Mahkemeden ibretlik gerekçe: Açıklamalara katılımı silahlı örgüt üyeliği boyutuna ulaştı 2022-02-21 09:02:54   Şehriban Aslan   DİYARBAKIR - Barış Annesi Makbule Özbek’e verilen hapis cezasına ilişkin açıklanan gerekçeli kararda, basın açıklamaları suç sayıldı. Kararda, “Sanığın eylemlerinin çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk göstererek silahlı örgüt üyeliği boyutuna ulaştığı kanaatine varılmıştır” denildi.   Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) dönük yürüttüğü soruşturma kapsamında 29 Haziran 2020’de “örgüt üyesi olma” iddiasıyla tutuklanıp, cezaevinde kalp krizi geçirmesi sonrası avukatlarının başvurusu üzerine 5 Eylül 2020'de tahliye edilen 72 yaşındaki Barış Annesi Makbule Özbek’in karar duruşması 2 Aralık 2021’de Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.   Makbule’ye duruşmada verilen 7 yıl 6 aylık hapis cezasına ilişkin mahkemenin gerekçeli kararı açıklandı. Kararda suçlamaların kes, kopyala, yapıştır olduğu görülürken, “Valilik izni” olan basın açıklamaları dahi suç sayıldı.   Açıklamalardaki pankartlar delil   Gerekçeli kararda Makbule’nin örgütün eylem çağrılarına uyduğunu öne süren mahkeme heyeti, DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük yapılan tecride karşı başlattığı açlık grevi eylemini sahiplendiğine yer verdi. Ayrıca kararda Makbule’nin cezaevlerine dönük yapılan basın açıklamalarına katıldığı ifade edildi.   Kararda Makbule’nin 2019 yılında HDP’nin “HDP Kadın Belediye Eşbaşkan Adaylarının Tanıtımı” programına katıldığına değinilirken, Makbule’nin katıldığı açıklamalarda bulunan pankartlar verilen cezada “suç delili” oldu.   Kararın devamında şu konulara yer verildi:   “Sanığın yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği şekilde ilgili tarihlerde örgüt propagandasına dönüştürülen ve Anayasada teminat altına alınan demokratik ve siyasal hakların kullanılması kapsamında kabulü mümkün bulunmayan etkinlik, basın açıklaması ve yürüyüş olmak üzere toplam 6 eyleme katılarak destek verdiği…  örgütü övücü mahiyette sloganlar atan grubun içerisinde yer aldığı, ayrıca DTK delegesi olduğu, anlaşılmıştır. Dolayısıyla sanığın eylemlerinin Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi'nin yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk göstererek silahlı örgüt üyeliği boyutuna ulaştığı kanaatine varılmıştır.   Sanık ise savunmasında, DTK üyeliğinin olmadığını, 3 yıldır Diyarbakır ilinde Barış Anneleri isimli platforma katıldığını orada zaman zaman yapılan toplantı ve basın açıklamalarına katıldığını, bir iki defa yapılan kongrelerini izlemek için davet edildiğini, bu sebeple oraya gittiğini, herhangi bir konumunun olmadığını, eylem ve etkinliklere katılmadığını beyan etmiştir.   Cezada artırıma gidildi   Açıklanan tespitler karşısında sanığın PKK/KCK örgütü hiyerarşisine dahil olduğu, örgütle örgütsel amaç ve eylem birliği içinde hareket ettiği,  PKK/KCK silahlı örgüt ile organik bağ kurup örgütün amaçları doğrultusunda süreklilik ve çeşitlilik arz eden faaliyetlerde bulunduğu kabul olunarak; üzerine atılı silahlı örgüt üyesi olma suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.   Sanığın sübut bulan eylemine uyan suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun konusunun önem ve değeri göz önüne alınarak takdiren cezanın alt sınırından hüküm kurulmasına, sanığın dahil olduğu örgütün silahlı olduğunu bilebilecek durumda olduğu, örgütün kendisine ait unsurları silah kullanma konusunda yönlendirdiğinin bilinen bir gerçek olduğu… Sanığın buna rağmen bu örgütün içerisinde yer aldığı, dolayısıyla dahil olduğu örgütün silahlı örgüt olduğunun anlaşılması nedeniyle cezasında 3713 Sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca 1/2 oranındaki artırıma gidilmesine, sanığın suç işlemekte gösterdiği ısrar göz önüne alındığında sanık hakkında TCK’nın 62/1 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına…   Bunlardan kaynaklı sanığın ‘örgüte üye olma’ gerekçesiyle 5 yıl hapis cezası, artırıma gidilerek 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi.”