Kobanê Davası: Öcalan’ın özgürlüğünü istemeyeceksem burada ne işim var? 2022-03-01 19:04:30   ANKARA - Kobanê Siyasi Soykırım Davasında, Ayla Akat Ata’nın konuşması ardından iddia makamı mahkemeye bir dilekçe sunarak, savunmanın dosya kapsamında olmadığı ve güncel gelişmelere dair olduğu gerekçesiyle müdahale edilmesini istedi. Mahkeme talep üzerine ihtarda bulunarak duruşmaya 3 Mart’a kadar ara verdi.    DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nın 10’uncu duruşması 2’nci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü.   Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasına HDP Ankara il ve ilçe örgütleri, HDP’li milletvekilleri ile çok sayıda avukat katıldı. Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.    Karardan dönülmesi talep edildi   Verilen aranın ardından söz alan dava avukatı Ali Bozan, müşteki dinlemenin usulsüzlüğüne dikkat çekerek, CMK 206’ya aykırı olduğunu söyledi. CMK’nin 206’ncı maddesine göre savunması devam eden müvekkil üzerine müşteki dinlenmesinin hukuka aykırı olduğunu belirten Ali, mahkemenin müştekilerin dinlenmeden önce bilgisinin paylaşılacağı yönündeki ara kararını hatırlattı. Ali, mahkemenin bu ara karardan vazgeçmesini talep ederek, “Siz bizden 20 dakika içinde müştekileri araştırmamızı ve hazırlanmamızı beklemeyin” dedi.      Talebin reddine karar veren mahkeme başkanı SEGBİS’de hazır bulunan müştekileri dinlemeye başladı.    Müştekiler şikayetçi olmadı   Ardından Osmaniye T Tipi 2 No’lu Kapalı Cezaevinde bulunan müşteki Mehmet Polat şikayetçi olmadığını ve davaya katılma talebinin olmadığını belirtti. Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan müşteki Cemal Yakışıklı’nın “Bu tam olarak hangi olaydı hatırlayamadım” demesi dikkat çekerken dosyada yargılananların olay yerinde olmadığını ifade etti. Müşteki Cemal şikayetçi olmadığını ve davaya katılma talebinin olmadığını kaydetti.     ‘Çok şey değişti şikayetçi değilim’   Silivri 4 No’lu Kapalı Cezaevinde bulunan müşteki Zafer Çavuşoğlu da dosyadan haberden olmadığını ifade ederek şikayetçi olmadığını ve katılma talebinin olmadığını ifade etti. Ardından Tarsus 1 No’lu Kapalı Cezaevinde bulunan müşteki Uğur Gezer de söz alarak şikayetçi olmadığını belirtti. Mahkeme başkanının “Daha önce şikayetçi olmuştunuz?” sorusu üzerine müşteki Uğur, “Evet daha önce şikayetçi olmuştum ama o zamandan bu zamana kadar çok şey değişti. Şikayetçi değilim” dedi.    Midyat M Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan müşteki Rıdvan Yakşi ise bahsi geçen kimseyi tanımadığını bu nedenle şikayetçi olmadığını söyledi.    Savcı savunmaya müdahale edilmesini istedi   Müştekilerin dinlenmesinin ardından mahkeme başkanı, iddia makamının yargılanan siyasetçilerin savunmalarının dosya kapsamında olmamasına yönelik mahkemeye sunduğu dilekçeyi okuyarak dosyaya ekledi. İddia makamı, mahkemeye sunduğu dilekçede savunma hakkına geniş yer vererek, yargılanan siyasetçilerin savunmalarının dosya kapsamında değil  güncel konulara dair olduğunu belirterek itirazını dile getirdi. İddia makamı siyasetçilerin uyarılması yönünde mütalaa sundu.   ‘Savcı savunma stratejimiz hakkında görüş bildiremez’   İddia makamının talebi üzerine söz alan dava avukatlarından Özgür Erol, “İddia makamı savunma stratejimiz hakkında görüş bildirme hakkına sahip değildir. Bu mütalaanın reddine karar verilmesini istiyoruz. Ayla hanım hakkında iddianamede onlarca sayfa kadın hareketinde olması nedeniyle onlarca suçlama konusu yapılırken Ayla hanımın burada neden kadın hareketinde olduğunu anlatması kimsenin zoruna gitmemelidir. Müdahale edilmesini mahkeme heyetinden talep etmemeli ve mahkeme heyeti bunu reddetmelidir” dedi.   ‘Anlamsız bir iddianamenin öznesiyiz’   Ardından söz alan Ayla Akat Ata şunları söyledi: “Dünden beri burada aktarmaya çalıştığım husus kadın hareketinin bir aktivisti olmam ve bugün bunun siyasette yansıma boyutu ve kadın hareketinin hedef haline getirilmesindendir. Sayın savcı keşke iddianameyi hazırlayan savcıya söyleseydi bunları. TV programlarında günlerce iddianamenin 3 bin 53 sayfa olmasının propagandası yapıldı. Günlerce TV’lerde ‘38 kere ağırlaştırılmış müebbet isteniyor’ dendi. Duruşmanın devam ettiği sırada genç bir kadın arkadaşımız, eline silahı alıp elini kolunu sallayarak parti binamıza giren bir kişi tarafından katledildi. Biz yargılama boyunca bunları yaşadık. O kadar anlamsız bir iddianamenin öznesiyiz, içindeyiz ki.. Bu iddianamede Kürt sorunun çözümünde silahı benimseyenlerle silah yerine demokratik siyaseti savunanlar var.    Devlet bizimle bu tür kişiler üzerinden uğraşmasın   Dosyadaki tek delil dosyada bulunamadı. Eldeki tek delil tanık beyanları. Dün siz tanık beyanı okurken ben utandım. Devlet bizimle uğraşacaksa bu tür kişiler üzerinden uğraşmasın. Tanığın ifadesini alan savcıya da yazık. Biz daha delil tartışmalarına girmeden bu iddianamenin tek kelimesi savcının kaleminden çıkmış değil. Noktasından virgülüne kadar fezlekelerden çıkan bir iddianame. Ben o sürece inandım. Kimse inanmasa da ben inandım. Çalıştım. Daha fazla çalışsaydık bu süreç bitmezdi ve karşımızdakiler kazanmazdı. Ben kadın mücadelesinde neden yer aldığımı anlatıyorum. İnandığım için anlatıyorum. Bizim, kadınların mücadelesi bitmeyecek. Kadınlar hala katlediliyor ve şiddete maruz kaldığını tanımlayamayan kadınlar var. Ben bu mahkemenin uzamasını istemiyorum. En kısa zamanda verilecek cezayı verin. Ceza mı alacağız? Ben şu an 2015’ten bu yana tutuklu olan 5 tane belediye başkanıyla kalıyorum. Şartlı tahliyeleri geldi bu yıl ama pişman olmadıkları için tahliye edilmiyorlar.    Hayatımın en anlamlı gününü anlattım   Ben bugün bu kürsüde hayatımın en anlamlı gününü anlattım size. Batman mitinginde yaşadıklarımı, Türk bayrağının açıldığını gördüğümü söyledim. Siz o iddianameyle tarihe not düştünüz ben de bir kadın olarak tarihe not düşmek istiyorum. Neden kadın mücadelesinde olduğumu anlatarak tarihe not düşmek istiyorum. Biz ilk haksız yargılanan siyasetçiler değiliz. Sizin de bunu sonuncu kılmaya iradeniz yok. O yüzden ilk olarak reddi hakim taleplerimizi sıralayarak duruşmaya başladık.     Tarihe not düşüyoruz   Siz twetin talimatla atıldığını söylüyorsunuz. Ben genel merkezin attığı bütün twetleri paylaşıyorum ama bunu paylaştım diye yargılanıyorum. Gözaltına alındığımızda savcı beye çıkarıldığımızda bana gizli tanık olduğunu söyledi. İşte Türkiye’de yargılama böyle yapılıyor. Bu dosya Türkiye’nin birçok kentinde açılan davaların birleştiği bir dava. Bu dava ne kadar adaletten uzaklaşırsa uzaklaşsın ben hakikate olan inancımla tarihe not düşüyorum. Bizim ardıllarımız da bu tutanakları okuyacak. Ben bugün size 500 yıl öncesinden direnen kadınları anlattım. Yıllar sonra da biz okunacağız. O yüzden tarihe not düşüyoruz.    Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü talep etmeyeceksem burada ne işim var?   Ben siyasetçiyim, elbette konuşacağım. Savunma hakkıyla ilgili maddeleri sıraladı sayın savcı. Evet o maddelerin tamamı benim savunma yapma hakkımı koruyor. Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü talep ettiğimi, neden kadın mücadelesinde yer aldığımı anlatamayacaksam burada ne işim var? ‘Ben bu suçları işlemedim hadi bana eyvallah’ mı diyeceğim.”    ‘İddia makamı mahkeme heyetine baskı yapıyor’   Ardından söz alan HDP eski Milletvekili Nazmi Gür, savunma hakkının kutsallığına vurgu yaptı. Nazmi, “Bu bir lütuf değildir, iddia makamı ya da sizin bize lütfedebileceği bir şey değildir. Evrensel bir haktır. Ancak iddia makamı bu hakkı hepimizin gözü önünde yok etmeniz için mütalaada bulundu. Gözlerim yaşardı, savcı hukuk ekonomisini düşünüyormuş. Kaç yıl sürdü bu dava, kaç bin sayfa fotokopi çektiniz? Kaç para harcandı bu süreçte? Savunmalar sırasında mı aklınıza geldi ekonomi? Yaptığımız savunmalar sizde bir etki yaratıyor mu yaratmıyor mu önemli değil. Ayla hanımın dediği gibi biz bu ülkenin barışı, insan hakları için tarihe not düşmek istiyoruz. İddia makamı mahkeme heyetine baskı yapıyor. Başkaları sizi mahkeme olarak görmese de biz sizi mahkeme olarak görüyoruz. Bağımsız, tarafsız bir mahkeme olarak görüyoruz ancak iddia makamının size ilettiği dilekçeyi kabul etmeniz hukuk adına, bağımsız yargı adına utanç verici bir sayfa olacak. Şimdiye kadar iddia makamının arkasındaki güç adına hareket ettiniz ama bu talebi reddetmenin Türkiye’de bir kez daha hukuku yok etmeniz anlamına gelecektir. Biz sizden özgürlük dilenmedik çünkü bu bizim hakkımız” şeklinde konuştu.    Savunmaya müdahale kararı    İddia makamının talebine dair ara karar kuran mahkeme başkanı, iddia makamının siyasetçilerin savunmalarının kısıtlanmasını istemediğini öne sürdü. Mahkeme başkanı, “Savunmanın atılı suça ilişkin olması gerektiğinin ihtar edildiği, bu kapsamda da bundan sonraki sürecek yargılama sürecinde de ve daha önceki devam eden süreçte de mahkememizin sanıkların savunmasını kısıtlamaya yönelik bir kararının bulunmadığı ancak atılı suçlar ve dava dosyasıyla ilgili olmayan açıklamaların da savunma kapsamında değerlendirilemeyeceği göz önünde bulundurularak bundan sonra devam edecek yargılama sürecinde de atılı suçlar ve dosyayla ilgili olarak savunma yapılması gerektiği” yönünde ihtarda bulundu.    Duruşmaya 3 Mart’a kadar ara verildi.