Özgürlükçü Demokrasi davası: İddianame militarist dille hazırlanmış 2022-06-14 12:06:41   İSTANBUL - KHK ile kapatılan Özgürlükçü Demokrasi çalışanı 6 gazetecinin yargılandığı davada söz alan avukat Özcan Kılıç, önceki duruşma sunulan iddianamenin militarist bir dille hazırlandığın ifade etti. Mahkeme heyeti ise dosyanın incelenmesi üzerine duruşmayı 15 Eylül tarihine erteledi.   Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgürlükçü Demokrasi gazetesi çalışanı 6 gazeteci hakkında yeniden başlayan davanın 4’üncü duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.   Gazeteciler “Örgüte üye olmak”, “Örgüt propagandası yapmak”, “Halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek” ve “Örgüte yardım etmek” iddiasıyla yargılanıyor.   Dava kapsamında yargılanan gazeteciler Reyhan Hacıoğlu, Mehmet Ali Çelebi, Hicran Urun, Pınar Tarlak, İshak Yasul ve İhsan Yaşar duruşmaya katılmazken avukatları Meral Hanbayat, Özcan Kılıç ve Sercan Korkmaz duruşmada hazır bulundu.   Beraat talebi   Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada söz alan avukat Meral Hanbayat önceki duruşmalarda yaptığı savunmaları tekrar ettiğini söyleyerek müvekkillerini beraatini talep etti.   ‘İddianame militarist bir dille hazırlanmış’   Ardından söz alan avukat Özcan Kılıç, davanın açıldığı günden bu yana birçok gelişmenin yaşandığını ancak iddia makamının aynı mütalaayı sunduğunu belirterek mütalaayı kabul etmediklerini söyledi. Özcan, “Genel Kurmay mahkemelerinde savunmalar yaptım ancak bu tarz yargılama ile hiç karşılaşmadım. Bir örgüt militanın yargılaması olsa anlarım çok militarist dile sahip bu iddianame. Dava 4 yıla yakındır sürüyor müvekkillerim bir süre tutuklu kaldılar bir yere kaçmadılar. Var olan adli kontrolün kaldırılmasını ve beraat kararı verilmesini talep ediyorum” dedi.   ‘Suç yaratılmaya çalışılıyor’   Devamında söz alan avukat Sercan Korkmaz, “Bütün filler gazetede yayınlanan haberler. Orada propaganda suç tanımı yapılmış ama daha sonra başka bir suç yaratılmış. Bunun üzerinden davanın değerlendirilmesini talep ediyorum” diye söyleyerek suç yaratılmaya çalışılmasına dikkat çekti. Dosyanın incelenmesine karar verildi   Daha sonra söz alan iddia makamı mütalaada bir değişiklik olmadığını ifade etti.   Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, kendi aralarındaki üç farklı görüş olduğunu belirterek söz konusu görüşlerin değerlendirilmesi ve dosyanın tekrardan incelemesi üzere bir sonraki duruşmayı 15 Eylül tarihine erteledi.    Ne olmuştu?   28 Mart 2018 tarihinde Özgürlükçü Demokrasi gazetesi ve Gün Matbaası'na polis baskını düzenlenmiş, gazeteye kayyum atanmıştı. Baskın sırasında ve ertesi günlerde düzenlenen ev baskınlarında aralarında Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi İmtiyaz Sahibi İhsan Yaşar, Yazıişleri Müdürü İshak Yasul’un da aralarında bulunduğu gazete ve matbaa çalışanı 33 kişi gözaltına alındı.  5 Nisan tarihinde gazetenin imtiyaz sahibi ve editörleri olmak üzere sekiz kişi "örgüte üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım" iddiasıyla tutuklandı. Açılan davada, gazete çalışanları Ramazan Sola, Mizgin Fendik ve Pınar Tarlak beraat ederken, İhsan Yaşar, Hicran Ürün, Mehmet Ali Çelebi, Reyhan Hacıoğlu ve İshak Yusul “Örgüte bilerek isteyerek yardım etmek” suçlamaları ile toplam 14 yıl 4 ay hapis cezası verildi. Aynı soruşturmada haklarında arama kararı olan Fırat Benli, Yılmaz Yıldız, Ersin Çaksu, Günay Aksoy, Önder Elaldı ve Davut Uçar’ın dosyaları ayrıldı.   İstinaf dosyayı bozdu   Ardından avukatlar verilen ceza için İstinaf Mahkemesi’ne başvurmuştu. Dosyayı inceleyen mahkeme, Ramazan Sola hakkında verilen beraat kararını onaylarken, Mizgin Fendik ve Pınar Tarlak verilen beraat kararını ise bozdu. İhsan Yaşar, Hicran Ürün, Mehmet Ali Çelebi, Reyhan Hacıoğlu ve İshak Yasul'a verilen cezayı yerinde bulmayan mahkeme dosyayı bozarak dosyayı İstanbul 23'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne geri gönderdi.   Savcı basın özgürlüğünün kısıtlanabileceğini iddia etti   Duruşmada iddia makamı mütalaasını sundu. Mütalaasında eski gazete dağıtımcısı Mizgin Fendik’in beraatını isteyen iddia makamı, Anayasa tarafından koruma altına alınan “basın ve ifade özgürlüğü”nün sınırsız olmadığı, devletin bütünlüğü için özgürlüklerin sınırlanabileceğini iddia ederek gazeteciler Hicran Urun, Mehmet Ali Çelebi, Reyhan Hacıoğlu, İshak Yasul ve Pınar Tarlak hakkında “örgüt üyeliği”, “örgüt propagandası” ve “örgüt yayınlarını basmak ve yayınlamak” suçlamalarından hapis cezası talep etti. Mahkeme heyeti, yargılanan gazetecilerin avukatlarının mütalaaya karşı beyanda bulunmaları için süre vererek duruşmayı 14 Haziran tarihine erteledi.