Avukat Anina Mulis: Türkiye’de yargı bağımsız değil 2023-02-23 09:04:39     Melike Aydın   İZMİR - İsviçreli Avukat Anina Mulis, Türkiye’de siyasi davalarda yargının bağımsız olmadığını gözlemlediklerini belirterek, avukatların mesleğini yaparken kriminalize edildiklerini söyledi.    İzmir Baro Genel Kurulu’nda kimyasal silahların araştırılması hakkında konuşma gerçekleştiren ve “Jin jiyan azadî” sloganı attığı için hedef gösterilerek hakkında dava açılan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatlarından Aryen Turan’ın ilk duruşması İzmir Adliyesi’nde geçtiğimiz günlerde görüldü.  Avrupa Demokrasi ve İnsan Hakları Avukatları (ELDH) da davayı gözlemlemek ve raporlaştırmak üzere duruşmaya katıldı. Avukatlar Haziran ayında yapılacak davanın ikinci duruşmasına da katılacak.    Ekipte yer alan ve aynı zamanda İsviçre Demokratik Avukatlar (Swiss Democratic Lowyers) Üyesi Anina Mulis, Türkiye’de hukukun işleyişine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.   ‘Hukuk kriminalize ediliyor’   Mensubu olduğu her iki örgütün de raportörü olarak 2012’den bu yana avukatlar hakkında açılan farklı davaları izlemek ve raporlamak için Türkiye’ye geldiklerini belirten Anina, “Geçen on yılda Türkiye mahkemelerinin hak savunucularını savunmasız bırakmak ve daha da önemlisi hukuku kriminalize ederek aktif olarak her kamusal tartışmayı ve karşıt görüşleri korkutmak amacıyla kullandığını gözlemledik. Gözlemlerimize göre Türkiye'de ortaya çıkan şey; hukuki işlem yapmanın geçerli olmadığıdır. Bu süreçlerde net bir dalgalanma var. Buna sadece bu davada değil, diğer davalarda da tanık oluyoruz. Delilsiz mahkumiyetler olduğunu, çeşitli savunma haklarının ihlaline dayanan, gizli tanıklıklara dayalı suçlamalar var. Dolayısıyla, gördüğümüz kadarıyla, siyasi davalar söz konusu olduğunda, Türkiye’de adil bir yargılama olduğunu söylemek mümkün değil” dedi.     ‘Mahkemeler politik sistemden bağımsız değil’   Davaya dair ne kadar çalışacaklarının belli olmadığını söyleyen Anina, davaya katılımlarının adil yargılamaya olan katkısına dair de net bir ifadede bulunamayacağını dile getirdi. Anina, “Dürüst olmak gerekirse benim izlenimim ve hissiyatım Türkiye mahkemeleri uluslararası gözlemlerden pek de etkilenmiyor. Bana göre Türkiye’deki mahkemeler, Türkiye’deki politik sistemden bağımsız değil. Bence bunu saklamaya ihtiyaç duymayacak düzeydeler. Herkes böyle olduğunu biliyor, bu çok açık” şeklinde konuştu.   ‘Gözlem ileriki süreçler için etki yaratabilir’   Davaya katılımlarının mahkeme üzerinde hızlı bir sonuç oluşturmayacağı kanaatinde olduğunu ancak ileriki süreçler için bir etki yaratabileceğini düşündüğünü kaydeden Anina, dar kapsamlı olarak muhalif görüşlerin hareketlerinde değişim sağlayabileceğini sözlerine ekledi. Katılımlarının kendileri açısından meslektaşlarıyla dayanışma ve bir arada durmaları açısından önemli bulduğunu vurgulayan Anina  şu sözleri kullandı: “Duruşmada da gördüğümüz gibi ifade özgürlüğünün, avukatlık profesyonelliğinin ve avukatlığın ifade özgürlüğünün nasıl bir saldırı altında olduğuna şahitlik ediyoruz. Ayrıca işlerini yapma konusunda avukatların kriminalize edilme saldırısı altında olduğunu düşünüyorum. Ve bunun bizim kendi açımızdan, avukatlığı savunma ve mesleğimizin hafızasını koruma ve mücadelesi için uluslararası avukatlık mesleğinin görevi olduğuna da inanıyoruz.”    ‘Her insan sorumluluk taşımalı’   Uzun süredir yaptıkları gözlemlere göre Türkiye’nin muhaliflere ilişkin açılan davalarda ve devlete karşı açılan davalarda adil yargılanmaları desteklemediğini dile getiren Anina, bunun temel hakların ne kadar derinden bir saldırı altında olduğunu gösterdiğini ifade etti. Hukuksuzluğun farklı coğrafyalarda yaygınlaşma tehlikesine karşı sorumluluğun mesleki profesyoneller gibi spesifik bir gruba bırakılmaması gerektiğinin altını çizen Anina, “Adaletsizliğin yayılmasının önünde durmak herkesin görevi. Bunun her insanın sorumluluğu ve kabiliyeti olduğuna inanıyorum. Avukatlık meslek profesyonelleri olarak kapasitemiz kadar legal enstrümanlarla mücadelemizi yürütürüz. Bunlardan biri de bizim açımızdan Türkiye ve pek çok ülkede davaları izlemek, adil bir yargılamanın güvence altında olup olmadığını gözlemlemek ve değerlendirmek”  diye konuştu.