Kobanê Davası’nda ara karar bekleniyor 2023-06-07 19:20:11     ANKARA – Kobanê Davası’nda konuşan avukatlar, AİHM kararını hatırlatarak, "Talebimiz hukuk dolandırıcılığına söz verilmesidir” dedi.   DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 18’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 25’inci duruşmasının 2’inci oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü. Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen davanın duruşmasına Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar katıldı.    Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçilerin bir kısmı duruşmada hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde tutulan tutuklu siyasetçiler ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.               Duruşma  verilen aranın ardından avukatların savunması ile sürdü. İlk olarak söz alan Sevda Çelik Özbingöl, hiçbir hükme esas edemeyecek gerekçelerin gizli tanık delilleriyle sürdürülmeye çalışılan yargı sürecinin yürütüldüğünü belirtti. Tedbir mahiyetini aşan bir tutuklama süresi ile karşı karşıya kalındığını vurgulayan Sevda, mütalaanın aksine salıverilmelerini talep etti.    ‘Tutukluluk değerlendirilmek zorunda’   Sevda’nın ardından söz alan Avukat Çiğdem Kozan, gerçeğe aykırı soyut delillerle mütalaanın ilerlediğini belirterek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Eric Zemmour kararına dikkat çekti. Çiğdem, müvekkillerin siyasi faaliyetlerini düşünce, ifade, ve örgütlenme hakkı kapsamında olduğunun altını çizerek, “Tutukluluk bir tedbir, burada bir ceza olarak uygulanıyor. Sadece kaçma şüphesi olduğu için tutukluluk uygulanamaz. Tutukluluk durumunu değerlendirmek zorundasınız” dedi.    ‘Hukuk dolandırıcılığına son verin’   Daha sonra söz alan Avukat Ruken Gülağacı, verilen tutukluk devam kararının yargılanan ve Kobanê Davası’nı siyasi bir şekilde yürüttüğünü itiraf eden eski heyet başkanının kararı olduğunu ve bunun hukuksuzluğun da devamı olduğunu hatırlattı. Mahkemenin bağımsızlık ve tarafsızlık borcunun olduğunu kaydeden Ruken, “Üyelerin atanma şekli, bağlılığınız belli, görev süreleri Anayasa Mahkemesi konusunda sorunlar var.  Demirtaş ve Yüksekdağ özelinde dosyaya ilişkin derhal tahliye kararı verildi. ‘Kararın dosya ile alakası yok’ demek dolandırıcılıktır. Talebimiz hukuk dolandırıcılığına söz verilmesidir” diye konuştu.    Savunmaların sonlamasını ardından duruşmaya ara kararı görüşmek üzere ara verildi.