Risk altındaki kadınların oy hakkı güvende değil 2023-04-13 09:03:09   Şehriban Aslan   AMED - Seçimlerde can güvenliği olmayan kadınların oy kullanmaya gidemediğini vurgulayan Avukat Cansel Talay, “31 Mart 2014 yerel seçimlerinde 30 bin kadın oy kullanamamıştı” hatırlatmasında bulunurken, bu sene sayının daha yüksek olabileceğini belirtti.     Ülkede genel seçim takvimi 14 Mayıs olarak açıklanırken yine erkek şiddeti ve katledilme tehdidiyle karşı karşıya kalan kadınların oy kullanma hakkı da tehlikede. Kadın sığınma evlerinde ve Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinde (ŞÖNİM) bulunan kadınların yaşam hakları gibi oy hakları da gündem dahi olmazken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün talebi doğrultusunda Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bir takım kararlar aldı. Koruma altında olan seçmenlere yönelik bu kararlar, seçmenin isminin ve kimlik bilgilerinin, askıya çıkan seçmen listelerinde gizlenmesi gibi yüzeysel tedbirleri içeriyor. Amed Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden Avukat Cansel Talay da sığınak ve ŞÖNİM’lerde kalan seçmen kadınların durumunu değerlendirdi.   ‘Çözüm üretilmiyor’   Birçok kadın kurumu ve örgütün, avukatların koruma altındaki kadınlara dair çok sayıda öneride ve açıklamada bulunduğunu söyleyen Cansel, “Çok basitçe bir çözümü var. Zaten bütün sığınaklar, ŞÖNİM’ler bir devlet kurumuna bağlı. Burada kadınların adresleri verilmeden, kadınları kaçtıkları yerlere geri göndermeden oy kullanmalarını sağlamanın yolları çok basittir. Bu sığınakların bağlı olduğu kurumlar üzerinden bir sandık kurularak, kadınların bulundukları sığınaklardan oy kullanmaları sağlanabilir. Bu örneği olmayan bir şey değil, yapılabilir. Sadece böyle talepler ve başvurular seçim güvenliği nedeniyle reddediliyor. Sandıkların güvenliğinin sağlanamayacağı ya da sığınakların güvenliğinin sağlanmayacağı gerekçeleri öne sürülerek de reddediliyor. Bakanlık tarafından bunun için önerilen çözüm; oy kullanmak isteyen kadın talepte bulunursa kendisine emniyet müdürlüğünden iki polis tahsis edilir, böylelikle oy kullanmaya gider. Bu çok mantıksız bir çözüm, hiçbir kadın buna güvenerek gidip oy kullanmaz. Ayrıca yanınızda iki polisin bulunması ile bu ülkede sizin can güvenliğinizin garantisi yok. Mesela Çağlayan Adliyesi’nde o kadar polisin içinde ve yanında polis bulunmasına rağmen oğlu tarafından bir kadın katledildi” dedi.   ‘Bu seçim kadınlar açısından hayati önem taşıyor’   Cansel, hayati önem taşıyan bu seçimde kadınların, “Eğer isterseniz, talebiniz olursa” gibi seçeneklerle geri planda bırakılmak istendiğini ve kadınların oy kullanmaya gitmeyeceğini kaydetti. İktidarın kadın politikası ve düşmanlığına dikkat çeken Cansel, “Sandık güvenliği kadınların güvenliğinden daha önemli oluyor. Orada kalan kadın yurttaşın oyu göz ardı edilmiş. Daha önceki seçimlerde dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na sorulduğunda, ‘Talep eden kadına polis güvenliği sağlıyoruz ve gidip oyunu kullanıyor’ cevabı verildi. Fakat sonrasında kaç kadının bu şekilde oy kullanmaya gittiği sorulunca da, ‘5 kadından biri gitti’ diyor. Bu cevapla anlıyoruz ki geriye kalan kadınlar oy hakkını kullanmıyor. Çünkü kadınlar bulunan çözümü güvenli bulmuyor. Çünkü ortada böyle bir prosedür yok ve kadının vatandaşlık bağı kurmasına izin vermemişsin. Bu yüzden 31 Mart 2014 yerel seçimlerinde 30 bin kadın oy kullanamamıştı. Bu sene bu sayının daha çok yükseleceğini düşünüyorum. Çünkü İstanbul Sözleşmesi’nden çekilindi, 6284 sayılı kanun hedef haline getirildi. Seçim propagandalarına bakıldığında iktidarın bütün vaatleri kadınların özgürlüğü üzerindedir. Ve tabanlarına kadınlarla ilgili sözler veriyor” şeklinde konuştu.   ‘Alınan kararların uygulamada başarılı olacağını sanmıyorum’   YSK’nin yayınladığı seçim beyannamesinin kadınlar açısından eksik olduğuna işaret eden Cansel, en büyük eksiklik olarak sığınaklardan bahsedilmemiş olmasını gösterdi. Cansel, uygulamanın da muğlak kaldığına dikkat çekerken, “İlçe seçim kurullarına gönderilecek deniliyor ama böyle de bir gerçek var; kadınların can güvenliği mevzubahis olduğunda en düşük rütbeliden tutun da en büyük rütbelisine kadar onu uygulatamıyoruz. Bu iş yükü olarak görülüyor, önemsemiyorlar, hor görüyorlar. Kadınların canının o kadar tehlikede olmadığını düşünüyorlar. Kadının TC’sinin ortası görülmeyecek, isim saklanacak, adres saklanacak da sen seçimde görev yapan kişilere bunun eğitimini verecek misin ya da ilçe seçim kurullarını buna hazırladın mı? Seçime bir kala böyle bir karar alınıyor. Bu uygulama başarılı olacak mı dersek ben ihtimal vermiyorum” sözlerine yer verdi.   ‘Kadınların neden oy kullanması gerektiğini anlatmalıyız’   Son olarak seçimlere dair çağrıda bulunan Cansel, şu ifadeleri kullandı: “Seçimin kadınların şu anda en temel görevi olduğunu unutmamak gerekir. Bu seçim ne kadar bu kadar önemli diye sürekli dillendirmeliyiz. Verilen vaatlerin neleri tehdit ettiğini, özgürlüklerimizin ne kadar sınırlanabileceğini tekrar tekrar konuşmamız gerekiyor. İktidarın ve ittifaklarının istediği şeylerin çok ütopik olmadığını, birçok komşu ülkede kadınların çok zor şartlar altında olduğunu hatırlayarak bunun önünü almamız gerektiğini söylemeliyim. İrademizi ortaya koymamız için de seçimi gündemimize alarak hem genç kadınlarla hem de mahalle mahalle konuşarak kadınların neden bu seçimde oyu kullanması gerektiğini anlatmamız lazım ki; bizim üzerimizden verilen vaatler ve sözler yerini bulmasın.”