MHP’li Cihan Kayaalp’in iddianamesi hazırlandı: ilk duruşma 10 Ekim’de 2022-07-23 15:31:29   DİYARBAKIR - Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, MHP eski Diyarbakır İl Başkanı Cihan Kayaalp hakkında “Zincirleme şekilde cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “Zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” ve “cinsel taciz” suçlarından iddianame hazırladı.   Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) feshedilen Diyarbakır İl Başkanı Cihan Kayaalp, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturmada, aynı gün akşam  saatlerinde gözaltına alınmıştı. İl Başkanı Cihan Kayaalp, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece, “çocuğa nitelikli cinsel istismar” suçundan 17 Haziran günü tutuklanarak cezaevine gönderildi.     Öte yandan feshedilen “teşkilat” bir süre önce rüşvet ile gündeme gelmişti. Bazı partili yöneticilerin, kentte para karşılığında bazı kişilerin kamu kurumlarına yerleştirilmesine aracılık ettiğine dair ses kaydı ortaya çıkan il teşkilatında, suçların sadece bununla sınırlı kalmadığı açığa çıktı.   Yaşananlar üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı fail Cihan Kayaalp hakkında, “Zincirleme şekilde cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “Zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” ve “cinsel taciz” suçlarından iddianame hazırladı.   Çocuğun beyanları   Hazırlanan iddianamede çocuğun beyanlarında şu ifadeler yer aldı: “M.D, adlı arkadaşı ile birlikte Diyarbakır’daki bir parti binasına gittiklerini… Daha sonrada Gaziler ilçesinde bulunan bir villaya gittiklerini, burada tanıştığı Cihan Kayaalp isimli şüphelinin kendisini odasına çağırarak masaj yaptırdığını, bacaklarına masaj yapmasını istediğini, bu olaydan rahatsız olduğu için çocuğun bir süre gitmediği… Ancak aramaları üzerine tekrardan buraya gittiğini, son görüşmesinde Cihan Kayaalp isimli şahsın çocuğa cinsel tacizde bulunduğu, çocuğun buna karşı çıktığında zorladığını, Mayıs 2022 tarihinde yine aynı şeyi yaptığı…   Çocuk tarafından okul idaresine hitaben el yazısı ile yazılan yazıda; ‘benim şikâyetçi olduğum birkaç şey var, ben çirkin bir olay yaşadım. Okuldan arkadaşım M.D., aracılığıyla bir parti teşkilatına götürüldüm. Oradan 1 buçuk, 2 ay sonra büro denilen üç katlı bir yere götürüldüm, bu yer 100 evler villaları denilen yerin oradadır. Burada Cihan Kayaalp denilen biri ile tanıştırıldım. Bu kişi oraya gittiğim ilk gün cinsel tacizde bulundu. Rahatsız olduğumu ona hissettirdim. Fakat bana ikimizde erkeğiz bir şey olmaz dedi, bu durumu M.D’ye ilettim. Fakat o bana benim sabrımı sınadığını söyledi. Aradan bir buçuk iki ay daha geçti o büro denilen yere M., aracılığıyla yine gitmek zorunda kaldım. Cihan denen kişi bu beni yeniden yanına çağırdı. Ben bu kadar olay üzerine bu durumdan rahatsız olduğum için oraya gitmek istemedim. O büro denilen yere gitmediğim için beni her gün arayıp taciz ediyorlardı. Sürekli aradıkları için rahatsız oluyordum.   Orada bulunan Şeyhmus Demir isimli kişi beni sürekli arıyordu, okuldayım deyince inanmayıp görüntülü arıyordu. Benim bu olayı şimdiye kadar anlatmama sebebim Cihan Kayaalp denen kişinin istihbaratının sağlam olmasıydı. Dolayısıyla başıma bir şey geleceğinden ayrıca aileme bir şey olacağından korkmamdandır. Büro diye bahsettiğim yer Gaziler Anadolu Lisesi’ne yakın bir yerdir. Tam olarak 100 evler No:81 olarak geçer ve oraya gittiğimde bana iş yaptırırlardı. Beni oraya çağırmalarının sebeplerinden biri de odur. Oraya gitmediğim zaman M.D., isimli şahıs ‘Cihan başkan seni soruyor sürekli’ derdi. Ben oraya gittiğim zaman sürekli odasına çağırırdı. Sürekli rakı içerdi. Kendisi il başkanlığı görevini yürütür. Bu rahatsız olduğum durumu tek başınayken ve sarhoşken yapardı. Rakı mezesini de bize hazırlatırdı.”   Çocuğun annesi de fail Cihan Kayaalp’ten şikâyetçi olduğunu söyledi.   ‘Cihan Kayaalp sürekli çocuğu soruyordu’   M.D., adlı şahıs, aralarında geçen bir ticaret sebebiyle para kazanamayınca çocuğun kendisine küstüğünü, yaklaşık iki üç ay önce birlikte şüpheli Cihan Kayaalp'in özel büro olarak kullandığı 100 Evler villalarına gittiklerini söyledi. İddianamede M.D’nin, “Çocuğun sürekli olarak başkana masaj yaptığını ondan duyduğunu, bunun dışında yaşanan olaydan haberinin olmadığını… Son zamanlarda çocuğun kendisiyle şüphelinin bürosuna gelmediğini, bunun üzerine şüpheli Cihan'ın kendisine çocuğun neden gelmediğini sorduğunu, kendisinin de şüpheliye gelmek istemiyormuş dediğini, başka bir olaya şahit olmadığını beyan ettiği…”   ‘Gitmemem gerektiğini söyledi’   Çocuğun okulda bulunan bir arkadaşının tanık olarak alınan beyanlarında, “Çocuk ile aynı okulda olduklarını, onu tanık M.D., aracılığıyla tanıdığını… Son birkaç haftadır çocuğun M.D., ile arasının açıldığını, bunun sebebini sorduğunda ‘artık ders çalışacağım M., ile her gün bir yere gidiyorum çok vakit harcıyorum’ dediğini, şüpheli Cihan Kayaalp'i tanımadığını ancak bir siyasi partinin il başkanı olduğunu bildiğini yaklaşık bir ay önce M.D’nin kendisini şüpheliye ait olan 100 evler villalarında bulunan büroya götürdüğünü burada bir süre oturarak çay içtiklerini… Daha sonra M., ile birlikte ismini hatırlamadığı bir düğün salonuna yemeğe gittiklerini, burada yemek yerken şüphelinin de buraya geldiğini, burada birkaç saat kaldıktan sonra ayrıldıklarını şüpheliyi bir daha görmediğini… Bu olaydan birkaç gün sonra çocuk ile konuştuğunda M., ile birlikte şüphelinin bürosuna gittiğini söylediğini, bunun üzerine çocuğun kendisine ‘bir daha oraya gitme orası iyi bir yer değil’ dediğini, bunu söylerken çok sinirli ve moralinin bozuk olduğunu bunun sebebini sorduğunda kendisine bir şey anlatmadığını… Çocuğun genellikle M.D., ile birlikte gezdiğini, bu konuya ilişkin kendisine bir şey anlatmadığı” yer aldı.   İddianamede fail Cihan Kayaalp’ın ifadesinde suçlamaları kabul etmediği görüldü. İddianamede failin, büronun kendisine ait özel büro olduğunu ve burada parti çalışmalarını yürüttüğünü, aynı zamanda burada başkanlığını yaptığı spor kulübünün işlerini takip ettiği belirtildi. Fail, çocuğu büroda beş, altı kez gördüğünü, kendisiyle çok samimi olmadığını, son olarak 15-20 gün önce çocuğu teras katta güvercinlere bakarken gördüğünü, bu güvercinlerin çocuğa ait olduğunu, kendisinin de yanlarına giderek güvercinlerin suyunun olmadığını görünce ona kızdığını ve hafif şekilde tokat attığını bunun haricinde çocukla başka bir görüşmesinin olmadığı beyan etti.   ‘Çocuğun beyanları güvenilir’   Adli görüşmeci tarafından 17 Haziran’da yapılan değerlendirme raporunda çocuğun kendisini yaş gelişimi düzeyinde ifade ettiği, sorulan sorulara net ve anlaşılır cevaplar verdiği, olaylar arası neden sonuç ilişkisi kurma ve soyut düşünme yeteneğinin yeterli düzeyde geliştiği, adli görüşme süresince anlatımlarının belirli bir olay örgüsü ve mantıksal bütünlük dahilinde olduğu, anlatım ile duygulanımının paralellik gösterdiği, olaya yönelik anlatımda betimlemelere ve karşılıklı diyaloglara yer verdiği, olaya dair tarihlerde bazı günlerin tarihlerini hatırlayamamasının olay örgüsünü geniş zamana yayılmasından kaynaklı olabileceğinin değerlendirildiği, tüm değerlendirmeler sonucunda çocuğun söz konusu olaya yönelik adli görüşme odasında vermiş olduğu beyanlarının güvenilir olduğu kaydedildi.”   Savcı, dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler ile alınan taraf ifadeleri ve diğer hususlar birlikte değerlendirildiğinde, çocuğun fail tarafından tehdit edildiğini, söz şiddette bulunduğunu ifade etti.   Savcı iddianamede şu değerlendirmelerde bulundu:   “Yaşanan olaydan ötürü şüphelinin ofisine bir daha gitmeyen çocuğun, şüphelinin çalışanları olan tanıklarca ısrarla tekrar çağrıldığı, çocuğun cep telefonundan tanıkları ve şüphelinin kendisini aramasını engellediği… Bu durumun çocuğun incelenen telefonu neticesinde düzenlenen uzmanlık raporuyla tespit edildiği gibi tanıkların beyanıyla da doğrulandığı, çocuğun olaya ilişkin detaylı olarak alınan beyanında istismar eyleminin gerçekleştiği ana kadar belirttiği olay örgüsünün aynı zamanda şüphelinin çalışanları olan tanıkların beyanlarıyla doğrulandığı… Şüpheli her ne kadar alınan ifadesinde suçlamaları tamamen reddederek çocuğa istismarda bulunmadığını ve mağdura hiç masaj yaptırmadığını beyan etmiş ise de şüphelinin çocuğa masaj yaptırdığının aynı zamanda çalışanları olan tanık beyanlarıyla kuşkuya yer vermeyecek şekilde sabit olduğu…   Çocuğun okul idaresine el yazısıyla sunduğu dilekçesinde belirttiği istismara uğradığına dair hususların alınan ifadesi, tanık beyanı, müşteki beyanı ve adli görüşmeci raporu ile uyumlu olduğu, bu kapsamda çocuğun çelişkiden uzak ve tutarlı beyanına itibar edildiği… Şüpheli her ne kadar çocuğa karşı herhangi bir şekilde cinsel davranışının olmadığını, kendisine iftira atıldığını savunmuş ise de çocuğun şüpheliye iftira atmasını gerektirecek bir neden bulunmadığı, gerek olayın oluşu gerek çocuğun olaya tutarlı ve samimi beyanlarda bulunduğu sonucuna varılarak şüphelinin savunmasına itibar edilmediği… Şüphelinin cinsel arzularını tatmin amacıyla çocuğa karşı cebir ve tehdit kullanarak ısrar ve zorlama ile cinsel ilişki boyutuna varmayan davranışlarda bulunduğunun sübut bulduğu…”   Savcı failin çocuğa karşı, “Zincirleme şekilde cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “Zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” ve “cinsel taciz” suçlarından cezalandırılmasını istedi.   Hazırlanan iddianame Diyarbakır 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilirken, davanın ilk duruşması 10 Ekim’de görülecek.