Kobanê Davası’nda Aysel Tuğluk'un tedavisi istendi 2022-02-28 12:22:24     ANKARA - Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nda Aysel Tuğluk hakkında verilen ATK raporu dosyaya eklendi. Duruşmada söz alan Aysel Tuğluk'un avukatı Serdar Çelebi, "Müvekkilin hastaneye sevkinin yapılarak tedavisinin yapılmasını talep ediyoruz. Tedavi ve doktor raporunun ardından savunma yapıp yapmayacağına karar verilmesini talep ediyoruz" dedi.    DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nın 10’uncu duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görülmeye başlandı.   Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasına Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz, Keskin Bayındır, HDP Ankara il ve ilçe örgütleri ile çok sayıda avukat katıldı.    Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.    Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada mahkeme başkanı dosyaya eklenen evrakları okudu. Aysel Tuğluk hakkında verilen ATK raporu da dosyaya eklendi.     Cezaevindeki ihlaller anlatıldı   Ardından HDP eski MYK üyesi Bülent Parmaksız söz aldı. Direnen bütün işçileri selamlayarak sözlerine başlayan Bülent, cezaevinde yaşadıkları sorunu aktardı. Bülent, “Cezaevinde yaşadığımız sorun katmerlenerek devam etmekte. Cezaevinde aramalar keyfi bir şekilde artmaya başladı. Şubat ayında yeni bir uygulamayla karşılaştık. İlk haftasında bir arama yapıldı. Ardından bir gün içinde 3 saat arayla 2 defa koğuş araması yapıldı. Her çarşamba ve perşembe günleri üst üste bir günde 2 defa arama yapılmış oldu. Biz müdüre bunun mevzuatta bir karşılığı olup olmadığını sorduk. Müdür ise bize ‘Biz istediğimiz zaman girer ararız’ dedi saldırgan bir şekilde. Biz de keyfi bir şekilde davranamayacaklarını söyledik. Bize mevzuattaki karşılığını yazılı olarak göndereceklerini söylediler. Ancak göndermediler. Ben askeri vesayet döneminde de cezaevinde kaldım ama bu şekilde bir uygulama görmedim. Adalet Bakanlığına sesleniyorum. Bu keyfi bir uygulamaysa gerekenin yapılmasını istiyorum” dedi.    Mahkemenin üslubuna eleştiri   Söz alan dava avukatlarından Ali Bozan, mahkeme başkanının üslubunu eleştirerek, “Diyarbakır ve Kandıra’da SEGBİS ile katılacak olan arkadaşlarımız vardı. Biz size SEGBİS’ten konuşacak arkadaşlarımız var dedik. Siz ise ‘Biz başlayalım onlar bağlanırlar’ dediniz. Diyarbakır’dan konuşacak arkadaşlarımız Aysel Tuğluk hakkında verilen rapora dair konuşacaktı. Yine Ayla Akat Ata savunma için söz almak istedi ancak siz sorgusu yapılmayanların savunma yapmasını söylüyorsunuz. Ayla Hanım, daha önce söz aldığında inceledikleri evraklar çerçevesinde savunma yaptığını söylemişti. Savunması bitmiş değil” dedi.   Ardından söz alan Ayla’nın avukatı Çiğdem Kozan da müvekkilinin Haziran ayındaki periyotta savunmasını bitirmediğini söylediğini hatırlatarak söz verilmesini talep etti.   Aysel Tuğluk’a verilen ATK raporu   Diyarbakır’dan SEGBİS ile bağlanan Aysel Tuğluk’un avukatı Serdar Çelebi, Aysel Tuğluk’un rahatsızlığı ve verilen ATK raporuna dair konuştu. Serdar, “Tuğluk’un hükümlü olduğu dönem içerisinde cezaevinde yaşadığı bazı sıkıntıları ve rahatsızlıkları vardı. Bundan dolayı hastaneye gitmek zorunda kaldı. Bunun üzerine 2021’nin başında hastaneye sevki yapıldı. Oradaki bir dizi tetkik ve incelemelerin sonucunda ilk bulgular sonucunda demans hastalığı teşhis edildi. Bunun üzerine infazın geri bırakılması ve tahliyesi talebinde bulunduk ancak geri dönüş alamadık. İnfazın geri bırakılması belli koşullara bağlı. ATK’nin onayına bağlı, biz de biliyoruz ancak bunun bir tahliye gerekçesi yapılmamasına dair AİHM’in ihlal kararı var” şeklinde konuştu.    ‘ATK iddianameden kopyala yapıştır yapmış’   Demans hastalığının cezaevi koşullarında iyileşmesinin imkansız olduğunu raporlarla ifade eden Serdar, ATK’ye yeniden sevk sürecini anlattı. Verilen rapor doğrultusunda Aysel’in rahatsızlıklarını sıralayan Serdar,  “Kişisel bilgileri, kayıt yapması, hesap yapması bozulmuş. ATK’ye sevk edilmesinin temel amacı vardı. Bizim temel talep ve itirazlarımız yaşadığı sağlık sorunlarından dolayı savunma yapamayacağı yönünde. Sağlık durumu buna elverişli mi değil mi diye ATK’den rapor istedik ancak ATK iddianameden kopyala yapıştır yapmış. ATK sonuç kısmında başka siyasetçilerin değerlendirmelerine de yer vermiş. Dolayısıyla iddianameden kopyala yapıştır yapmış. İçeriğinde müvekkilin sağlık sorunlarına dair ciddi tespitlerin de yapıldığını görüyoruz. Kişinin dikkat alanında sorunlar olduğu ve bellek fonksiyonlarının zayıf olduğu yazılmış. Kelime üretmede sorun yaşadığı belirtilmiş. Kelime bulmakta ve akıcı konuşmakta zorlanıyor. Böyle bir kişinin savunma yapıp yapamayacağına dair dolandırılan bir rapor var önünüzde. Biz savunma yapamayacağını söylüyoruz. Müvekkilin hastalığının ileri safhaya ulaştığı belirtiliyor. Bu hastalığın bitmesi yönünde bir tedavi yok ancak ilerlememesi yönünde de cezaevinde olması etkiliyor” değerlendirmesinde bulundu.   Aysel Tuğluk’un tedavi edilmesi istendi   Raporun psikiyatristler tarafından alınmış bir rapor olduğunu kaydeden Serdar, şunları ekledi: “Aile hekimi vb. herhangi bir beyan alınmamış olması raporun eksikliğini gözler önüne seriyor. İstanbul Nöroloji Uzmanından Hakan Gül’den bir rapor istedik. Ve kendisi şunu söyledi; ‘Alzheimer hastalığı olmak üzere birçok sayıda biyolojik, genetik yanı sıra psikolojik nedenler de buna neden oluyor. Laboratuvar incelemesi gerekiyor. Tecrübeli gözlerle değerlendirilmeli ve beyin emarı çekilmeli’ diyor. Bu aşamada müvekkilin savunma yapıp yapmaması veya tahliyesinden ziyade müvekkilin öncelikle tedavi edilmesini talep ediyoruz. İnfazın geri bırakılması belli şartlara bağlı. ATK, yerelde alınan raporların onanması gerektiğini söylüyor. Ancak AİHS’in bu anlamda verdiği ihlal kararları var. Şu an için önemli olan hastalığının ilerlememesi için uğraşmak. Hastalığın tedavisi olmasa da ilerlememesi bir başarıdır. Müvekkilin hastaneye sevkinin yapılarak tedavisinin yapılmasını talep ediyoruz. Tedavi ve doktor raporunun ardından savunma yapıp yapmayacağına karar verilmesini talep ediyoruz.”    Kandıra’ya söz verilmesini talep etti   Ardından söz alan Ayla Akat Ata, “Bu dosyada yargılananlar sizden söz istediğinde verin. Benden önce Kocaeli söz istedi. Bu koşullarda ne kadar sağlıklı yargılama yapılabilir. Bu dosyada yargılananlar sizden söz istiyor. Sözlerime daha sağlıklı başlamak için Kandıra’ya söz vermenizi talep ediyorum” dedi.    Mahkeme başkanı Kandıra’ya söz vermeyerek Ayla’nın savunmasını yapmasını istedi.    Bunun üzerine Ayla dosyanın esasına ilişkin savunma yapmaya başladı. Duruşma Ayla'nın savunmasıyla devam ediyor.