Kobanê Davası: Newroz kutlamak ve anadilde eğitim talebi suç sayıldı 2023-04-14 13:32:36     ANKARA - Boş salona mütalaanın okunduğu Kobanê Davası’ı mütalaasında, Newroz kutlamalarına katılmak ve anadilde eğitim temalı kongreler düzenlemek suç sayıldı. Mütalaanın okunmasına ise mahkeme salonundan çıkan avukatlar, yaptığı açıklama ile tepki gösterdi.    DAIŞ’ın Kobanê’ye saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleştirilen protestolar gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş başta olmak üzere HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 17 tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 24’üncü duruşmasının 3’üncü oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görülüyor. Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti tarafından görülen davanın duruşmasına, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) MYK ve Parti Meclisi (PM) üyeleri, HDP Ankara İl Örgütü,  İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Genel Merkezi ve Ankara, Amed, Rıha, Wan, Colamerg şubelerine üye avukatlar ve çok sayıda izleyici katıldı.   Mütalaa boş salona okundu   Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde bulunun siyasetçilerin bir kısmı duruşmaya gelirken, farklı cezaevinde bulunan siyasetçiler, duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldığı duruşma, mahkemenin 2’nci periyodunda verilen ara kararın okunması ile başladı. İddia makamının esas hakkında mütalaasının okunması ile süren duruşmada siyasetçiler savunma yapmak istediklerini dile getirirken, esas hakkında mütalaa okunmaya devam etti. Bu esnada siyasetçiler ayağa kalkarak ve alkışlarsa mütalaa okunmasını protesto ederek, salondan çıktı. Protestolar sürerken iddia makamı esas hakkında mütalaayı boş salona okudu.   Newroz kutlamak ve anadilde eğitim talebi suç sayıldı   Savcı Cemalettin Şimşek tarafından okunan ve 13 bölümden oluşan mütalaa kapsamında tutsaklar, iddianamede yer alan her suçtan sorumlu tutuldu. Mütalaada, Abdullah Öcalan’ın doğum gününü kutlama, uluslararası komployu yıldönümünde protesto etmek, Newroz kutlamalarına katılmak, ana dilde eğitim talebiyle kongre yapmak suç sayıldı. Mütalaada, “Sürekli Kürdistan demeleri, kuracakları hayali ülkeden bahsederek” ibaresi yer alması dikkat çekti.    ‘AKP hükümeti’ yazıları ‘Ak Parti Hükümeti’ olarak okundu.    Kobanê’ye yönelik DAİŞ saldırısına tepkinin “başkaldırı” ve “isyan provası” olarak değerlendirildiği mütalaada, çözüm sürecinde devlet bilgisi dahlinde Kandil’e yapılan ziyaretler de suç kapsamında ele alındı.    Savcının, mütalaaya eklenen ve “AKP hükümeti AKP devleti” olarak yer alan haber ve tweetlerde yer alan ibarler ise “Ak Parti hükümeti “ olarak okuması da dikkat çeken bir diğer nokta oldu.    Mütalaa boş salonda okunurken, avukatlar mahkeme salonu dışında basın açıklaması yaptı.   'Mücadelemizi sürdüreceğiz'   Açıklamada söz alan Avukat Sevda Çelik Özbingöl, Kobanê Davası yargılama sürecinin başından bu yana hukuksuzluklara ve siyasi etkilere şahit olduklarını belirterek şunları kaydetti: “Avukatlardan gizlenen gizli tanıklardan gizli dinlenen tanıkların yanından eksik toplanan delillere ve haksız yakalama gözaltına kadar ceza yargılaması ilkelerinin yok sayıldığı bir yargılama sürecine, Dosyayı takip eden ve suç örgütleri ile bağlantısı bulunan kişilerin bu yargı sürecinin yargı mekanizması içerisinde yer aldığı bilgisine kadar bir dizi vahim boyuttaki hukuksuzluklara tanıklık ettik. Kobanê Kumpas Davası’nda 6 şubatta yaşadığımız büyük felakete rağmen arada 3 tane periyod ve duruşma yapılmaya çalışıldı. Hayatın olağan akışı içerisindeki hukuki hassasiyetler orada kalsın, insani hassasiyetin dahil gözetilmediği bir pratik yaşadık. Hepimiz, siyasetçilerin siyaset meydanında malzeme olarak kullanıldığı hukuki ve adalete hizmet etmediğini bildiğimiz siyasi bir sürecin tanıklarıyız. Son periyotta 4 müvekkilimizin savunmalarının dahi bitirilmesine izin verilmeksizin dosyamızın mütalaaya sevk edildiğini gördük. Dünden beri görülen süreçte savunma yapmaya hazır olan müvekkillerimizin savunmalarının yapılmasına izin verilmeyerek mütalaanın okunduğunu ve mevcut olan iktidarın çıkarları doğrultusunda bir sürecin hukuki hassasiyetler, taraf olduğumuz sözleşme, yargı mekanizmaları, AİHM'in Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş kararları dikkate alınmaksızın keyfi, siyasi çıkarlara hizmet eden bir yargı sürecinin içerisindeyiz. Biz hukuksuzluklara karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Arkadaşlarımız serbest bırakılana kadar da adalet mücadelesini sürdüreceğiz.”