Kobanê Davası ertelendi 2023-08-10 14:54:15     ANKARA - Kobanê Davası’nda savunma yapan Can Memiş, HDP’nin her süreçte barışçıl bir politika izlediğini belirterek “Savcılık neden HDP üyesi olduğumu anlamak istiyorsa HDP’nin politikalarına baksın” dedi. Duruşma verilen aranın ardından ertelendi.    DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırısı sonrasında Kurdistan ve Türkiye’nin pek çok kentinde 6-8 Ekim 2014’te yaşanan halk protestoları nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları  Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobanê Davası’nın 28’inci periyod duruşmasının dördüncü oturumu, Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsü’nde bulunan duruşma salonlarında görülmeye başlandı.   Sincan Cezaevi’nde bulunan siyasetçilerden Zeynep Karaman duruşmaya gelirken, farklı cezaevinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi  ile (SEGBİS) duruşmaya bağlanmadı. Duruşmayı Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları izledi.     Duruşma tutuksuz yargılanan  Can Memiş’in  esas hakkındaki savunmalarıyla başladı.    ‘Genç yaşta HDP üyesi olmam ile gmail arasında nasıl bir bağ kuruldu?’   Mütalaada “Şengal’den Gazze’ye Dayanışma Koordinasyonu’na” ait bir  mailin aleyhte delil olarak gösterildiğini söyleyen Can, gelen mailin Kobanê olaylarından sonra geldiğini ifade etti. “Şengal’den Gazze’ye Dayanışma Koordinasyon’un” suç olarak lanse edildiğini dile getiren Can, Şengal denildiğinde akıllara kriminal bir şeyin gelmemesi gerektiğini kaydetti. Can, “Bu platformun suçlama konusu olması halklar açısından incitici açıkçası. Koordinasyona dair gelen mailin illiyet bağının kurulmamasını lehte delil olarak görüyorum. Savcılık bu mailin bana ulaştığını dahi tespit etmemiş. Herhangi bir postada ismimizin habersiz geçmesi bizi o organizasyonun bir parçası haline getirmez. Genç yaşta HDP ve MYK üyesi olmam ile mail arasında nasıl bir bağ kuruldu anlamadım” dedi.    ‘IŞİD’in sınırdan geçmemesi için nöbet tutuk’   Mütalaada bulunan HTS kayıtlarında, “Urfa’da bulunmalarına rağmen telefon görüşmeleri yapılmadı” cümlesinin geçtiğine dikkat çeken Can, siyasetçilerle telefon görüşmesi yaptığında suç sayıldığını ama telefon görüşmesi yapmadığında da suç sayıldığını belirtti. Tutuksuz yargılanan Berfin Özgü Köse ile telefon görüşmesi yaptığını ve bunun da HTS kayıtlarında olduğunu belirten Can, “Savcılık kendi söylemleri ile çelişiyor” sözlerini kullandı. Can, “Bana Kobanê olaylarında nerede olduğum sorulmadı. Bana, ‘Kobanê olaylarına katıldın mı?’ sorusu soruldu. Emniyet aşamasında, hiçbir yerde nerede olduğum sorulmadı, herkes toplantıda olup olmadığım üzerine odaklanmıştı. 6- 8 Ekim’de ne oldu? HDP, kadın örgütleri, sendikalar, dernekler Suruç’ta nöbet tutular. Çadır etkinliği denilmiş ama çadır etkinliği yapılmadı ki ben de sınırda nöbet tuttum. IŞİD’in sınırdan geçmemesi için yapılan nöbetlerdi, bu nöbetler Türkiye’nin aleyhine değil, IŞİD’in aleyhine olduğunu görmeliyiz” diye belirtti.    Gece geç saatlerde dışarıda olmak suç    Tespit edilen başka bir eylemin olmadığını ve bunun mütalaada olmadığını dile getiren Can, kaymakamlığın izni olduğunu, izni olmadığında zaten böyle bir nöbeti tutamayacaklarını belirtti. Can, “MYK bir tweet atmış ben de o yüzden Suruç’a gidiyorum gibi gösterilmiş mütalaada ama öyle bir şey yok. Kobanê eylemlerin yaşanmadığı nadir yerlerden biri Suruç’u hatırlatmak istiyorum. Suruç’ta bulunmamadan dolayı olayı örgütlediğim belirtiliyor ama bu tamamen savcının suç yaratma çabalarından başka bir şey değil. Savcının eylem dediği şeyler; Suruç’a gitmem, telefon görüşmesi yapmamam, İstanbul’a dönmem. Bunlar savcı için eylemsellik anlamına geliyor. Mütalaada, ‘gece yarılarına kadar dışarıda olup yer değiştirdiği’ sözleri geçiyor bu tamamen hukukun bittiği anlamına geliyor. Gece geç saatlerde olmamın neyi suç. Resmen savcılık ebeveyne soyunmuş. Bu resmen ceza fıkrasında yeni bir eşik” ifadelerini kullandı.    ‘Siyaset emekli kahvehanesine dönüştü’   HDP MYK üyeliğine seçilmesinin bir örgüt kararıymış gibi gösterilmesine dair tanık beyanına tepki gösteren Can, “21 yaşında Meclis’e giren insanlar var, 21 yaşında MYK üyesi olan insanlar var. Savcılık  HDP’de yer almamı ‘bir örgüt stratejisi’ olarak ele almış ya bu bir tahmini açıkçası. 20 yaş altında yönetim kademelerinde yer almak partinin tüzüğü ile ilgilidir. Bu diğer partilerde de var. Bu da bizi suçlu haline getirmez. Gençler bu tür suçlamalarla karşı karşıya kalacaksa nasıl siyaset yapacak. Siyaset emekli kahvehanesine dönüşmedi mi? E hani gençleri siyasete kazanalım meselesi? Eğer böyle suçlanılacaksa hiçbir genç hiçbir siyasi partide yer almasın. 30 yaşında müebbet ile yargılanıyorum var mı böyle bir şey? O parti yasal mı yasal, denetime giriyor mu giriyor, seçime giriyor mu giriyor, partide yer almam nasıl suçlama konusu oluyor?” diye sordu.     ‘Savcılık HDP’nin politikalarına baksın’   HDP’nin sıklıkla çözüm süreci için atıfta bulunmasının HDP’nin sürekli çözümün yanında olduğunun göstergesi olduğunu dile getiren Can, o yüzden HDP üyesi olduğunu kaydetti. 10 Ağustos 2014 yılında MYK’nin, “toplumsal barış ve değerler” üzerinden yaptığı açıklamayı okuyarak, “Bu tavır alacağımız açıklamalar mı hayır. Bu çağrıya yer veren bir siyasi partinin şiddet türlerini benimsemediğini görüyorum. Görmeseydim neden bu partide yer alayım? 27 Ekim 2014 yılında 3 asker öldürülmüş onunla ilgili yapılan açıklamada ‘endişe edildiğini ve silahlı yönteme karşı olduğu’ belirtilmiş. Benim MYK olduğum süreçte yine bir açıklama yapılmıştı, partiye silahlı saldırıda bulunulmuştu, HDP yine ‘barışın yanındayız’ diyor. HDP Kadın Koordinasyonu Meral Akşener’e saldırı olduğunda açıklama yapmış. HDP, MHP milletvekili de olsa uğradığı saldırıyı sert dile kınamış. Burada uzlaşmacı bir politika içerisinde olduğunu görebiliriz. Savcılık neden HDP üyesi olduğum anlamak istiyorsa HDP’nin politikalarına bakması gerekiyor” dedi.     ‘Savcılık mütalaada militarizme yer vermiş’   Can, hiçbir zaman ölümün tarafı olmadığını bundan kaynaklı HDP’de yer aldığını, HDP’nin politikalarının da bu olduğunu kaydetti. Siyasetin demokratik zeminler üzerinden yürütülmesi taraftarı olduğunu dile getiren Can, her zaman militarizmin karşısında olduğunu söyledi. Can, “Savcılığın mütalaada, ölümü yüceltme ve militarizm görüşüne yer verdiğini görüyorum” sözlerini söyleyerek, “Katıldığım MYK toplantılarında MYK olmayan asla o toplantıya katılamaz. Katıldığım hiçbir MYK toplantısında örgüte dair şeyler asla olmadı. Gündem ne ise kişi kalkar fikrini söylerdi” şeklinde konuştu.    ‘Sosyal bir idam yaşıyorum’   Can son olarak, yargılandığı davadan kaynaklı üç üniversite bitirmesine rağmen çalışma alanı bulamadığını belirterek, sosyal bir idam yaşadığını kaydetti. Can, Amerika’da bir okulu kazandığını ama yurt dışı yasağı olduğundan kaynaklı gidemediğini belirterek, yurtdışı yasağının kaldırılmasını ve beraat talep etti.   Can’ın savunmalarının ardından avukat Haldun Berkin söz aldı. Haldun, daha ileriki aşamalarda savunmalarda bulunacaklarını kaydetti.    Duruşmaya 13.45’e kadar ara verildi.    Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, siyasetçilerin mazeretleri ve adli kontrol taleplerine dair iddia makamına sordu. İddia makamı, sağlık mazereti bildirenlerin kabulüne diğerlerinin reddine, adli kontrol taleplerin kaldırılmasına dair ise reddine karar verdi.    Duruşma ertelendi   Heyet, tüm mazeret taleplerinin kabulüne, tutuksuz yargılanan Can Memiş hakkında uygulanan adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasının reddine karar verdi. Heyet, duruşmayı 14 Ağustos Pazartesi gününe erteledi.