Kobanê Davası: İlk ölüm kolluk kuvvetlerinin ateşi sonucu gerçekleşti 2023-11-06 17:41:00     ANKARA - Kobanê Davası kapsamında yargılanan tutuklu siyasetçi Dilek Yağlı, 6-7-8 Ekim de yaşanan ilk ölümün kolluğun açtığı ateş sonucu olduğunu belirterek, Yine olay yerine ambulansların gitmesi bir şekilde engellendi.  Bunlar tutanaklarda tespitlidir. Bu hususların hiçbiri bu davada değerlendirilmedi” diyerek tepki gösterdi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçinin 6-8 Ekim 2014’te yaşanan protestolar nedeniyle yargılandığı Kobanê Davası’nın 40’ıncı duruşmasının birinci oturumu, Sincan Kapalı Cezaevi’nde bulunan duruşma salonunda tutuklu siyasetçi Dilek Yağlı’nın savunmaları ile sürdü.   Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmaya, tutuklu siyasetçilerden Dilek Yağlı, Sebahat Tuncel, Aynur Aşan, Ayşe Yağcı, Ayla Akat, Zeynep Ölveci, Zeynep Kahraman, Meryem Adıbelli, İsmail Şengül, Alp Altınörs, Bülent Parmaksız, Nazmi Gür, Günay Kubilay katılırken, duruşmayı çok sayıda avukat takip etti.   ‘İlliyet bağı kurulmadan olaylar ile ilişkilendirilmişiz’   Dilek Yağlı, verilen aranın ardından savunmalarını sürdürdü. Dilek, “ Mütalaa ile ilgili olarak iddia makamı HTS kayıtlarında 7-8 Ekim de Sancaktepe ve Beyoğlu’na yakın yerlerde sinyal verdiği belirtilmiş. Öncelikle şunu belirteyim, benim ikametgâh adresim zaten Sancaktepe’dir. Ayrıca şunu da eklemek istiyorum, mütalaanın genelinde yer alan sanıklardan kim olay günü nerde ise oradaki olaylara katılmış gibi gösterilmiş. Yani olayla hiçbir şekilde illiyet bağı kurulmadan hepimiz olaylarla ile ilişkilendirilmişiz” dedi.   'HDP’nin talimat alması mümkün olabilir mi?   Dilek, kendisine ve arkadaşlarına yöneltilen suçlamalardan birinin de talimat aldıkları yönünde olduğunu söyledi.  HDP’nin yapısı itibariyle tekçi bir parti olmadığını söyleyen Dilek, “HDP çoğulcu bir parti ve içinde her partiden kişiler var. Şimdi, bu kadar farklı yapı bir yerden talimatı alacak ve uygulayacak… Sizce bu mümkün olabilir mi? diye sordu.   ‘Her aşamada hak ihlaline uğradık’   Dilek, “Bizim üç yıl önce ifade verdiğimiz savcıların yerine gelen yeni savcılar; hakkımızda yakalama kararı verdi. HDP MYK üyesi olmamız tutukluluk gerekçesi yapıldı. Dosyadaki gizlilik kararı nedeniyle hakkımdaki suçları öğrenemediğim için; etkin bir savunma da yapamıyorum. Her aşamada hak ihlaline uğradık. Her şey bir tüzel kişilik sıfatına sıkıştırılmış ve ‘HDP MYK üyesi olduğun için suçlusunuz’ deniliyor.  Gelinen süreçte lehime dosyaya kazandırılmış ve aleyhime değerlendirilecek bir delil hala dosyama konulmamış. Genel isnatlar, benimle ilgili olarak dayanaksız iddialardır. Özgürlük ve güvenlik hakkım ilk günden beri gerekçesiz olarak ihlal ediliyor” diye belirtti.   ‘İddianamede tutuklanma tarihimiz bile yanlış yazılmış’   Haklarında hazırlanan sayfalarca uzunluktaki dava dosyalarında FETO- PDY dosyalarının da yer aldığını söyleyen Dilek, iddianamede tutuklanma tarihlerinin dahi yanlış yazıldığını aktararak, “Yine bakıyoruz dosyada AYM’nin Enes Berberlioğlu kararı da var. O kadar evrak içerisinde kendimle ilgili olarak bulduğum tek şey; HDP MYK üyesi olmam. Bizimle alakalı olmayan ne kadar evrak varsa dosyaya dahil edilmiş” ifadelerini kullandı.   ‘Olayların araştırılması neden engelleniyor?’   Dilek, daha önce HDP’nin kısa süre önce de HEDEP’in Kobanê Davası’nın açılmasına gerekçe gösterilen 6-8 Ekim 2014’te yaşananların araştırılması yönünde verdiği Meclis önergelerinin AKP-MHP oylarıyla farklı tarihlerde reddedildiğini hatırlatarak, şöyle sordu: “Olayların araştırılması neden engelleniyor?”   ‘İlk ölüm kolluğun ateşi ile oldu?   Dijital belgelerde Ankara TEM’in raporunda yer alan bir belgede 6 Ekim de hiçbir olayın olmadığı, ölümlerin 7 Ekim de olduğuna dair bilgilerin olduğunu söyleyen Dilek, “Tutanaklarda yer alan bu bilgiler iki açıdan önemlidir. Bir önceki bölümde demiştim; yapılan çağrıda barışçıl protestolara destek çağrısı var. Sonrasına dair bir şey yok. İkinci önemli şey ise şu; ne oldu da 7 Ekim öğleden sonra birdenbire olaylar şiddetlendi de ölümler yaşandı. 7 Ekim’de yaşanan ilk ölüm; kolluk kuvvetinin açtığı ateş sonucu gerçekleşti. Bakın bu olaylar dahi araştırılmadı. Pek çok ölüm bu şekilde kolluk tarafından gerçekleşti. Yine olay yerine ambulansların gitmesi bir şekilde engellendi.  Bunlar tutanaklarda tespitlidir.  Tutanaklarda, tespitli resmi evraklarda yer alan hususların hiçbiri bu davada değerlendirilmedi” diye konuştu.     Mahkeme heyeti duruşmaya yarın saat 10.30’a kadar ara verdi