Sebahat Tuncel: AİHM, isyanımızın haklılığını doğruladı 2022-11-22 16:34:49     ANKARA -  Kobanê Davası’nda konuşan DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, AİHM kararıyla isyanlarının haklılığının doğrulandığını söyledi.   DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 17’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nın 19’uncu periyodu duruşmasının 2’inci oturumu Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü.     Sincan Kapalı Cezaevi’nde tutulan siyasetçiler duruşmaya gelirken, farklı cezaevlerinde tutulanlar ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.    Verilen aranın ardından duruşma tutsak siyasetçilerin beyanlarıyla devam etti.     Savunmanın ardından başka gizli tanık ifadeleri çıktı    Mahkemenin Gültan Kışanak’ın konuşması sırasında, “Kimden talimat alıyorsunuz” sözlerine değinen Zeynep Ölbeci, iki yıldır duruşmaya gidip geldiğini ama kendilerinin değil, heyetin talimat aldığını söyledi. Zeynep, “Mahkeme heyeti sabah başka bir şey söyledi akşam başka bir şey söyledi. Talimat değilse heyetin fikrini ne değiştirdi. Daha öncede söylemiştik, kendi gömleklerinizi bize giydirmeyin, talimat alma gömleklerini bize giydirmeyin. Adalet gömleğini heyetten görmedik. 6 aydır savunmamı yaptım üzerimde sadece gizli tanık Ulaş’ın ifadesi vardı ama savunmamdan hemen sonra onlarca gizli tanık ifadesi çıktı. Bunların talimatlarla yapıldığını çok iyi biliyoruz. Kobanê olayları çıkmadan önce 2010’da olan dosyamı getirip Kobanê ile bağladılar. Türkiye’nin ve yargısına olan inancım yok, Mersin’deki dosyam FETÖ’cüler tarafından açıldı ve FETÖ’cüler tarafından yürütüldü ve şu anki mahkeme heyeti de hala FETÖ’cülerin oluşturduğu dosyayı yürütüyor” dedi.    ‘Savunmamı yapmama rağmen neden tutukluyum?’    Mahkeme heyetine, “Neden bunca zamandır tutukluyum samimi bir cevap bekliyorum” diyen Zeynep, “Mahkeme heyeti savunma yapmadı yalanına sığınmasın. Diğer dosyam için tahliye edilmiyorsam da zaten o dosyamda tutuksuz yargılanıyordum. Ama Kobanê dosyası da benim tutuklu olmama gerekçe değil. Hakkımızdaki ifadelerin tamamı boşa çıkmasına rağmen buradayız” diye belirtti.     Zeynep’in ardından HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş söz aldı.    Mahkemenin iddialarının tutanaklara geçilmesi talebi    Mahkeme heyetinin Gültan Kışanak’a, “Kim size savuma yapmayın” sözlerine tepki gösteren Selahattin, “Savunmanın nasıl hazırlandığı avukat arkadaşlarla birlikte nasıl savunma hazırladıkları çok bilinen bir şey. Başka bir savunma hazırladığımızın stratejine dair elinizde bilgi varsa açıklayın elinizde bilgi yoksa neyi ima ediyorsunuz. Başka bir yerden bize talimat gelmiyor, mahkemeniz başka bir imada bulunuyorsa bunu açıklamak zorunda. Mahkeme yargılamayı uzatmaya yönelik bir davranış görürse ara kararlarında yazar” diyerek, mahkemenin sözlerinin tutanaklara geçilmesini talep etti.    ‘Merdan Rüştüovalıoğlu kulağınıza bir şeyler mi fısıldıyor’   Mahkeme heyetinde “Örgütten talimat aldığı” algısının çok fazla olduğunu dile getiren Selahattin, mahkeme heyetine, “Gültan Kışanak size savunma stratejisini size anlatmak zorunda mı?” diye sordu. Selahattin, “Merdan Rüştüovalıoğlu size bir şeyler mi fısıldıyor. Ne siyasi hayatımızda ne de yargılamamızda kimseden talimat almadım peki siz heyet olarak birilerinden talimat almadığınıza yemin edebilir misiniz? Biz savcının iddianamesini kimlerle hazırladığını soruyor muyuz?” sözlerini kullandı.    AİHM kararı tarih ve sayfa belirterek tutanağa geçirilmiş    AİHM’in Figen Yüksekdağ hakkında verdiği karara ve Gültan ve Sebahat hakkında birleşen dosyalarından tahliye edilmesine değinen Selahattin sözlerine şunları ekledi: “6 yıl süren hukuk mücadelesi sonucunda mahkeme heyetinizin kararı değerlendirirken, tek cümle ile geçmeniz doğru değil. Bir önceki celsede, savcı tutuk devam mütalaaları verirken, 63 sayfa anayasa ve Yargıtay kararı koymuş. Sizler de Figen ve benimle ilgili sayfalarca AİHM ve AYM kararına atıf yapıyorsunuz. Aleyhinize bir karar bulduğunuz da onlarca sayfa tutanağa geçirirken, büyük hukuk mücadelesi sonucu kazanılmış kararı tarih ve sayfa belirterek, tutanağa geçiyorsunuz. AİHM’de 6 yıldır devam eden bir yargılama yapıldı, aralarda Türk bir hukukçunun olduğu heyet yargılama yaptı ve karar verdi. Siz bu kararı tarih ve sayfa belirtemezsiniz.    Hangi siyasi talimatla Figen Yüksekdağ’ı 6 yıldır içeride tutunuz?    Bir örgüt üyeliğine verilen ceza 6 yıl 3 ay ceza verilir. 6 yıl 3 ay cezanın dörtte üçü iyi hal ile geçilmişse tahliye edilir.  Bulunduğum Edirne cezaevinden FETÖ’cülerin çoğu 9 ayda tahliye oldu. Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel ve Gültan Kışanak  örgüt üyeliğinden 6 yıl 2 aydır tutuklular kesintisiz. AİHM diyor ki size; ‘Siz bu tutuklamayı siyasi saikle yaptınız’ diyor. Karşınızda Türkiye’nin üçüncü partisinin vakti zamanında eş genel başkanlığı ve milletvekilliği yapmış üç kadın var. Siyasi saiklerle hayatını çaldığınız seçilmiş kişilerle ilgili vereceğiniz karar bu mudur. Hangi siyasi saikle, hangi siyasi talimatla Figen Yüksekdağ’ı 6 yıl 1 ay içeride tutunuz? Siyasi saikle tutuklama ve yargılama ancak ve ancak kasten yapılabilir.    Erdoğan’ın selameti için tutuklama yaptınız   Siz bizlerle ilgili geçmişte verilmiş kararları ne varsa getirip dosyanıza koyuyorsunuz.  Bunlar bizim sicilimiz ama bu da sizin siciliniz. AİHM, siz heyet olarak, Erdoğan’ın selameti için tutuklama ve yargılama yapmışsınız diyor. Tek bir cümle ile belirtebilirsiniz ama AİHM kararı verdi.  Elinizde Demirtaş ve Yüksekdağ kararı var. Bu ikisinde de heyetlerinizin hepsi siyasi amaçlarla yargısal faaliyetin dışında ağır suç işlemek suretiyle bizi özgürlüğümüzden yoksun bırakmış, referanduma müdahale etmiş, seçmenin iradesine müdahale etmiş diye belirtmiş. Arkadaşlarımızı bu kumpasa dahil edecek şekilde çok sayıda insanın düşünce özgürlüğü ihlal edilmiş dedi. Bariz bir şekilde siyasi saiklerle hareket etmişsiniz. Yapmanız gereken şu; davadan geri çekilmeniz.    Milyonlarca seçmenin hakkı ihlal edildi    Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel’in 6 yılını geri verin demiyoruz zaten veremezsiniz. Ama bu dosyada derhal herkesi serbest bırakın. Hukuken siz bariz bir siyasi yargılama sürüyorsunuz, bunu da kabul etmemiz mümkün değil. Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesine sebep olan hükme ihlal kararı verildi. Aradan yıllar geçti ve AYM’ye yapılan başvuruda, AYM buna da ihlal verildi. Bir milletvekilinin cezaevinde bile olsa elinden haklarını alındı. Figen Yüksekdağ’ın kişisel uğradığı mağduriyetleri giderilemez ama Figen Yüksekdağ’ı Meclis’e gönderen halkın iradesine ne yapacaksınız. Milyonlarca seçmenin hakkı ihlal edilmiş oldu. AİHM Demirtaş ve Yüksekdağ kararında var. Bunları heyetiniz bir karara bağlamadan AİHM sanki bağlayıcılığı olmayan bir kurummuş gibi davranarak yargılamayı sürdürmeniz mümkün değil.    Hükümeti rahatlatma hamlesi    Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel ‘örgüt üyesidir’ diyor, bunu Bahçeli’de Erdoğan’da söylüyor. Bunların siyasi olduğunu biliyoruz sizde buna göre mi söylüyorsunuz? 6 yıldır haksız bir şekilde yattıklarını ikinci tutuklamaya sayın. Dün akşam verdiğiniz karar, hukuku ve AİHM kararına dolanma, bir hükümeti rahatlatma hamlesinden başka bir şey görünmüyor. Bu duruşma günü bitmeden, 3 arkadaşımızla ilgili yarım verdiğiniz tahliye kararını tamamlamalısınız. Biz hükümetin rehinesi isek onlar da bizim rehinemiz oldu artık bırakın diğer arkadaşlarımızı. Taksitle tahliye olur mu? Böyle ihlal giderme kararı olmaz.    Mahkeme heyetine: Biz değil dosyası siz bu hale getirdiniz    Gültan Kışanak’ın, Sebahat Tuncel’in Kobanê davası ile ne alakası var? Hadi biz MYK’yız ya olmayanların bu dosyayla ne alakası var. Hadi ben örgüt yöneticisiyim, bunlar benim örgütümde hiç çalışmadı. Dosyanın elle tutulur hiçbir şey yok. Diyelim ki; Gültan Kışanak Perşembe savunma yapacak, bir sonraki periyotta gelen evrakları okuyacaksınız, Gültan Kışanak daha savunmasını yaparken geride bıraktığı onlarca sayfada savunmasını yapamazken yeni müşteki beyanları eklenecek. O sırada savunmasını kesip müşteki beyanlarına mı cevap versin? Nasıl olacak, biz davayı uzatmadık siz bu hale getirdiniz. Biz hazırlığımızı yapmıştık siz kestiniz. Örgüt üyeliğinden yargılanırken arkadaşlarımız örgüt yöneticiliğinden ifade vermeye başladılar. Heyetiniz çetenin başı çıktı şimdi ev hapsinde, bize diyorsunuz ‘kimden talimat aldınız’ valla biz değil sizin heyetiniz almış talimatı ortaya çıktı. Mevzu dosyayı bitirmekse bitirin.”    Sebahat Tuncel: AİHM haklılığımızı doğruladı    Selahattin’in beyanlarının ardından Sebahat Tuncel konuştu. 6 yıl sonra tahliyelerinin olduğunu ve bu tahliyenin altında da başka bir şey çıkacağını dile getiren Sebahat, mahkeme heyetine, “Malatya dosyalarını sürekli önümüze çıkardınız şimdi ne olacak” diye sordu. Sebahat, “2 yıldır bu mahkemede bir kumpas davasıdır, ortada bir suç yok diyoruz.  Örgütlenme hakkımız, siyasi hakkımız ve mücadelemiz yargılanıyor dedik ve AİHM’de bunu söyledi. Biz 6 yıldır isyanımızda haklıyız bu siyasi bir davadır, bu dava siyasi talimatla hazırlanmıştır. AİHM, iktidara da bir cevap vermiş oldu. Demirtaş kararlarına da atıfta bulunarak, bu davanın nasıl siyasi bir dava olduğunu bizi haklı çıkardı. AİHM’in bizi halkı çıkarması bir şey ifade etmiyor. Erdoğan, ‘işime gelirse uygularım işime gelmezse uygulamam diyor” sözlerini kullandı.    ‘Bir tweet atamayacak MYK’mız var’   Savcının AYM kararlarını yazmayı sevdiğini dile getiren Sebahat,  bu süreçte tutukluluğun infazı ile karşılaştıklarına dikkat çekerek, “Bunun adı ‘tutukluluklarını nasıl devam ettirebiliriz’ diye ara karar kurmuşsunuz. Minareyi çalıp yeni bir kılıf uydurmaya çalışıyorsunuz. Hadi biz savunmamızı vermedik peki savunmasını yapan arkadaşlarımız neden hala burada. Savunma yapsak bile savcı, ‘savunmasını dikkate almayın’ diyor. Aynur Aşan arkadaşımız Kürtçe savunmasını değiştirmek zorunda kaldı, çünkü sürekli yeni bir belge geldi ve savunmasının yarısını bile sunamadı. Sanki savunma için koşullar hazırlamışsınız gibi davranıyorsunuz. O sözü ha Gültan başkana söylediniz ha bize. Bu nasıl bir yaklaşımdır. Bir tweet atamayacak bir MYK’mız var ama 6 milyon oy alan da bir partimiz var nasıl oluyor ya bu? Bunca oy alan MYK’mız hakkında utanmadan ‘kimden talimat aldınız’ diyorsunuz. Sizin bizi tanımanız lazım iki yıldır biz bu kürsüyü kullanıyoruz. Karşınızda cesur insanlar var ve ne yaptıysak söylüyoruz. Toplu bir dava var, herkes aynı anda savunma yapmayacak” şeklinde konuştu.    AİHM kararını uygulamayacaksanız çekilin   Sebahat beyanlarına şöyle devam etti: “Bizim talimat aldığımızı neden düşünüyorsunuz? Bunu açıklamak zorundasınız, madem somut bir şey yok o zaman  itam etmeyeceksiniz. Biz savunma yapmaktan kaçan insanlar değiliz.  Sizin heyetinizi reddeden bir kişi olarak savunma yapmaktan kaçmıyorum. Biz halkımıza sorumluluğumuz nedeniyle savunmamızı vereceğiz. Bu rehin almalarınız da tarihe not düşecek. Bütün Türkiye’de biliyor bizim siyasi rehine olduğumuzu. AKP’yi zorladığımız için burada siyasi rehine olduğumuzu herkes biliyor. Bir tweeten bu olayların çıkmayacağını herkes biliyor. Bahtiyar Çolak, kararlar alırken iki üye şerh koydunuz mu?  Kendisi itirafçı olmuş ama bizim özgürlüğümüzü elimizden aldı.  37 insanın ölümüne dair bizi suçluyorlar bu öyle basit bir şey değil. AİHM kararını uygulamayacaksanız mahkemeden çekilin. Çekilmeyecekseniz de bunu bize açıklamak zorundasınız.”    ‘Yukarıyla işlerin böyle yürümeyeceğini söyleyin’   AİHM’in kararını değerlendiren Nazmi Gür, mahkeme heyetinin Figen Yüksekdağ için verdiği kararda Adalet Bakanlığı’nın sadece AİHM’e, ‘“bakın uyduk” demek için verildiğini söyledi. Mahkemenin 3 kadın siyasetçi için, “Tahliyelerine ve tutukluluk hallerinin devamına” kararına tepki göstererek, “Yukarıya artık bu işlerin böyle yürümeyeceğini sizin söylemeniz lazım. İktidardan doğru baskıyı ret etmeniz lazım. O zaman kamuoyu önünde gerçekten birer yargıç olursunuz. Bizi toplu alındık, taksitle bırakıyorsunuz. Ya bu davayı düşüreceksiniz ya da Türkiye AK üyeliğinden atılabilir ki bunu biz istemeyiz” diyen Nazmi, tutuklu yargılanan tüm siyasetçilerin serbest bırakılması gerektiğini belirtti.     Türkiye’nin kendi yurttaşının hakkını ve hukukunu pazarlık konusu yaptığına dikkat çeken Nazmi,  amaçlarının Türkiye’nin uygar dünyanın yanı olduğunu kaydetti.    Mahkemenin 4 Kasım tarihli ara karar tutanağındaki ara kararına değinen Dilek Yağlı, mahkeme heyetine, “Müşteki beyanları bitti mi ki böyle bir ara karar kurdunuz” diye sorarak bunun gerekçesini öğrenmek istediklerini dile getirdi.    Duruşmaya bir gün ara verildi.