Hak savunucularının davasında 2 kişiye ceza 2022-12-30 12:44:58   İZMİR - Boğaziçi Üniversitesi'ne kayyım atanmasına karşı yapılan eylemler sırasında işkence ile gözaltına alınan üç insan hakları savunucusunun davasında iki kişiye ceza verildi.    İzmir'de 3 Şubat 2021 tarihinde gerçekleşen Boğaziçi Üniversitesi'ne kayyım atanmasına karşı yapılan eylemler sırasında işkence ile gözaltına alınan insan hakları savunucusu Aytül Uçar, Erdoğan Akdoğdu, Emine Akbaba, İrem Çelikbaş, İsmail Temel ve Mehmet Kasar hakkında “cumhurbaşkanına hakaret”  iddiasıyla açılan davanın karar duruşması İzmir 41'inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Savunma avukatları ve Aytül Uçar hazır bulundu.   Duruşma öncesi adliye önünde hak örgütleri, İmece Dostluk Derneği, İzmir Halkevleri’nin ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. ‘Hak savunuculuğu yargılanamaz’ yazılı pankartın açıldığı açıklamaya HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu ve Akın Birdal da katıldı. Basın metnini İmece Derneği Başkanı Günseli Suna Kaya okudu.   ‘Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla 33 bin 973 kişiye dava’   Hak savunucularının özellikle de uzun yıllardır TİHV’de işkence görenlerin tedavi ve rehabilitasyonuna yönelik çalışmalarda aktif sorumluluklar üstlenen Aytül Uçar’ın polis şiddetine itiraz ederek, mutlak yasak olan işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarını önlemek için çaba harcadığını ifade eden Günseli, Türkiye’de polisin rutin hale gelmiş ihlallerini örtbas etmek, cezasızlıkla meşrulaştırmak ve hatta teşvik etmek üzere çok sık başvurulan bir idare tekniği olduğunu dile getirdi. Günseli, “Arkadaşlarımız hakkında ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ iddiasıyla sürmekte olan bu dava da benzer şekilde ihlalleri görünmez kılmak ve cezasızlığı kalıcılaştırmak amacıyla yapılan bir karşı hamle girişimdir. Özellikle Cumhurbaşkanı’na hakaret iddialarıyla açılan davalarda son dönemlerde görülen artış bu anlamda oldukça dikkat çekicidir. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre sadece 2021 yılında ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ iddiasıyla 33 bin 973 kişi hakkında soruşturma başlatan Cumhuriyet Başsavcılıkları 9 bin 327 kişi hakkında kamu davası açmışlardır” diye belirtti.   Günseli, son olarak hak savunucuları hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Başta işkence yasağı olmak üzere temel hak ve özgürlükleri ihlal eden kolluk güçleri hakkında etkin ve şeffaf bir şekilde soruşturma ve kovuşturma başlatılarak cezasızlığa son verilmelidir” dedi.   ‘Yasa maddesinin değiştirilmeli’   Kimlik tespitinin ardından davaya geçildi. İlk olarak İrem’in avukatı Eylem Zengin söz aldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Vedat Şorli kararını hatırlatan Eylem, bu karara göre “cumhurbaşkanına hakaret” maddesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (AİHS) yer alan 10’uncu madde ile uyumlu olmadığını, dolayısıyla maddenin değiştirilmesi hakkında görüş bildirdiğini dile getirdi. Anayasanın 5’inci maddesinde yer alan kanunlarda çelişki varsa uluslararası sözleşmelerin esas alınması gerektiği maddeye de atıfta bulunan Eylem, tanık olan iki polisin ve davacı memurların müvekkile karşı husumet güttüğü için suçlamada bulunduğunu dile getirdi. Eylem ayrıca savcı mütalaasının objektif hazırlanmadığını belirterek maddi gerçeğe ulaşılabilmesi için yeterli delillerin toplanmadığını ve suçun unsurlarının oluşmadığını belirterek müvekkilinin beraatını talep etti.   ‘Suç işleyenler değil suça maruz kalanlar yargılandı’   Savunmasını gerçekleştiren Aytül de, herkesin izin almadan barışçıl gösteri yapma hakkının bir insan hakkı olduğunu ve AİHS ve Türkiye kanunlarınca ile korunmaya alındığını ifade ederek, bir polisin bir karış mesafeden eylemciye biber gazı sıkmayla suç işlediğini hatırlattığını, işkence ile gözaltına şahit olduğunu, cinsiyetçi hakaretlere ve şiddete maruz kalarak gözaltına alındığını söyledi. Gözaltı aracı içinde kamu görevlilerinin yine aynı işkenceye devam ettiklerini ancak bu görüntülerin olmamasının şüpheli durum oluşturduğunun altını çizerek, “Bizim işkence görme hakkımızı kim savunacak?” dedi. Türkiye’nin de imzacısı olduğu İstanbul Protokolü’nün (İşkence ve Diğer Zalimane İnsanlık Dışı Aşağılayıcı Muamele veya Cezaların Etkili Biçimde Soruşturulması ve Belgelendirilmesi İçin El Kılavuzu) hazırlayan kurumları arasında bulunan TİHV’de 22 yıldır aktif çalıştığını ifade eden Aytül, hakaret içerikli herhangi bir cümle kullanmadığını ancak işkenceye şahitlik ettiğini dile getirdi.   ‘Yargının itibarı açısında beraat verilmelidir’   Aytül’ün avukatlarından Arif Ali Cangı da iddianamenin oluşturulurken savcının tüm delilleri toplamak zorunda olduğunu ancak savcının sadece polisin beyanına göre hareket ettiğini kaydederek, mahkeme heyetinin de benzer tutum içinde bulunmasının Türkiye’de yargının itibarını zedeleyeceğini dile getirdi. Şikayette bulunan polisin, kendi yaptıkları günahı kapatmak için suç ürettiğini ifade eden Arif Ali, basın eylemlerinde izne değil bildirim yapıldığını, basın açıklamalarında ise hiçbirine gerek duyulmadığına işaret etti. Buna atfen mahkemenin ve savcılık makamının kanun yapma yetkisi olmadığının altını çizen Arif Ali, önyargı ile hareket edildiğini, delillerin yetersiz olduğunu ve kimi polis beyanlarından iddianame aşamasında savcının yönlendirmede bulunduğunun anlaşıldığını sözlerine ekledi.   ‘Hak savunucuları hedef alındı’   Avukat Dilan Can Ateş de, delillerin yetersiz olduğunu, polisin kendi suçlarını örtme çabasıyla hareket ettiğini kaydetti. Avukat Nehir Bilece de, insan hakları savunucularının Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’ni hatırlatarak her üç hak savunucusunun da korunması gerekirken yargısal tacize maruz kaldığını söyledi. Nehir, davanın hak savunucularını susturma ve cezalandırma amacı taşıdığını ifade etti.   ‘Ceza kararı AİHM’ye taşınacak’   Emine’nin avukatı Oktay Uysal da mahkeme heyetine müvekkilinin beraatını talep ederek ceza kararı verilmesi halinde gerekçelerin ikna edici şekilde sıralanması gerektiğini kaydederek, AİHM’e kadar hukuk mücadelesine devam edeceklerini vurguladı.   Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, Aytül hakkında beraat kararı verirken, Emine ve İrem hakkında ise ”Cumhurbaşkanına Hakaret” suçundan 1 yıl 2 ay hapis cezası verdi. Mahkeme,  bu cezayı 11 ay 20 güne düşürerek ertelenmesine karar verdi.