Faile ‘zırhlı’ koruma: ‘Kusursuzum’ dedi mahkeme de dosyayı düşürdü 2023-11-09 09:07:35     Şehriban Aslan   AMED - Zırhlı araçla çarptığı Zilan Yamankılıç ve iki kişinin yaşamını yitirmesine neden olan fail polis Burhan Kolbaşı, yeniden görülen davada “Bu olayda kusursuz olan benim. Bir suçlu varsa o da ben değilim” sözleriyle kendini savundu, mahkeme de dosyanın düşülmesine karar verdi.    Kurdistan’da yıllardır yürütülen savaş politikalarından kaynaklı yüzlerce çocuk katledildi. Çocuklar ya savaş atıklarıyla ya da zırhlı araç çarpmalarıyla katlediliyor. Bunlar yaşanırken mahkemeler de failleri cezasızlık zırhı ile ödüllendiriyor. Bunun çarpıcı tablosunu İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) açıkladığı verilerde görmek mümkün. İHD’nin 2022 yılında açıkladığı verilerine göre son 15 yılda zırhlı araç ile asker ve polislerin kullandığı araçların çarpması nedeniyle 21’i çocuk 44 kişi katledildi. 23’ü çocuk olmak üzere 94 de yaralandı. Yine Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Dokümantasyon Merkezi’nin verilerine göre; son dört yılda kolluk kuvvetleri ve kamu kurumlarına ait araçların çarpması sonucu 9’u çocuk, biri engelli, toplam 18 kişi katledildi. Aynı dönemde 14’ü çocuk, 50 kişi de yaralandı. TİHV’in 2021 yılındaki verilerine göre de kolluk kuvvetlerine ve kamu kurumlarına ait araçların çarpması sonucu 9 ayrı olayda, 4’ü çocuk, en az 6 kişi katledilirken 6’sı çocuk, 15 kişi yaralandı.   Bu çarpıcı tablo ortadayken yargı da failleri verdiği cezalarla ödüllendiriyor. Amed’in Licê (Lice) ilçesinde de 19 Haziran 2017 yılında Amed’e giden minibüse karşı yönden gelen zırhlı aracın çarpması sonucu ilkokul 4’üncü sınıf öğrencisi Zilan Yamankılıç, minibüs sürücüsü Remzi Menteşe ve yolcu İlhan Ayaş yaşamını yitirmişti. Olayın ardından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede zırhlı araç sürücüsü polis Burhan Kolbaşı hakkında “taksirle birden fazla insanın ölümüne neden olma” suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istenirken davanın karar duruşması 15 Eylül 2020 tarihinde Diyarbakır 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.    Davanın karar duruşmasında mahkeme heyeti sanığa, “taksirle birden fazla kişiyi öldürme” suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezası verirken bu ceza 45 bin 600 TL para cezasına çevrildi.   Gerekçeli karar açıklandı: Raporlar arasında çelişki   Mahkeme açıkladığı gerekçeli kararında, “Olayda kusur tespiti bakımından soruşturma safhasında alınan ilk bilirkişi raporuna göre sanığın, hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadır maddesine aykırı hareket ettiği kanaatiyle sanığın asli ve tam kusurlu olduğuna dair aldırılan raporla Diyarbakır Asliye Hukuk mahkemelerinden alınan bilirkişi raporları arasında çelişki olduğu anlaşılmaktadır. İstanbul Teknik Üniversitesi bilirkişi heyetinden yeni ve eksikliklerin tamamlatılmasıyla alınan ek bilirkişi raporları; trafik kazası tespit tutanağı, kaza yeri krokisi, müşteki beyanları ve dosya içerisinde yer alan sair delillerin değerlendirilmesi neticesinde kovuşturma safhasında alınan ek rapora göre araç üzerinde patlayan lastiğin zırhlı araç için tadilatçının ön gördüğü özelliklerde olması halinde lastik patlamasına teknik bir arızanın sebep olduğundan bahsedilmiş” ifadeleri yer aldı.   Asli kusurlu bulundu   Aracın hızlı olmasının fren mesafesini artırdığı, aracın hızlı olması nedeniyle çarpışma ve çarpma etkisinin hız ile doğru orantılı olarak arttığına yer verilen gerekçeli kararda, “Hızlı olan aracın kontrolünün daha yavaş olan araçlara göre zor olduğu, sanığın aracın hızının yol ve araç durumuna göre ayarlamasının gerektiği, sanığın polis memuru olması nedeniyle hukuki normlara uygun hareket etme dikkat ve özeninin diğer vatandaşlara göre daha fazla olduğu, kaza sırasında sanığın sevk ve idaresindeki zırhlı otobüsün hızının belirlenen hız sınırının üzerinde olması nedeniyle sanığın ‘asli kusurlu’ olduğu kabul edilerek sanığın ‘taksirle birden fazla kişinin ölümüne’ neden olma suçundan ölü sayısı ve sanığın kusuruna göre alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle cezalandırılmasına karar verilmiştir” denildi.   Verilen cezada da indirime gidildi   Mahkeme fail Burhan Kolbaşı’nın “taksirle birden fazla kişinin ölümüne” suçundan kusur durumu ve meydana gelen zarar, mağdur sayısı dikkate alınarak takdiren ve teşdiden 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, failin geçmişi, yargılama sürecindeki pişmanlığa ilişkin davranışları, dikkate alınarak cezasından takdiren indirim yapılıp 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildi.     Para cezasına çevrildi   Mahkeme,  faile verdiği 4 yıl 2 ay hapis cezası da 45 bin 600 TL para cezasına çevirme kararı verdi. Mahkemenin verdiği gerekçeli karar ile sanığın hem kusurlu bulunduğu hem de aldığı hapis cezasında indirim uygulanarak para cezasına çevrildiği görüldü. Ayrıca mahkemenin gerekçeyi yeterince açıklamadığı da dikkat çekti.   Valiliğin soruşturma izni vermeme ısrarı   Zilan’ın avukatı ve ailesi kararı istinaf mahkemesine taşıdı. Polis hakkında soruşturma izni verilmediği için İstinaf Mahkemesi, Diyarbakır Valiliği’nden soruşturma izni isteyerek yargılamayı durdurdu. Valiliğin soruşturma izni vermemesi üzerine duruşma savcısı ve ailenin avukatı valilik yasağının kaldırılması için Antep Bölge İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Antep Bölge İdare Mahkemesi 6’ncı İdari Dava Dairesi, savcı ve ailenin yaptığı itirazı reddetti. Bunun üzerine dosya tekrar yerel mahkemeye yani Diyarbakır 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme, fail polis hakkında soruşturma izninin verilmemesine ilişkin dosyası tekrar açarken açılan dosyanın duruşması dün Diyarbakır 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.   Duruşmada fail polis, Zilan’ın annesi Nesrin Yamankılıç ve avukatı ile diğer müştekiler hazır bulunurken diğer yargılananlar Lice’den Ses Görüntü ve Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı.   Duruşmada konuşan Nesrin, mahkeme başkanına duruşmaya katılma talebinin olduğunu ve şikâyetçi olduğunu söyledi.   Savcıdan dosyanın düşürülmesi talebi   Savcı verdiği mütalaada Antep Bölge İdare Mahkemesi’nin kararında fail polis hakkında soruşturma izni verilmediğini belirterek davanın düşürülmesini talep etti.   ‘Bunca acı çektim’   Savcılık mütalaasına karşı Nesrin’in bir diyeceğinin olup olmadığını soran mahkeme başkanına Nesrin, “Nasıl davanın düşürülmesi talebinde bulunursunuz? 6 buçuk yıldır bu kadar acı çektim, elini kolunu sallayarak gidecek mi” diye sordu. Buna karşılık hakim sessiz kalarak cevap vermedi.   ‘Kusursuz olan benim’   Fail ise ATK raporlarının bilimsel olarak suçsuz olduğunu gösterdiğine işaret ederek, “Bu olayda kusursuz olan benim. Bir suçlu varsa o da ben değilim” savunmasında bulundu.   Mahkeme faile dönük davanın düşürülmesine karar verdi.   Verilen kararın ardından Nesrin faile dönerek, “Allah belanı versin. Çektiğim acıların aynısını çekersin inşallah. Bu dosyayı nasıl düşürürsünüz? Bu kaç kişiyi öldürdü” diyerek salondan çıktı.   ‘Niye hak ettiği cezayı çekmiyor’   Nesrin ayrıca duruşma çıkışında yine tepkisini dile getirerek şu ifadelere yer verdi: “Benim bunu anlatacak ne gücüm ne de takatim var. Ben gücümü zaten kaybetmişim. O polis Burhan Kolbaşı’nın yakalanması ve cezasını çekmesi lazım. 6 buçuk yıldır elini, kolunu sallayarak gezip keyfine bakıyor. Mahkeme nasıl onun dosyasını düşürür. Niye hak ettiği cezayı çekmiyor.”