‘Gülistan Doku dosyasında tek dert olayların basına yansımaması’ 2023-11-26 09:02:23   Şehriban Aslan   AMED – Gülistan Doku’nun 4 yıla yakındır kayıp olmasına ilişkin savcılığın etkili bir soruşturma yürütmediğine dikkat çeken ailenin avukatı, “Tek dert olayların basında konuşulmamasıdır. Çünkü basında konuşulunca artık bir şeyler oluyor” diyerek dosyaya ilginin devam etmesi yönünde çağrıda bulundu.   Dersim’de Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku 5 Ocak 2020 tarihinde şüpheli bir şekilde kayboldu. Gülistan’ın ailesinin aynı gün Dersim’e gelerek, “kayıp ihbarı” başvurusunda bulunmasının ardından arama çalışmaları başlatılırken, yapılan araştırmalar sonunda Gülistan Doku'nun cep telefonunun en son Uzunçayır Baraj Gölü üzerindeki Sarısaltuk Viyadüğü'nde sinyal verdiği belirlendi. Gülistan’ın suya atlama ihtimali göz önünde bulundurularak, Munzur Nehri’nde arama çalışmaları yapıldı; ancak yapılan arama çalışmalarında Gülistan’a dair en ufak bir ize rastlanmadı. Ailenin ve avukatların tüm taleplerine rağmen Gülistan’ı karada arama çalışmaları yürütülmezken, devlet yetkilileri ısrarla “suda” olduğunu iddia ederek soruşturmayı titizlikle yürütmedi.   Soruşturmada yol kat edilmedi   Olayda baş şüpheli olan Zainal Abarakov ve polis olan üvey babası Engin Yücel bugüne kadar gözaltına alınmadı ve haklarında olaya dair bir soruşturma yürütülmedi. Ancak geçen yıl Ağustos ayında Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Gülistan Doku ile ilgili soruşturma başlatılmışsa da Gülistan’ın bulunması için yol kat edilmedi.   Hiçbir yerden sonuç alınamadı   Gülistan’ın ailesi başvurduğu hiçbir yerden sonuç alamazken, 2022 yılı Ocak ayında Tunceli Adliyesi önünde oturma eylemi başlattı. Eyleme, kadın ve sivil toplum örgütleri ile siyasi partiler de destek verdi. Buradan da sonuç alamayan aile, aynı yılın Şubat ayında Adalet Bakanlığı’ndan görüşme talebinde bulundu. Dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dan talep edilen randevu, “müsait olmadığı” gerekçesiyle reddedildi. Bunun üzerine Adalet Bakanlığı önünde oturma eylemine geçen aileye, polis saldırıda bulundu. Aile üyeleri, polis tarafından yerlerde sürüklenerek gözaltına alınırken hastane kontrolünün ardından işlem yapmadan serbest bırakıldı. Sonrasında ise aile seslerini duyurmak için Meclis’e giderek siyasi parti temsilcileriyle görüştü. Gülistan’ın akıbetinin araştırılması için verilen önergeyi 23 Şubat 2022 tarihinde reddeden AKP, baş şüpheli Zainal Abarakov’u “sadece mesajlaştığı, olayın vuku bulmasıyla alakalı olarak bir bilgisinin olmadığı” sözleriyle savundu.    İmza atmadığı ortaya çıktı   Zainal Abarakov ise 17 Mart 2022’de gözaltına alındıktan sonra, savcılıkta verdiği çelişkili ifadelere rağmen yurt dışı yasağıyla serbest bırakıldı. Zainal Abarakov hakkında adli kontrol şartı olan imzayı altı ay boyunca atmadığı ortaya çıktı.    ‘Kolluk Gülistan’ı sorduğumuz için bizim peşimizde’   6 Kasım’da ise Dêrsim’e giden Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku, yeni Vali Bülent Tekbıyıkoğlu ile görüşme girişimleri yanıtsız kalınca dijital medya hesabından bir video paylaşarak, “Bugün Gülistan’ın olmayışının bin 402’nci günü. Bin 402 gündür Gülistan yok. Biz yeni Vali ile görüşüp yeni İçişleri Bakanı’ndan randevu talep etmeye geldik. Dünden beri kolluk kuvvetleri an be an peşimizde. Neden kolluk kızımı bizden alıp karanlığa atanların peşinde değil de Gülistan’ı sorduğumuz için bizim peşimizde? Kolluğun görevi katillerin, tecavüzcülerin peşinde olmak değil midir” diye sormuştu.    Dosya yeniden incelenecek   Aygül, 9 Kasım’da Vali Bülent Tekbıyıkoğlu ve İl Emniyet Müdürü Hakan Yılmaz’la valilik binasında görüştü. Görüşme sonrasında Aygül, dosyanın baştan sona kadar yeniden inceleneceğini ve bu adımın kendilerine umut olduğunu ifade etti. Dosyanın yeniden inceleneceğine dair bilgi verildiğini kaydeden Aygül, basına verdiği röportajda, “Dosyanın tekrardan kapsamlı bir şekilde, ilk günden bugüne kadar yapılmayan ne varsa bütün soru işaretlerinin giderileceğini, Gülistan’a ne olduğunu bir an önce bulmak istediklerini söylediler. Bu adım bize umut oldu. Bir an önce kardeşime ne olduğunun cevabını istiyoruz. Yeri geldiğinde aile avukatımızın dosyaya müdahale edeceğini, dosyayı baştan nerede ne eksiklik varsa, ne yapılmamışsa onun üzerine gidileceğini dile getirdiler. İnanın her yeni gelen kişi bize bir umut oluyor. Gülistan’ın karanlıktan çıkmasını istiyoruz” demişti.   Son gelişme   Son olarak baş şüpheli Zainal Abarakov’un polislikten ihraç edilen babasına ait olan ve Gülistan Doku’nun zorla bindirilmeye çalışıldığı otomobilin, soruşturmanın açıldığı gün il dışına çıkarıldığı ortaya çıktı.   ‘210 gün boyunca baraj oyunu oynandı’   Gülistan Doku’nun avukatı Ali Çimen, ajansımıza yaptığı değerlendirmede, sürece dair hatırlatmalarda bulundu. Başından bu yana etkili bir soruşturma yürütülmediğini belirten Ali, “Olaydan ancak bir yıl sonra şüphelilerin HTS kayıtlarına ulaşabildik. Yani dosyanın içerisine 1 buçuk yıl sonra girdi. Böyle olunca Gülistan’ın akıbeti akamete uğradı. Sonrasında köprüden bir nesne düştüğüne dair bir izlenim oluşturarak bir tutanak tutuldu. Gülistan’ın ailesi o dönemin tüm kamuoyu yetkilileri dediklerimiz, ‘Bakın kızınız burada, buraya düşmüş, intihar etmiş. Bedeni buradadır. Biz size zaten bedenini vereceğiz’ sözünü veriyorlar. Hatırlarsanız bunu Aygül Doku da açıkladı. 210 gün boyunca Gülistan’ın dosyasında bir baraj oyunu oynandı. O süre boyunca dalgıçlar baraja girdi çıktı. Bir makas ve not kağıdı bulunduğu söylendi. Gülistan’ın montu var, elbiseleri var, çantası var. Bunların bulunmaması gösteriyor ki ilk gün orada olmadığı biliniyordu. Mesela suya bir nesnenin düştüğüne dair ilk tutanağı kim tuttu? Biz o tutanağa itiraz ettik. Bilirkişiye giden bu tutanak sonucunda suya düşen bir nesne olmadığı söyleniyor. Çok iyi bilimsel ve denetime elverişli rapor şeklinde o anda suya düşen bir nesne yok denildi ve o andan itibaren intihar tezi çürütüldü” ifadelerini kullandı.   ‘Dosyanın ‘öldürme’ olarak ele alınması gerekiyordu’   Soruşturmanın 4’üncü yılına girildiğine ve hala failin materyallerinin incelenmesinin tamamlanmadığına dikkat çeken Ali, şu ifadelere yer verdi: “Bilindiği gibi dosyaya ilk aşamada bir rapor girdi. Ki bu rapor kadın kurumlarının, basının dosyayı işlemesinden sonra şüphelinin telefonu 68 gün sonra incelenmeye alındı. Fakat telefona el konulmadan bir gün önce şüpheli arkadaşına mesaj atıp telefonunun alınacağını söylüyor. Telefona el koyma olayı var ama şüphelinin de haberi oluyor. Bir gün sonra telefona el konuluyor ve raporlanıyor. Raporlanmada görüyoruz ki ‘Mama’ adlı biriyle görüşmesi oluyor. Raporda ‘Mama’nın şüphelinin annesi olabileceği ve annesi ise tanıklıktan çekilme hakkına sahip olduğu ve iletişimi söyleniyor. Eğer iletişimin tespiti ile ilgili tanıklıktan çekilme hakkına sahip kişiler arasında bir iletişimi varsa iptal edilir. Bu hüküm dikkate bile alınmaz. Fakat buna ancak Sulh Ceza Hakimliği karar verir. Mesela bilirkişi bile soruşturmanın ne kadar liyakatsiz yürütüldüğünü gösteriyor. Etkin bir soruşturma yapılmadığını gösteriyor. Artık etkili ve etkin bir soruşturma yürütüleceğine dair umudumuz kalmadı. 4 yıldır ortada bir insan yok ve kendisinden haber alınamıyor. Neden bu kişi tutuklanmıyor? İnsan öldürme şeklinde dosyanın ele alınması gerekiyor ama bu yapılmadı.   Defalarca söz verildi ama yapılmadı   Geçtiğimiz günlerde Gülistan’ın ailesi yeni gelen vali ile görüştü ve vali kendilerine dosyanın yeniden inceleneceğini söylemiş. Müvekkillere daha önce de yer yer böyle sözler verildi ama bir şey olmadı. Bizim bildiğimiz avukat olarak taleplerimize bakıyoruz. Taleplerimiz kabul edilecek mi edilmeyecek mi? Biz neler olacağını bu sorulardan anlarız. Yani bugüne kadar bir tutuklama olmadığına göre dosyanın detaylı inceleneceğine ihtimal vermiyorum. Tabi bunu bir umutsuzluk olarak söylemiyorum. Sonuna kadar bu durumun peşinde ve takipçisiyiz.   Dosya basına yansıtılmak istenmiyor   Savcının kendisinin aldığı bir karar, bir delil ve yürüttüğü bir soruşturma yok. Bizim de ısrarlı ettiğimiz taleplerin ancak bir kısmı kabul ediliyor, o da tabiri caizse gıdım gıdım ilerliyor. Aslında Gülistan’ın dosyasının bir bütününe baktığımızda dosya kadın kırımının sembol dosyasıdır. Kadın kurumları Gülistan’ın dosyası çok katkıda bulundular. Özellikle Dersim Kadın Platformu, Rosa Kadın Derneği, daha birçok kadın kurumu ve basın… Ve de Gülistan Doku dosyasında tek dert olayların basında konuşulmamasıdır çünkü basında konuşulunca artık bir şeyler oluyor. Çok teşekkür ediyor ve soruşturmaya ilgilerinin devam etmesini istiyoruz.”