TTB davası başladı: Dün susmadık, bugün de susmayacağız 2023-01-10 15:18:43     ANKARA - TTB Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınmasına dönük davada mesleki faaliyetlerin “amaç dışı faaliyet” olarak tanımlanmasına tepki gösteren birliğin Genel Sekreteri Vedat Bulut, “Dün susmadık, bugün de susmayacağız” dedi.   Türk Tabipleri Birliği (TTB), Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınmasına dönük açılan davanın ilk duruşması Ankara Dışkapı Adliyesi’nde başladı. Dayanışma için adliye binası önünde bir araya gelenler, duruşma öncesi açıklama yaptı. “TTB’ye dokunma, mesleğimize, örgütümüze sahip çıkıyoruz” yazılı pankartın açıldığı açıklamada “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber, ya hiçbirimiz”, “TTB susmadı susmayacak” sloganları atıldı. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Êlih Milletvekili Necdet İpekyüz, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Ali Şeker ile çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.   ‘TTB mücadele örgütüdür’   TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut, 70 yıldır hekimlerin örgütlü sesi olduklarını ve sağlık hakkı için mücadele yürüttüklerini belirterek, “6023 sayılı yasamızda birliğin hizmetleri olarak ilk sırada ‘halk sağlığına ve hastalara fedakârlık ve feragatle hizmeti ideal bilen meslek geleneklerini muhafaza ve geliştirmeye çalışmak’ ve daha sonrasında da ‘azalarının maddi ve manevi hak ve menfaatlerini korumak’ şeklinde belirtilmektedir. TTB, tüm hekimlerin haklarını koruma ve toplumun nitelikli sağlık hizmeti alması için çalışan bir meslek örgütü olmasının yanı sıra, özellikle son günlerde yaşadığımız adaletsizliğe karşı mücadele eden demokratik kitle örgütüdür” diye konuştu.   ‘İktidarın sorunu seçilmişlerle’   TTB’nin yine hedefte olduğunu ve Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın hukuksuz şekilde tutuklandığını dile getiren Vedat, “Bununla kalınmamış, seçimle göreve gelen Merkez Konseyi’nin amaç dışı faaliyet göstermesi iddiasıyla görevden alınması için dava açılmıştır. Yetmemiş, anayasal koruma altında olmasına rağmen TTB için yasa değişikliği gündeme getirilmiştir. Bunlar da az gelmiş olacak ki bir de Merkez Konseyi’nin tüm üyeleri hakkında asılsız iddialarla soruşturma başlatıldığı bilgisi alınmıştır. Bunun yalnızca TTB ile de sınırlı olmadığı açıktır. İktidarların, istedikleri gibi hareket etmediğinde seçilmişler yerine atanmışları koyması, demokrasilerin değil otoriter yönetimlerin uygulamalarıdır” ifadelerini kullandı.   Mesleki faaliyetler suç sayıldı   Vedat, savcılık tarafından “amaç dışı faaliyet” olarak gösterilen mesleki faaliyetlerini sürdüreceklerini vurgularken, şunları söyledi: “Haksız, hukuksuz, antidemokratik her türlü uygulamalara karşı çıkacağız. Mesleki bağımsızlığımız ve özerkliğimizin gasp edilmesine sessiz kalmayacağız. Sağlık hizmetlerinin ticarileşmesine, özelleştirilmesine karşı çıkacağız. Sağlıkta Dönüşüm Programı ile kışkırtılmış sağlık politikalarının sağlıkta şiddeti, malpraktisi artırdığını; çalışma barışını bozduğunu, niteliksiz sağlık hizmetine dönüştüğünü ve sağlık sistemini çökerttiğini söyleyeceğiz. Toplumsal sağlığı savunacak; koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyeceğiz. Birinci basamağı kuvvetlendirip basamak sistemine geçilmesini önereceğiz. Hekimlerin ekonomik ve özlük haklarına her zaman sahip çıkacağız. Performansa, döner sermayeye, çalışma barışını bozan her türlü uygulamaya karşı çıkacağız. 5 dakikada bir muayenenin hasta ve hekim haklarına karşı olduğu anlatacağız. Malpraktis yasasının hekimlerin ihtiyacını karşılamaktan uzak olduğunu vurgulamaya devam edeceğiz.   Mücadeleye devam edeceğiz   Aylar sonraya verilen muayene, tetkik ve ameliyat randevularına karşı söz söylemeye devam edeceğiz. Şehir hastanelerine ödenecek miktarın ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğini 25 yıl ipotek aldığını her seferinde dile getireceğiz. Pandemi sürecinde olduğu gibi, sağlık verilerinin gerçeğini, sağlıktaki eşitsizlikleri dile getireceğiz. Üniversitelerde bilimsel özgürlüğü ve özerkliği savunacak, kayyum rektör atamalarına karşı çıkacak, liyakatsiz atamalar, adrese teslim kadrolara hayır diyecek;  tıp eğitiminin niteliksizleştirilmesine karşı duracağız. Nükleer santrallere, termik santrallere, ekolojik yıkım ve ekolojik krize karşı dur demeye; doğaya, ağaca, yeşile, ve her türlü canlıya sahip çıkmaya devam edeceğiz. Yeni bir proje olarak sunulan Beyaz Reform’un aslında Sağlıkta Dönüşüm Projesinin bir devamı olduğunu ve sağlık hizmetlerini daha da geriye götürdüğünü belirtecek; yeni bir dünya, yeni bir Türkiye ve yeni bir sağlık sistemi kurmak için mücadele etmeye devam edeceğiz.”   ‘TTB ortadan kaldırılmak isteniyor’   İktidarın, neoliberal sağlık politikalarına, Sağlıkta Dönüşüm Programına, sağlığı özelleştirmeye karşı mücadele eden TTB’yi ortan kaldırmak istediğini söyleyen Vedat,  “Her şeye rağmen TTB Merkez Konseyi, tüm baskılara rağmen mesleğin etik ilkelerinden, meslektaşlarının emeği için mücadele etmeye ve toplumun sağlık hakkından taviz vermeksizin bilimsel doğruları savunmaya devam edecektir. Yukarıda yaptıklarımız ne suçtur ne de amaç dışı faaliyettir. Hekimlik mesleğinin toplumsal sorumluluğunu omuzlarında hisseden TTB’nin örgütsel bütünlüğü, dün susmadı bugün de susmayacaktır” şeklinde konuştu.   Dava tam faşizmdir   HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da TTB’nin, iktidarın politikalarını desteklemediği için bu davayla karşı karşıya olduğunu ifade ederek, “AKP iktidarı topluma tam bir kabus yaşatıyor. TTB bu ülkede beyazı temsil ediyor. Bu davanın açılması tam bir faşizmdir. Biz HDP olarak yanında olduk, her zaman olacağız. Sağlıktan ve özgürlükten tasarruf edilemez. TTB Türkiye toplumunun onurudur biz bunu başaracağız ve her zaman yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.   Ardından davaya geçildi.