Avukat Berfin Ozan: Torba yasa faillerin sırtını sıvazlıyor 2023-09-05 09:01:00       BEDLÎS -Torba yasa kapsamında yapılan infaz değişikliği ile “faillerin sırtının sıvazlandığını” dile getiren Avukat Berfin Ozan, “Sokaklarda, mahkeme salonlarında, hayatın her alanında mücadele içerisindeyiz. Biliyoruz ki hükümetler geçicidir, kalıcı olan mücadelemizdir” dedi.   Temmuz ayında Meclis Genel Kurulu’ndan geçen torba yasa içerisinde yer alan maddelerden biri de çok sayıda suçtan cezaevlerinde olanlara dönük “af” düzenlemesi. Düzenlemeye göre bu “af”tan yararlanabilecek hükümlüler arasında insan öldürme, yaralama, cinsel suçlar, dolandırıcılık, hırsızlık, yağma, rüşvet ve uyuşturucu gibi çok sayıda suçtan mahkum olanlar yer alıyor. Düzenleme, Covid-19 pandemisinde çıkarılan infaz değişikliğini akıllara getirirken, o dönem de içinde kadın ve çocuklara yönelik suç işleyenlerin de olduğu birçok adli suçtan hüküm giymiş olan failler, infaz düzenlemesi ile dışarı çıkmış, çok sayıda kadına, çocuğa dönük şiddet uygulamış, katletmişti.   Bedlîs Barosu ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) avukatı Berfin Ozan, torba yasasını ve riskleri değerlendirdi.   ‘5 yıldan az yatanlar cezaevine girmeyecek’   Çıkarılan yasanın Covid iznindeki ve denetimli serbestlikteki hükümlüler ile halihazırda cezaevinde olan hükümlüleri kapsadığını kaydeden Berfin, yasanın tutukluları kapsamadığına değindi. Berfin, “Yasa ilk çıkarıldığında Covid izninde olan 120 bin kişi vardı. Bunun için başvuru süresi yani geri dönüş süresi bir haftaydı. Sonrasında ne yazık ki görüldüğü gibi 120 bin kişinin 1 hafta içindeki bu kurum işlemlerinin halledilemeyeceği ortaya çıktığında 15 güne çıkarıldı. Bu yasaya göre Covid izninde olan kişilerin denetimli serbestliğe ayrılmasına 5 yıl ya da daha az bir süre kalmışsa bu kişiler tekrar cezaevine girmeyecekler. Denetimli serbestlik adı altında infaz işlemleri gerçekleşecek” dedi.   ‘Şiddet faillerine güç imkânı sağlanıyor’   Torba yasadan daha tehlikeli olan bir durumun da olduğunu ifade eden Berfin, “Denetimli serbestlikle birlikte dışarıda olan kişiler yani Covid izni haricindeki kişilerin yükümlülükleri kaldırılacak, normal bir şekilde yaşamlarına devam edecekler” vurgusunu yaptı. Torba yasa için “Şiddet faillerinin sırtını sıvazlıyor” yorumunu yapan Berfin, “Ayrıca 2023’ün ilk 6 ayında erkekler, 123 kadını ve 13 çocuğu katletmiş. 64 çocuk istismara maruz bırakılmış, 357 kadın da şiddete maruz bırakılmış. Tabi bu çeteleler torba yasası yayınlanmadan öncedir. Tabi bu bahsettiğim istatistikler resmi kurumların elinde olan istatistiklerdir. Bunun dışında ŞÖNİM’lere, kolluk kuvvetlerine, valiliklere, belediyelere, kaymakamlıklara, kurumlara güvenmeyip başvuru yapmayan kadınlar var. Bundan dolayı çok ciddi bir istatistik eksikliği var” şeklinde konuştu.   ‘Şiddet ve katliamın nedeni cezasızlık politikası’   Berfin, TCK’de, “kasten öldürme, öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama” suçlarının kadınlara yönelik işlenmesinin cezayı artırıcı bir yanı olmadığını kaydederken, çok düşük olan cezaların infazı noktasında getirilen düzenleme sebebiyle kadın ve çocukların faillerine verilen cezaların “ödül” halini aldığına dikkat çekti. Torba yasanın 5’inci fıkrası ile açık cezaevinde olup Covid izninden faydalanamayanların da bu infaz düzenlemesiyle 31 Temmuz itibarıyla da dışarıya çıktığını belirten Berfin, “6’ncı fıkraya gelirsek bu özellikle vahameti ortaya koyan bir durumdur. Fıkraya göre 10 yılın altında ceza alan kişiler bir ay kapalı infaz kurumunda kalmaları, 10 yılın üstünde ceza alanlar ise sadece 3 ay kapalı ceza infaz kurumunda kalmaları halinde açık cezaevinde kalmak için hak kazanacaklar. Açık ceza infaz kurumunda 3 ay kaldıktan sonra 3 yıl erkenden denetimli serbestlikten faydalanabilecekler. Bu gerçekten çok ciddi bir sorun. Türkiye’de bu kadar şiddetin ve katliamın artmasının nedeni cezasızlık politikasıdır” sözlerine yer verdi.   ‘KCDP kapatma davası talimat sonucu’   KCDP’ye açılan kapatma davasına dikkat çeken Berfin, “Sözleşmeden geri çekilmesi, KCDP’ye kapatma davasının açılması, 6284’ün hedef haline getirilmesi, hükümetin izlemiş olduğu politika ve kadınlar hakkında yanlış söylemler kapatma davasına neden oldu. Hukuki olarak bir yargılama yapmıyor. Belli başlı yerlerden giden talimat sonucu bu tarz yargılamalar yapılıyor. KCDP’nin kapatma davası ilerleyen süreçlerde ilk derece mahkemesinin verdiği bir karar olacak. Ancak biz bu kararın hukuki olmayacağı fikrindeyiz. Çok yüksek ihtimal derneğimiz hakkında kapatma kararı verilecek ama istinaf ve Anayasa Mahkemesi süreci, gerekirse AİHM’e kadar biz bu süreci takip edeceğiz” ifadelerini kullandı.   ‘Mücadelemiz kalıcı’   Kadınlara dönük bir kırımın olduğuna vurgu yapan Berfin, şunları ekledi: “Kadınlar hiç tanımadıkları erkekler tarafından katlediliyorlar. Sadece aynı hane içinde olan erkekler tarafından değil. Bir de insanlarda şöyle bir algı oluşmaya başladı; ‘ne yaparsam yapayım, hangi suçu işlersem işleyeyim hiçbir ceza almayacağım.’ Özellikle son 10 yıllık süreçte bu durum kendini çok ciddi bir şekilde göstermekte. İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilmeyle birlikte hükümet 6284 Sayılı Kanun’a gözünü dikti. 6284 Sayılı Kanun sadece kadınları değil, çocuğu, erkeği, LGBTİ+’ları, hatta doğayı bile koruyor. KCDP kapatma ile yüz yüze kalsa dahi biz mücadele etmeye devam edeceğiz. Sokaklarda, mahkeme salonlarında, kurumlarda, hayatın her alanında mücadele içerisindeyiz. Biliyoruz ki hükümetler geçicidir kalıcı olan mücadelemizdir.”