Michela Arricale: Abdullah Öcalan'ın düşüncelerinden korkuluyor 2022-12-04 09:01:01   Marta Sömek   İSTANBUL - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük mutlak tecrit ve iletişimsizliğin son bulması için Adalet Bakanlığı’na mektup gönderen 22 ülkeden 350 avukat arasında yer alan Michela Arricale, başvurularına henüz yanıt alamadıklarını belirterek, "Öcalan’ın figüründen çok düşüncelerinden korkuluyor” dedi.   PKK Lideri Abdullah Öcalan, 1999 yılından bu yana İmralı Adası’nda ağırlaştırılmış tecrit içerisinde tutuluyor. Abdullah Öcalan ile İmralı’da tutulan diğer tutsaklar Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’dan 20 aydır da hiçbir haber alınamıyor. Abdullah Öcalan ve diğer tutsakların avukat görüşleri Bursa İnfaz Hakimliği’nin 6 ayda bir verdiği “avukat görüş yasağı” ile, aile görüşleri ise İmralı Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından verilen 3 aylık “disiplin cezaları” ile engelleniyor.    22 ülkeden 350 avukatın mektubuna yanıt yok   20 aydır süren ve sistematikleşen haber alamama haline karşı ise Kurdistan, Türkiye ve Avrupa dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanından bine yakın avukat, PKK Lideri ve diğer tutsaklarla görüşmek için Adalet Bakanlığı ve Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurular gerçekleştirdi. PKK Lideri üzerindeki tecridin son bulması için yapılan girişimlerden biri de 22 ülkeden 350 avukatın 14 Eylül günü Adalet Bakanlığı’na gönderdiği mektuptu. Gönderilen mektubun ardından avukatlar Belçika’nın başkenti Brüksel'de düzenledikleri basın toplantısıyla mektubu kamuoyuyla paylaştı. Mektupta, “İmralı’da uygulanan hukuksuzluk dünya hukuk standartlarına aykırı. Türkiye'deki meseleleri yakından takip eden avukatlar olarak, bu durumun siyasi ve sosyal etkisinin çok iyi farkındayız” vurgusu yapıldı. Ancak mektubun gönderildiği günden bu yana Bakanlık’tan olumlu ya da olumsuz bir dönüş yapılmadı.   Demokrasi Üzerine Araştırma ve Detaylandırma Merkezi / Uluslararası Hukuki Müdahale Grubu (CRED/GIGI) Eşbaşkanı ve mektubun imzacıları arasında yer alan Michela Arricale ajansımıza konuştu.   ‘Abdullah Öcalan tüm politikalara rağmen tecrit edilemiyor!’   Michela, PKK Lideri’ne uygulanan mutlak tecridi, “Abdullah Öcalan'a dayatılan tutukluluk koşulları insanlık dışı olduğu kadar, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü koruyan tüm önemli uluslararası yasal belgeler açısından da tamamen yasa dışı ve gayri meşrudur” sözleriyle değerlendirdi. Devletin tüm politikalarına rağmen Abdullah Öcalan’ın tecrit altında tutulamadığına işaret eden Michela, “Böylesine ciddi bir tecrit, -Erdoğan'ın niyetine göre- Kürt liderini mutlak bir tecrit içinde barındırması ve binden fazla gardiyan tarafından izlenmesi gereken İmralı Ada Hapishanesi’nin inşası, Öcalan'ın gücünün bir anıtıdır” dedi. Tayyip Erdoğan’ın Abdullah Öcalan'dan korktuğunu ifade eden Michela, “Öcalan’ı, hegemonyasına yönelik en büyük tehditlerden biri olarak tanımlıyor ve bu nedenle ona ‘özel’ muamele uyguluyor. Elbette tüm bunların hukuk devleti ve haklarla bir ilgisi yok. Öcalan siyasi bir tutuklu, bu nedenle yasa dışı tutuluyor” cümlelerini kullandı.   ‘Öcalan’ın düşüncelerinden korkuyor!’   Tayyip Erdoğan’ın Abdullah Öcalan’ın düşüncelerinden ”korktuğunu” belirten Michela, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Terörle mücadele mevzuatı bu şemaya göre işlevseldir: Ulusal güvenlik, hukukun üstünlüğünün varlığı için işlevsel olan hukuk öncesi bir olgu olarak varsayılır. ‘Güvenlik varsa haklarınız olabilir. Ama o yoksa hiçbir şey yok.’ Bu mantığın sorunu şu ki, güvenlik kavramı tamamen devlet tarafından belirlenir. Güvenlik, öznel bir duygudur. Erdoğan'ın korkularından bahsediyoruz. Kendini güvende hissetmek için Öcalan'ın bin gardiyan tarafından korunan, amaca yönelik olarak inşa edilmiş bir Ada Hapishanesi’nde tamamen tecrit edilmiş olduğunu bilmesi gerekiyorsa bu, Öcalan'ın onu gerçekten korkuttuğu ve onu kendi yönetimi için gerçek bir tehdit olarak gördüğü anlamına gelir. Ve fiziksel olarak hapsedilmiş olması onun için yeterli değil, onun zihinsel olarak yok edildiğini görmek istiyor. Çünkü Öcalan’ın figüründen çok düşüncelerinden korkuyor.”   ‘Adalet Bakanı başvurumuza yanıt vermedi’   İktidarın, PKK Lideri’nin “dışarı” ile herhangi bir iletişim kurmasını istemediğini vurgulayan Michela, “Çünkü sözleri etkili silahlar, olası gelecekleri çizen silahlar… Bunun gerçekleşmesi için savaşmaya devam etmeye değer” dedi. Adalet Bakanı’nın Avrupalı avukatların başvurusuna herhangi bir yanıt vermediğini paylaşan Michela, “Adil yargılanma hakkının daha geniş bağlamında savunma hakkı ve etkili bir şekilde kullanılma olasılığı, bir hukuk kuralının nihai testidir. Adalet Bakanı, tahmin edilebileceği gibi başvuru talebimize yanıt vermedi. Bizim talebimiz, hukukun üstünlüğü açısından meşru bir taleptir. Ancak Öcalan meselesindeki kararlara yön veren yasal meşruiyet değildir. Öcalan’ın tecrit koşulunun yasal hiçbir yanı yoktur” sözlerini kullandı.   'Uluslararası kamuoyunun tutumu çelişkili'   Uluslararası kamuoyunun Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridi görmezden geldiğine işaret eden Michela, “Uluslararası kamuoyunun Öcalan meselesine yönelik tutumu en büyük çelişkisini yansıtıyor. Temel hakların yayılmasında her zaman ön saflarda yer alıyorlar -hatta uğruna dünya çapında savaşlar başlattıkları bayrak haline gelen- ve aynı zamanda gözleri önünde işlenen apaçık ihlalleri de görüyorlar. O zaman, temel hakların uluslararası topluluk eyleminin arkasındaki itici güç olmadığı netleşir. Uluslararası toplum, bu çelişkiyi ele almak yerine onu ortadan kaldırmayı ve görmemiş gibi davranmayı tercih ediyor” dedi.   'Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü ve barış ortamını sağlar'   “İnanıyorum ki bugün Öcalan'ın özgürleştirilmesi çağrısı barış çağrısından ayrılamaz” diyen Michela, “Bir tahakkümün sonucu olarak bir barış değil, diyalog ve saygıya dayalı, temel ilkelerin yerine getirilmesiyle başlayan, halkların ve bireylerin kendi kaderini tayin hakkı ilkesinden başlayarak haklarını kapsayan işbirlikçi bir barış olmalı” sözleriyle PKK Lideri’nin fiziki özgürlüğünün barış ortamını sağlayacağına dikkat çekti.