‘Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi’ne dair mütalaası durumu gözler önüne seriyor’ 2022-03-09 09:02:49   Şehriban Aslan   DİYARBAKIR - Danıştay Başsavcılığı’nın İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin verdiği mütalaayı değerlendiren Avukat Gülcan Çelik, “İlk günden itibaren belirtiğimiz gibi İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı yasalar nezdinde yok hükmündedir. Danıştay Cumhuriyet Başsavcısının sunduğu mütalaa da bu durumu açıkça gözler önüne sermektedir” dedi.   20 Mart 2021’de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile sözleşmeden geri çekilme kararı ve 1 Temmuz 2021’de de resmi olarak fesh edilen İstanbul Sözleşmesi'ne dair Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi, sözleşmeden çıkma kararının iptali için Danıştay’a dava açtı. Davaya ilişkin Danıştay Başsavcılığı geçtiğimiz günlerde verdiği mütalaada sözleşmeden çekilmeyi “hukuka aykırı” olarak değerlendirdi. Verilen mütalaaya ilişkin Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi avukatı Gülcan Çelik değerlendirmede bulundu.   ‘Verilen mütalaa durumu gözler önüne seriyor’   Danıştay Cumhuriyet Başsavcısının verdiği mütalaaya değinen Gülcan, “Bu hukuka aykırılık karşısında, Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak yaptığımız başvuru sonucu; Danıştay Cumhuriyet Başsavcısının verdiği mütalaa ‘hukuk devleti’ için umut verici bir durumdur. İlk günden itibaren belirtiğimiz gibi İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı yasalar nezdinde yok hükmündedir. Danıştay Cumhuriyet Başsavcısının verdiği mütalaa da bu durumu açıkça gözler önüne sermektedir” dedi.   ‘Uluslararası sözleşme yürürlükten kaldırılacaksa Meclis devrede olmalı’   İstanbul Sözleşmesi’nin uluslararası bir sözleşme olarak Anayasa'nın 90’ıncı maddesi uyarınca, TBMM'de kabul edilen “uygun bulma” kanunu ile kabul edildiğine değinen Gülcan, 29 Kasım 2011 tarihli 6251 sayılı “uygun bulma” kanununun hala yürürlükte olduğunu ifade etti. Gülcan, “Anayasa da bir uluslararası sözleşmenin nasıl yürürlüğe gireceğini ayrıntılı bir şekilde düzenlemekle birlikte; sözleşmenin nasıl değiştirileceği, sonlandırılacağı veya yürürlükten kaldırılacağına ilişkin bir kural getirmemektedir. Bununla birlikte, uluslararası sözleşmelerin değiştirilmesi, sonlandırılması veya yürürlükten kaldırılması açısından yetki ve usulde paralellik ilkesinin izlenmesi zorunluluğu vardır. Bu sebeplerden ötürü, bir uluslararası sözleşme yürürlükten kaldırılacaksa bu TBMM tarafından yapılan bir işlemle olmalıdır” sözlerine yer verdi.   ‘Diğer sözleşmeler de yakın tehdit altında’   Mart 2021 tarihinde sözleşmeden çekilme işleminin yalnız AKP’li Cumhurbaşkanının imzasını taşıyan bir karar ile yapıldığını anımsatan Gülcan, Anayasaya göre kanunların da üstün de olan bir insan hakları sözleşmesinin TBMM'ye sunulmadan tek bir imza ile sözleşmeden çekilemeyeceği vurgulandı.  Bu durumun millet iradesini “yok saymak” anlamına geldiğine değinen Gülcan, “ Ayrıca milyonlarca kadını ve cinsiyet kimliği nedeniyle ayrımcılığa maruz kalanları koruyan bütün diğer kanunların ve uluslararası sözleşmelerin teminatının, yakın tehdit altında olması demektir” diye ekledi.    ‘Kanun denetimi tamamen siyasaldır’   “Uluslararası sözleşmeler prensip olarak kanunların üstündedir” diyen Gülcan, “Ancak kanun denetimi tamamen siyasaldır ve uygulamasını takip etmek toplumsal bir konudur. İnsan hakları sözleşmesinden başlamak üzere imzalanan yüzlerce sözleşmenin uygulanmayan binlerce hükmü bunun kanıtıdır. Buna rağmen İstanbul Sözleşmesi’nin hukuktan yoksun çekilme kararı için birçok baro ve kadın kurumları kararın iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştay'a başvuru da bulunmuştur. Birçok başvuru yürütmenin durdurulması talebi açısından reddedilmiş olsa da Danıştay Cumhuriyet Başsavcısının görüşü Danıştay’ın vereceği nihai karar içini umut vericidir. Bunlardan bir tanesi Rosa Kadın Derneğinin yaptığı başvurudur” sözlerini kullandı.   ‘Hukuka aykırı yönünde mütalaa verildi’   Danıştay'a yapılan başvuruların da esasla ilgili herhangi bir karar verilmeyip, yürütmenin durdurulması talebinin oy çokluğuyla reddedildiğine vurgu yapan Gülcan, karara iki üye hakimin şerh düştüğünü söyledi. Gülcan ayrıca iki üyenin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmenin paralellik ilkesi ve Anayasa'ya aykırı olduğunu belirttiklerine yer verdi. Gülcan, “Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak yaptığımız başvuruda da Danıştay Cumhuriyet Başsavcılığı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının hukuka aykırı olduğu yönünde mütalaa vermiştir” şeklinde konuştu.   ‘Mücadelemizi sürdüreceğiz’   Gülcan son olarak şu sözlere yer verdi: “Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak, bir insan hakları ihlali olan şiddetin önlenmesi amacıyla TBMM'de oybirliğiyle onaylanmış olan İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı hukuka aykırıdır. Anayasaya aykırı olduğunu ve İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkacağımızı, uluslararası sözleşmelerin eksiksiz bir şekilde uygulanıp hayata geçirilmesi için bu konunun takipçisi olacağız” diyerek mücadelelerini sürdüreceklerinin altını çizdi.