Mühendisler patlamanın sorumluluğunu işçilere attı 2022-10-22 16:04:11       ANKARA - Amasra’da 41 kişinin yaşamını yitirdiği patlamanın yaşandığı maden ocağında incelemelerde bulunan ÇHD, patlamanın mühendisler tarafından işçilerin hatası olarak görüldüğüne dikkat çekerken, çelişkili beyanlarda bulunduklarını raporlarında da duyurdu.     Bartın’ın Amasra ilçesinde 4 Ekim 2022’de Taşkömürü İşletme Müessesesi’ne bağlı madende gerçekleşen patlamada 41 işçi yaşamını yitirmişti. Patlamanın hemen ardından Çağdaş Hukukçular Derneği, patlama alanına gelerek incelemelerde bulundu. ÇHD, alanda yaptığı incelemeye dair hazırladığı raporu paylaştı.   Birlik bünyesinde komisyon kurulacak   İncelemenin ardından Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı, Ankara Barosu Başkanı ve Bartın Barosu ile görüşmeler  gerçekleştirildiğine yer verilen raporda, TBB başkanı tarafından kendilerine “birlik bünyesinde bir komisyon” kurulacağı bilgisine yer verildi. Yeniden maden sahasına giderek, yapılan işlemlere bilgi almak isterken, soruşturmanın şüphelisi konumundaki müessese müdürünün polisi yönlendirmesiyle maden sahasından çıkmalarının istendiği belirtilen raporda, “Böylece, patlamanın üzerinden geçen iki güne rağmen şüphelilerin hâlen maden sahasında yetkili olduğunu tespit etmiş olduk.  Pazartesi günü ÇHD adına Amasra ve Bartın Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusu, İşkur ve SGK’ya denetim talepli dilekçelerimizi verdik. Dosyaya vekaletname ile birlikte vakit kaybetmeksizin toplanması gereken delillere ilişkin hazırladığımız detaylı talep dilekçemizi sunduk. 18 Ekim günü soruşturma savcılarının maden sahasında olduğunun öğrenilmesi üzerine hızlı bir şekilde maden sahasına geçildi; burada bulunan Bartın Cumhuriyet Başsavcısı ve diğer yetkilerle görüşmeler yapıldı. Keşif gerçekleştirilecek ise madenci ailelerin avukatları olarak keşfe katılacağımızı belirttik. Ancak başsavcılık tarafından keşfin ertesi gün yapılacağının tarafımıza iletilmesi üzerine keşif ön hazırlıkları yapıldıktan sonra maden sahasından ayrıldık” denildi.    Mühendisler sorumluluğu işçilere attı: Çelişkili beyanlarda bulunuldu   Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Amasra Taşkömürü İşletme Müessesi’nde yapılacak tarihli keşif işlemi öncesinde bilirkişilerden araştırmalarını talep edildiğine dikkat çekilen raporda, teknik, idari ve yönetimsel sorunlara dair araştırma sorularının yer aldığı 56 maddeden oluşan 8 sayfalık dilekçenin de sunulduğu kaydedildi. Raporda, “Akabinde bilirkişilerle birlikte maden sahasının girişinde bulunan bir odada maden içerisindeki aktif çalışma sahalarına, eski imalat alanlarına ve çalışma yöntemine dair müessesede çalışan personelden bir kısım bilgiler alındı. Söz konusu bilgilerin müessese tarafından olaydan sonra hazırlanan ve üzerinde madende hayatını kaybeden madencilerin bulundukları yerlerin işaretlendiği bir harita üzerinden aktarıldığını gördük. İlk aşamada madene dair bilgi aktarımlarının müessesede farklı bir vardiyada görevli olduğunu söyleyen iki mühendis tarafından yapıldığını, bir kısım bilginin ise müessese müdürü tarafından verildiği gözlemledik. Madende çalışan mühendislerin patlamanın sorumluluğunu maden işçilerinin hatası olarak göstermeye çalıştıklarını; bunu yaparken de patlama öncesine dair birbiri ile çelişen ve gerçekle bağdaşması mümkün olmayan bilgiler verdiklerini gözlemledik” ifadelerine yer verildi.    Barajların arkasında çalışan sensör yokmuş!   Dijital ortamdaki üç boyutlu haritaların incelenmesi sırasında yönetmeliğe göre zorunlu olması gereken maden havalandırma planının üç boyutlu simülasyonunun müessesede olmadığı, VENTSİM isimli bilgisayar programının kurum tarafından satın alındığı, fakat programa dair bir eğitim verilmediği için kullanılamadığı bilgisi edinildiğine işaret edilen raporda, “Bu esnada havalandırma modeli oluşturulurken maden içerisindeki hava değerlerine, hava kapılarına ve tali havalandırma için kullanılan vantüplere dair bilgilerin keşfin başından bu yana bilgisine başvurulan müessesede görevli mühendisten alındığını gözlemledik. Bilgilerin alındığı sırada hava değerlerine dair bilgi paylaşan mühendisin tartışma konusu bölgedeki hava akış hızının daha yüksek çıkmasını sağlamak amacıyla ilk verdiği bilgileri sürekli olarak değiştirme çabası içerisinde olduğunu gözlemledik. Bilirkişi tarafından o anda oluşturulan üç boyutlu havalandırma modeline dair yapılan incelemenin ardından gaz izleme odasına geçildi. Gaz izleme odasında yapılan incelemelerde, işletmede çalışan mühendisler ve gaz izlemede görevli personel tarafından bilirkişilere ilk başta madene giriş-çıkışı kapatmak için yapılan mevcut barajların arkasında çalışan bir sensörün olmadığı bilgisi verildi” diye belirtildi.    Raporun devamında şu ifadelere yer verildi:   “Gaz izleme sistemindeki sensör verileri ile harita üzerine işaretlenen sensörler karşılaştırıldığında aynı hat üzerindeki CH4 (metan) ve CO (karbonmonoksit) sensörlerine ait kayıtların birbirleri ile tutarsız değerler gösterdiği görüldü. O sırada gaz izleme biriminde çalışan bir personele sistemde kayıtlı sensör adlarının yanlış eşleştirilme ihtimali soruldu ve bazı sensörlerin eşleşmediği ve farklı sensörlere ait verileri döndürdüğü görevli personel tarafından kabul edildi. Soruşturma savcısından bu hususun tutanak altına alınması talep edildi ve bu durum sensör kayıt çıktıları üzerinde tutanak altında alındı. Keşif tutanağında bu husus yer almamaktadır.   Bölge harita üzerinden işaretlenmemiş   Gaz izleme odasından çıkıldığı esnada gaz izleme ünitesindeki bilgisayar sisteminde inceleme yapan bir bilirkişi tarafından o esnada kırmızı ile alarm veren bir CH4 (metan) sensörünün olduğu ve anlık olarak 3.75 değerini gösterdiği fark edildi. Sonrasında bu bölgenin harita üzerinde işaretlenmediği de tespit edilmiştir. Kırmızı ile alarm veren sensörün hemen altında bulunan başka bir sensörün de anlık olarak oldukça yüksek değer gösterdiği tespit edildi. Metan sensörünün güncel değerinin bu sefer yüzde 3.29 civarında olduğu, alarm veren diğer metan sensörünün ise yüzde 5 değer gösterdiği tutanak altına alındı. Bu sırada keşif boyunca bilgisine başvurulan ve aynı işletmede çalışan bir mühendis tarafından sensörde kalibrasyon sorunu olabileceği, o bölgeden iki gün önce yapılan ölçümlerde sensörün yüzde 4 değerinde metan gösterirken seyyar ölçüm cihazı ile yapılan ölçümün yüzde 3 olduğu dile getirilmiştir. Kendisine bu karşılaştırma verisini nasıl elde ettiği sorulduğunda; bilginin kaynağının telefonuna Whatsapp uygulaması aracılığı ile gönderilen bir kroki olduğunu söylendi.”   7 gündür sorumlular hakkında işlem başlatılmadı   Keşif sırasında bilgisine başvurulan mühendislerin tutarsız bilgi vermeleri ve alınan bazı bilgilerin gerçek dışı olduğunun anlaşılmasına rağmen, müessese personelinin delilleri karartma ihtimalinin yüksek olduğunun altı çizilen raporun sonuç kısmında, “14 Ekim 2022 tarihinde gerçekleşen ve 41 işçinin ölümü, birçok işçinin de yaralanmasına neden olan bu katliamın sorumluları henüz tespit edilmemiş, şüpheliler hakkında herhangi bir adli işlem yapılmamıştır. Madende bulunan bilgisayarlar, sensör kayıtları vb. dijital materyallere el konulması için 16 Ekim 2022 tarihinde, yani katliamdan yaklaşık iki gün sonra, Sulh Ceza Hakimliği’nden karar talep edilmiş olması, delillerin karartılması yönündeki kaygılarımızı daha da güçlendirmektedir. Katliamın üzerinden 7 gün geçmiş olmasına rağmen şüphelilerin hâlen maden sahasındaki tüm delillere erişebilmesi soruşturmanın salahiyeti ve hakikatin açığa çıkarılması açısından son derece tehlikelidir” denilerek, şüphelilerin bir an önce tespit edilerek, gözaltına alınmaları talep edildi.