Kobanê Davası: Yargılayacaksanız hukuk çerçevesinde yargılayın 2023-11-23 17:54:33     ANKARA - Kobanê Davası kapsamında tutuklu bulunan siyasetçi Meryem Adıbelli kadına karşı şiddete ilişkin yaptığı çalışmalarının suçlama konusu yapıldığını yine suçlama yapılan konulara dair tek bir delil sunulmadığını söyleyerek, “Yargılayacaksanız hukuki çerçevede yargılayın” dedi.   Kobanê Davası’nın 42’incı duruşmasının dördüncü oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsü'nde devam etti.  Ankara 22'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, tutuklu siyasetçi Meryem Adıbelli savunmasını üçüncü günde sürdürdü.     Tutuklu siyasetçilerden Sebahat Tuncel, Meryem Adıbelli, Ayla Akat Ata, ile Ali Ürküt, duruşma salonunda, Dilek Yağlı ile Zeynep Ölbeci ise tutuklu bulundukları Sincan Cezaevi’nde Ses Görüntü ve Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı.   Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Amed Milletekili Ceylan Akça, Wan Milletvekili Mahmut Dindar ile Çewlig Milletvekili Ömer Faruk Hülaku de duruşmayı izledi.   ‘Karakol şiddet gören kadınları bize yönlendiriyordu’   Meryem savunmasını Kürtçe yaptı. Yaptığı kadın çalışmalarının hakkında hazırlanan iddianamede suçlama konusu yapılıp kriminalize edildiğini söyleyen Meryem, “Kadın hareketi kendi içerisinde özgündür ve kimseden talimat almaz. Eril yaklaşımı asla içerisinde barındırmaz. Zaten ben de bundan dolayı kadın çalışmalarını sürdürdüm. Yaklaşık bir buçuk yıl boyunca da kadına karşı gerçekleşen her türlü şiddete karşı mücadele eden Selis Derneği’nde çalıştım. Selis Derneği içerisinde tamamen kadın hakları için mücadele verdim.  Dernek çalışmaları kapsamında kadınlarla toplantılar yaptım, ev ev gezerek ihtiyaçlarını sordum, kadının daha güçlenmesi için toplantılar yaptık. Çok uzatamadan şunları söylemek istiyorum; kadınlar bu toplumda gerek erkek tarafından gerek mevcut erk zihniyeti tarafından eziliyor. Ben de buna karşı mücadele ettim. Bakın aile içinde şiddete maruz kalan kadınlar, emniyet ve karakol tarafından Selis Derneği’ne yönlendiriyordu” dedi.   ‘KJA’nın felsefesinde yaşamın inşası var’   Meryem, Kongreya Jinên Azad (KJA) ile Selis Kadın Derneği çalışmalarının iktidarı korkuttuğu için terörize edilip kapatıldığını aktararak, “Bunu asla kabul etmiyorum. Yaptığımız çalışmalarımız tamamen kadına dönük şiddete karşı çalışmalardır.  KJA ile Selis Derneği de çalışmalarını bu esaslar üzerinde yapıyor. Ki şunu da sormak istiyorum; KJA ile Selis Derneği kime şiddet uyguladı. Biz kadınlar olarak kadına karşı her türlü şiddetine karşı mücadele ederken, şiddetle suçlanıyoruz. KJA’nın tüzüğü de felsefesi de yeni yaşamı inşa etmek istemektedir. Kadın ile erkeğin kollektif yaşamını savunuyor.  Erkeğin kadın şiddetini ortadan kaldırmak istiyor.  Erkek iktidarına, cinsiyetçi, eril zihniyette karşıdır. KJA çalışmaları sınır tanımadan, kadınların kendi varlığını sürdürmesi için çalışmalar yaratıyor. Kadının dili birdir. Kadınlar kendilerini bu esas üzerine kurguluyor ve kadınlar; savaşın bir seçenek olmadığını söylüyor. Kadın çalışmalarımız iktidarı rahatsız etti ve iktidarın saldırılarına maruz kalarak terörize edildi. Dertleri kadın derneklerini kendi himayelerine alıp, sistemlerini bununla sürdürmek istediler. Böyle yaparak kadını eril zihniyetine teslim etmeyi hedeflediler. Şunu söylüyorum; iktidar kadın derneklerini işgal ederek, kadın kazanımlarını yok etmek istedi. Bunu da terörize ederek yaptı” diye belirtti.   ‘Suçlandığım şey tam da kadın çalışmalarımdır’   Meryem’in konuşmasını kesen mahkeme heyeti, Meryem’e üzerine atılı suçlamalara dair savunma yapmasını istedi. Meryem bunun üzerine, ‘Aslında tam da suçlandığım şey üzerinde savunma yapıyorum.  Size diyorum ki, kadın alanında yaptığım çalışmalarım terörize edildi. İddianamede yaptığım çalışmalar terörize edilmiş” diye cevap verdi.  Meryem, ayrıca kadınların siyasetteki katılımın fazla olması gerektiğini düşünenlerden olduğunu da belirterek; “Çünkü toplum kadınla inşa edilir.  Kadın hem zihinsel olarak hem de ruhsal olarak erkekten daha güçlüdür. Kadının kültüründe, düşüncesinde savaş yoktur, iktidar yoktur. Barışçıldır kadın. Gerçekten de kadın siyasetin içinde yer aldığında sadece erkek zihniyetini değiştirmiyor aynı zamanda erkeğin şeklini de değiştiriyor” dedi.   ‘Yargılayacaksanız hukuk çerçevesinde yargılayın’   Meryem son olarak şunları söyledi; “Mütalaada suçlandığım araç suçlara ilişkin olarak uzaktan yakından alakam yoktur. Hakkımda iddia edilen suçlamaların gerçekliği yoktur. Savcı TCK’da terörle ilgili ne kadar madde varsa hepsini alakasız olarak iddianameye ve mütalaaya koymuş. Hukuk adına birilerini suçlayacaksanız onu ispatlamanız lazım. İnsanlara delil olmadan büyük cezalara mahkûm ederseniz bu vicdansızlık olur. İnsan yaşamının bu kadar ucuz olmamalı. Onun için biz diyoruz ki, bizi yargılayacaksanız hukuki çerçevede yargılayın. Mütalaada iki insanın ölümünden sorumlu olduğum söyleniyor ama nerde ne zaman ve ne yaptığıma dair tek bir delil yok. Yine bana örgüt kadrosu iddia ediliyor. O zaman soruyorum, kadro isem sorumluluğum, misyonum nedir? Sadece 6-7-8 Ekim olaylarında yer aldığım söyleniyor ve Mardin’de yaşanan tüm olayların sorumlusu olarak gösteriliyorum. Savcı bunu yaparken bir tane delil gösteremiyor. Bu yargılama hukuki değildir. Savcı kendi iddialarının bizler tarafından ispatlanmasını, delillendirmesini istiyor. Hukukta böyle bir şey var mı sizce de? İddia makamı suçlama yaparken bunu delillendirmek zorundadır. Bizden bunu delillendirmemizi istiyor. Aslında tüm bu gelişmelere baktığımızda; erkek egemen sistem biz kadınlara tek bir rol biçmiş o da erkek egemen zihniyetli sisteme köle olmamız rolü. Bu zihniyete karşı çıkan kadınlar ya katlediliyor ya da cezaevlerine atılıyor.  Meselenin özeti budur. Ben hem beraatımı hem de tahliyemi talep ediyorum ama bunu gerçek hukuk, gerçek adalet ve gerçek vicdandan istiyorum.”   Avukat savunmalarının ardından duruşmaya yarına kadar ara verildi.