahkeme aşamasında beyan ettiği “aniden o an öldürmeye karar verdiği” şeklindeki savunmasının kabul edildiğine dikkat çekti. Mahkemenin bununla da sınırlı kalmadığına değinen Serenay, “Sanığın bu savunmasına ilişkin olarak gerekçeli kararında ‘sanığın aksi ispat olunmayan savunmalarına göre’ şeklinde abesle iştigal bir gerekçeye de yer vermiştir. Sanığın, bu iddiasının yalan olduğunu söyleyecek tek kişi sanığın katlettiği 33 yaşındaki Arzu Elen’dir. Yerel mahkeme adeta ispat yükünü sanıktan alarak öldürülen kadına yüklemiştir. Yerel mahkeme ayrıca sanığın mahkemedeki ‘saygılı’ tutumunu gerekçe göstererek sanık hakkında iyi hal indirimi de uygulamıştır. Saygılı tutumundan bahsettikleri sanık, duruşmalarda birçok kez yargılamanın işleyişine dahi müdahale etmeye kalkışarak mahkeme düzenini bozmuş. Buna rağmen mahkeme tarafından sanığın tutumunun ‘saygılı’ olarak nitelendirilmesi başta maktulün yakınları olmak üzere kamunun yargıya olan güvenini de ciddi anlamda sarsmaktadır. Sanığın, haksız tahrik ve iyi hal indirimleriyle netice olarak 18 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir” ifadelerini kullandı.   ‘Cezalar failleri ıslah etmiyor’   Kadın katliamı dosyasında “haksız tahrik” ve “iyi hal” indiriminin söz konusu dahi olmaması gerektiğinin altını çizen Serenay şöyle devam etti: “Ortada bir kadın cinayeti olduğu göz önüne alındığında artık haksız tahrik ve iyi hal indirimi mevzu bahis olmamalıdır” diyen Serenay, “Arzu, öldürülen diğer pek çok kadın gibi toplumsal cinsiyete dayalı nedenlerle öldürülmüştür. Kadınları gözlerini kırpmadan öldüren erkekler, mahkeme salonunda ise mağdur olan kendileriymiş gibi hikâyeler anlatmaya başlıyor. Artık hayatta olmayan, öldürülen o kadınlar hakkında cevaplayamayacakları iddialar ortaya atılıyor, failler kendilerini aklamaya çalışıyor. Mahkemeler dava konusu olayı objektif hukuk kuralları çerçevesinde değerlendirmesi gerekirken; neredeyse sanıkla empati kurarak, toplumsal önyargı ve kalıplarla kararlar veriyor. Unutulmamalıdır ki yaşam hakkı her şeyin üzerinde evrensel bir değerdir ve vicdan terazisinde karşılığı öldürme ve sonucunda haksız tahrik nedeni ile ceza indiriminden yararlanma olmamalıdır. Verilen bu cezalar, failleri ıslah etmemekte; aksine kadın cinayetlerinin her geçen gün artmasına sebep olmaktadır.”   ‘Öldürülen tüm kadınlar için sürecin takipçisiyiz’   Serenay son olarak, “Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği olarak sanık hakkında verilen haksız ve hukuka aykırı bu yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf mahkemesine başvurduk. Maktul Arzu’yu soğukkanlılıkla tasarlayarak öldüren sanığın yargı önünde hak ettiği cezayı alması ve öldürülen tüm kadınlar için sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi.