Van Barosu ile ÖHD: Özer çiftinin cezaevinde tutulması hak ihlalidir 2022-08-31 14:54:20     VAN - Aile ve vekillerinin başvurusu üzerine Van Barosu ile ÖHD Van Şubesi Hapishane Komisyonunca Makbule Özer ve eşi Hadi Özer çiftine dair hazırlanan raporda, Özer çiftinin cezaevinde tutulmasının hak ihlali olduğuna dikkat çekilerek, tüm ağır hasta tutsakların bir an önce tahliye edilmesi gerektiği vurgulandı.   Van Barosu ve Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Van Şubesi Hapishane Komisyonu tarafından hazırlanan Hadi ve Makbule Özer çiftine dair raporu açkladı. Van Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu'nda yapılan açıklamaya Van Barosu, ÖHD avukatları, İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şube Başkanı, Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) ile STAR Kadın Derneği temsilcileri katıldı.    Hasta tutsaklar tahliye edilmeli   Açıklamada konuşan Van Baro Başkanı Zülküt Uçar,  Makbule ve Hadi'nin bir an önce tahliye edilmesi gerektiğini söyledi. Zülküf, ATK'nin Makbule'nin cezaevinde kalmasında bir sakınca görmemesinin mevzuata aykırı olduğuna dikkat çekti.  Makbule ve Hadi'nin cezaevinde hukuksuz bir şekilde tutulduğunu kaydeden Zülküf,  ayrıca tüm hasta tutsakların da bir an önce tahliye edilmesi gerektiğinin altını çizdi.    26 Ağustos'ta görüşme yapıldı   Ardından söz alan ÖHD Van Şube Eşbaşkanı avukat Ebru Demirtepe, Makbule ve Hadi için ailesi ve vekiller tarafından yapılan başvurular sonucunda hazırladıkları raporu okudu. Ebru, Makbule ve Hadi ile 26 Ağustos'ta görüşmelerin yapıldığını söyledi.    Hastane yerine revirde tedavi ediliyor   Görüşmede Makbule’nin, birçok kronik rahatsızlığının olduğuna dikkat çekilen raporda, Makbule’nin yürümekte zorlandığı, son dönemlerde sık sık hastaneye kaldırıldığı, en son hastaneye kaldırıldığında hastanede çekilen fotoğrafı nedeniyle cezaevi idaresinin kendisini hastaneye götürmeye çekindiği, hastane yerine revirde kendisine serum takılarak tedavi edildiği,  serumlar nedeniyle vücudunda morluklar oluştuğu,  cezaevindeki yemekleri yiyememesi nedeniyle ihtiyaçlarını kantinden karşıladığı, aynı koğuşta bulunan birçok kişinin  Covid olduğu, 23 ile 26 Ağustos tarihlerinde İstanbul ATK’de bulunduğu süreç içerisinde heyet tarafından el kol hareketleriyle yönlendirilerek beden muayenesi yapıldığı, Türkçe bilmediği halde Kürtçe tercüman bulundurmadan ve öyküsü dinlenilmeden muayenenin bitirildiği, ATK raporunun aleyhine sonuçlanacağı ve  cezevinde öleceğini düşündüğü bilgilerine yer verildi.   3 kez hastaneye götürüldü   Yine Hadi Özer ile yapılan görüşmede kendisininde birçok kronik rahatsızlığının olduğuna dikkat çekilen raporda, engelli raporu olduğu, nefes darlığı, romatizma, kemik ve bel ağrısı, cezaevine geldikten sonra vücudunda kaşıntı şeklinde seyreden hastalığı olduğu, görme bozukluğu olduğu, cezaevi yemekleri nedeniyle vücudunun şiştiği ve sık sık idrara çıktığı, bu durumun kendisini çok zorladığı, cezaevine  geldiğinden beri üç kez hastaneye götürüldüğü, bu ziyaretlerden birinin sağlık kurulu raporu için olduğu ve raporun nasıl sonuçlandığının kendisine henüz bildirilmediği belirtildi.   Tüm tahliye talepleri reddedildi   Makbule ve Hadi'nin tutuklandıklarından bu yana birçok yetkili kuruma farklı hukuk kurumları tarafından başvurular gerçekleştirildiğine yer verilen raporda, tüm başvuruların sonuçsuz kaldığı Hadi ve Makbule'nin halen cezaevinde tutulmasının hukuksuzluk olduğu kaydedildi.    ‘Sağlığa erişim hakkı ve ayrımcılık yasağı ihlal edildi'   Raporda Makbule ve Hadi'ye dair yapılan yasal değerlendirme kısmında, “Alternatif ceza infazı olarak konutta infaz, ceza infazının ertelenmesi/geri bırakılması gibi yöntemlere başvurulabilecekken kişinin onurunu da zedeleyecek şekilde mevcut rahatsızlıkları ile cezaevinde tutulması işkence ve diğer kötü muamele yasağı ile sağlığa erişim hakkı ihlali anlamına gelmektedir. Hiç Türkçe bilmeyen ve kendisini Kürtçe tercüman aracılığıyla ifade edebilen Makbule’nin bildiği dilde aydınlatılmış onamı alınmadan, öyküsünü anlattırma ihtiyacı duyulamadan el kol hareketleri ile muayenenin tamamlanması suretiyle sağlığa erişim hakkı ve ayrımcılık yasağı ihlal edilmiştir” denildi.   Raporun sonuç ve talep kısmında şunlara yer verildi:   "* Yasal ve uluslararası mevzuat evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; kurumlarımıza gelen başvurular sonucunda tespit edilen işkence yasağı, sağlık ve tedavi hakkı ihlallerinin ortadan kaldırılması için Adalet Bakanlığının pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir.   *Makbule ve Hadi Özer’in cezalarının infazının hapishane koşullarında sürdürülmesinin uygun olmadığından serbest bırakılmalıdırlar.   *ATK’nin ağır hasta siyasi mahpuslara ilişkin sistematikleşen siyasi tutumu ve ağır hastalıklarına rağmen hasta tutsaklara 'cezaevinde kalabilir' şeklinde Tıbbi Etik İlkelerinden ve tarafsızlıktan uzak kararlarına ilişkin olarak ilgili kurumlarca gerekli incelemeler yapılmalıdır. Bu yönüyle ATK Tıbbi Etik İlkelerine bağlı kalmaya ve tarafsız olmaya davet ediyoruz.   *Devlet tarafından sağlanan tüm hizmetlerde Türkçe bilmeyen ve kendini başka bir dilde/ana dilinde daha iyi ifade edebileceği anlaşılan kişilere anlayacakları dillerde tercüman desteğinden yararlandırılması için gerekli yasal düzenlemeler yapılması ve bu düzenlemelerin hiçbir ayrımcılık tanınmadan yerine getirilmesi sağlanmalıdır."