Konya’da ırkçı saldırının tek tanığı olay günü ifade vermemiş! 2022-02-11 12:25:04     KONYA - Meram’da katledilen Dedeoğulları ailesinin katledilmeden önce maruz kaldıkları ırkçı saldırıya ilişkin davada, saldırının tek tanığı olan sütçü Ahmet Ardıç’ın ifadesinin olaydan bir ay sonra alındığı öğrenilirken, tanığın çelişkili ifadeleri ve Keleşlere yakın davranması dikkat çekti.   Konya’nın Meram ilçesinde 30 Temmuz’da katledilen Dedeoğulları ailesinin katledilmeden önce 12 Mayıs 2021’de komşuları Keleş ve Çalık ailesi tarafından maruz kaldıkları ırkçı saldırı yönünden görülen davanın 2’nci duruşması Konya 8’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.   Duruşmaya katledilen Dedeoğulları ailesinin sağ kalan tek üyesi Çetin Dedeoğulları ile aile yakınları, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Nuran İmir, HDP Konya İl Örgütü yöneticileri, çok sayıda izleyici, avukat ve gazeteci katıldı.   Tutuksuz yargılanan faillerden Ali Keleş, İbrahim Keleş, Ramazan Çalık, duruşma salonunda hazır bulunurken, tutuklu yargılanan failler Ali Keleş ve Lütfi Keleş bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı. Fail avukatları ise duruşma salonunda hazır bulundu.   Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada önceki duruşmada ilk sorgusu yapılmayan Ali Keleş, İbrahim Keleş ve Ramazan Çalık savunma yaptı.   Diğer yargılanan failler ile benzer savunmalar yapan faillerin çelişkili beyanlarda bulunduğu görüldü.   Failden çelişkili ve itiraflı beyanlar    İlk olarak savunma yapan İbrahim Keleş, Dedeoğulları ailesinde sopa olduğunu kendilerinde ise bir şey olmadığını ve kimseye vurmadığını iddia etti. Ardından amcasının oğlu Ali Keleş ile amcası Veli Keleş’te sopa olduğunu itiraf etti. Failin silahın havaya doğru ateş edildiğini ancak kimin ateş ettiğini görmediğini söylemesi ise dikkat çekti.    ‘Maddi vakayı eksik tartışıyoruz’   Ardından söz alan avukat Atila Kart, “Sanığa soru sorma gereği görmüyoruz çünkü şekli bir yargılama yapıyorsunuz. Dosyaların birleştirilmesi talebimiz var. Bu sağlanmadan buradaki delillere göre sorgulama yapılması maddi gerçeği açığa çıkarmaz. Maddi vakayı eksik tartışıyoruz” dedi.      İki ifade arasındaki farklılık   Ardından faillerden Ramazan Çalık’ın sorgusuna geçildi. Fail Ramazan, “ Babam Yahya Çalık evden çıktıktan 15 dakika sonra dayımın oğlu Ali Keleş beni arayarak, ‘Baban yaralandı gel’ dedi. Ben de arabayı alarak dayımlara gittim. Gittiğimde babam ambulanstaydı, olay bitmişti. Olay yerinde polis ve ambulans vardı” şeklinde konuştu. Fail Ramazan’ın savcılık ifadesinde kendisini arayan Ali Keleş’in “Kavga ettik gel” şeklinde beyanda bulunması dikkat çekti. Fail iki ifadede de farklı beyanlarda bulundu.   Failden yalan beyan   Ardından Ayşe Keleş’in oğlu Ali Keleş savunma yaptı. Benzer ifadelerini yineleyen fail Ali’nin daha önce svap örneğinde atış artığı olduğu tespit edilmişti. Silahın Yaşar Dedeoğulları’nın elinde olduğunu ve ateş ettiğini gördüğünü iddia eden fail, “Silahı Sibel ya da Serap getirdi” dedi. Ancak çelişkileri üzerine mahkeme başkanının teşhis yapmasını istemesi karşısında fail teşhis yapamadı ve “Sima olarak tanımıyorum” dedi ancak karakol ifadesinde ise Sibel’in silahı getirdiğini ifade etmişti. Atış artığı tespit edilmesini soran mahkemeye, “2 gün önce evimin bahçesinde silah sıkmıştım” yanıtını verdi.    Polis olayın bahçede olduğunu söylemiş   Ardından söz alan dava avukatı Atila Kart, olay yerine gelen polisin olayın bahçede yaşandığını belirttiğini hatırlattı.    Dedeoğulları ile aralarında bir husumet olmadığını belirten fail Ali’ye iddia makamı, “Aranızda husumet veya bir sorun yoksa neden Barış Dedeoğulları karanlıkta arefe gecesi size küfretti?” diye sordu. Fail, bir sorun olmadığı noktasındaki ısrarını sürdürdü.   Katliam failiyle katliamdan kısa bir süre önce görüşmüş   Dava avukatlarından Özüm Vurgun’un “Mehmet Altun ile yakınlığın nedir? En son ne zaman gördün?” sorusu üzerine fail Ali, “Mehmet Altun dayım olur. En son Kurban Bayramından sonra görüştüm. 21 Temmuz gibiydi” dedi.    Whatsap yazışmalarını yalanladı   Ardından dava avukatları Ramazan Çalık’a, “Whatsap yazışmalarınızda sütçü Ahmet Ardıç’a ifade vermesini söylemişsiniz” dedi. Fail Ramazan ise, “Biz sadece sürecin hızlanması için söyledik. Kimseyi ifadeye götürmedik” diyerek whatsap yazışmalarını yalanladı.    Ardından katledilen Dedeoğulları’nın yakınları müşteki sıfatıyla dosyaya katılma talebinde bulundu. Davaya katılma talebinde bulunan ve yargılananlardan şikayetçi olan Çetin Dedeoğulları, “Ailem öldü biz burada nasıl dayak yediklerini konuşuyoruz, tartışıyoruz. Dosyalar birleştirilmeli. Ölenlerle dayak yiyenler bir” dedi.   Tanık ilk ifadeyi olaydan bir ay sonra verdi   Sonrasında tanık ifadelerine geçildi. 12 Mayıs ırkçı saldırının tek tanığı olan sütçü Ahmet Ardıç, tanık olarak dinlendi. Tanıklık boyunca çelişkili beyanlarda bulunan tanık Ahmet’in saldırının gerçekleştiği 12 Mayıs’tan bir ay sonra 16 Haziran’da savcılıkta olaya dair ilk ifadeyi vermesi dikkat çekerken, savcılıkta verdiği ifade ile duruşma salonunda verdiği ifade arasındaki farklılık da tanık ile sanıklar arasındaki ilişkiye dikkat çekti.      Tanımadığı cisme sonra sopa dedi    Dedeoğulları’nı da Keleşleri de tanıdığını söyleyen tanık, sütçü olması dolayısıyla iki aileyi de tanıdığını ve iş yaptığını kaydetti. Olay günü saat 21.00-22.00 sıralarında süt toplamak amacıyla oraya gittiğini ve orada kavga olduğunu gördüğünü öne süren tanık Ahmet, “Olay iki ev arasındaki bol arsada oldu. Yaşar ve Barış Dedeoğulları ile Ali ve Lütfi Keleş’in elinde bir cisim vardı” dedi. Mahkeme başkanının cismi sormasının ardından tanık önce cismin ne olduğunu bilmediğini ardından ise sopa olduğunu söyledi.      Tanık itiraf etti: Keleşler ikinci defa saldırmış!   Tanık Ahmet, “Kavga ettiklerini görünce ayırmaya çalıştım. ‘Ayrılın’ dedim ve o sıra Lütfilerin evinin oraya gittim. Ayrıldılar. O sırada Ayşe Keleş bana polisi aramamı söyledi. Ben de polisi aradım ve polis 6-7 dakika sonra geldi. Biz orada beklerken Ali, Veli ve Lütfi tekrar Dedeoğulları’nın oraya doğru giderek yeniden kavga etmeye başladılar. Karanlık olduğu için kimin kime vurduğunu görmedim” şeklinde konuştu.   Olayın tek tanığı olay günü ifade vermedi   Faillerin, “Polis geldiğinde biz ayrılmıştık” şeklindeki beyanın aksine polisin geldiği sırada kavganın devam ettiğini söyleyen tanık Ahmet, “Polis geldikten sonra ayrıldılar. Ben olaydan sonra hiç ifade vermedim. Kimse beni ifade vermem için aramadı. Sonra karakoldan aradılar bir ay sonra ve ben savcılığa giderek 16 Haziran’da ifade verdim” diye belirtti.   Tanık’tan sanıklara ‘abi’ söylemi   Tanık Ahmet’in duruşma boyunca tutuklu bulunan Lütfi ve tutuksuz yargılanan Veli Keleş’e “ağabey” diye hitap etmesi faillerle yakınlığını ortaya koyarken, failin çelişkili beyanları üzerine mahkeme başkanı, “Herhangi biri ‘git karakola ifade ver’ dedi mi?” diye sorması üzerine tanık kimsenin ona ifade vermesi yönünde bir konuşmada bulunmadığını söyleyerek olaydan sonra her iki aileyle de görüştüğünü ifade etti.   Tanık inkar etti whatsap yazışmaları ele verdi   Dava avukatları ise Keleş ve Çalık ailesi arasındaki whatsap yazışmalarında Ramazan Çalık’ın tanık Ahmet Ardıç’ı kastederek ifade vermeye götüreceklerini söylemesini hatırlatarak yeninden kimin yönlendirmesiyle ifade verdiğini sordu. Tanık ise kimsenin ifade vermesini söylemediği karakol tarafından arandıktan sonra ifade vermeye tek başına gittiğini söyledi.   2 ay arayla 2 defa ifade verdi   Tanık 16 Haziran’da verdiği ifadenin ardından, 30 Temmuz katliamından sonra Ağustos ayında savcılık tarafından yeniden arandığını ve savcının değişmiş olması nedeniyle yeniden ifade vermesi gerektiğinin belirtildiğini bunun üzerine Ağustos’ta yeniden ifade verdiğini söyledi.   Tanık Ahmet, savcılık beyanın olay yerinde bulunanlar arasında Veli Keleş’in olduğunu belirtmese de duruşma salonunda olay yerinde Veli Keleş’in de olduğunu itiraf etti.   ‘Serbest olanlar delil karartıyor’   Ardından dava avukatlarından Atila Kart, “25 Haziran’da CD ses tutanakları olayın nasıl olduğunu anlatıyor. Tutanaklara göre biri kadın ve biri erkek olmak üzere iki ihbarcı var. Bunlardan biri o gün polisi 12 defa arayan Serpil Dedeoğulları. Serpil, kolluğu 22.03’te arıyor ancak polis 00.35’te olay yerine geliyor. Diğer ihbarcı Ahmet Ardıç ise 22.14’te polisi arıyor ve ‘acil birbirlerini öldürecekler’ diye ihbarda bulunuyor. Olay yeri Dedeoğulları’nın bahçesi. Tanığın ailelerin etkisinde kaldığı belli. Serbest olanlar delil karartıyor, dosyaları birleştirin” dedi.     Tanığa telefonunun incelenmesine dönük rızası soruldu   Tanığın çelişkili beyanları üzerine avukatlar telefonunun incelenmesini talep etti. Mahkeme başkanı tanığın buna rızası olup olmadığını sordu, tanık ise telefonunun incelenebileceğini söyledi.   Çetin’i tanıdığını söyleyen tanık teşhis edemedi   Tanığın ısrarla olaydan sonra her iki aileyle de görüştüğünü belirtmesinin ardından, “Dedeoğullarının yurt dışında olan bir oğlu vardı. Onunla bile konuştum. Bayramda evlerine giderken oturup sohbet etmiştim” dedi. Tanığın Çetin’i kastettiği ancak sorulmasına rağmen ismini hatırlamaması çelişkisi üzerine mahkeme başkanı “Salonda bulunanlardan hangisi senin bahsettiğin ve görüştüğünü söylediğin kişi?” diye sordu. Tanık ise salonda bulunan Çetin Dedeoğulları’nı tanımadı yanlış müştekiyi teşhis etti.   Tanık hakkında suç duyurusunda bulunulması talebi   Tanık Ahmet’in tanıklığı boyunca çelişkili beyanda bulunması üzerine söz alan dava avukatlarından Özüm Vurgun, “Tanığın yalan söylediği ortada olduğundan tanık hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz” dedi.   ‘Birbirlerini öldürecekler’   Sonrasında tanığın çelişkili ve net olmayan ifadelerine karşı iddia makamı, “İhbar esnasında ‘birbirlerini öldürecekler’ dedin. Kim kimi öldürecekti, orada kimi kastettin?” diye sordu. Tanık ise her iki tarafı da kastettiğini söyledi.   Eşi su kapatmaya gitmiş!   Ardından yargılanan faillerden Lütfi Keleş’in kardeşi ve Yahya Çalık’ın eşi Şerife Çalık tanık olarak dinlendi. Şerife olay günü evinde olduğunu ve ne olduğunu görmediğini, anlatılanlar doğrultusunda olayı bildiğini ifade etti. Şerife, eşinin o gün saat 21.00-22.00 arasında eşi Yahya Çalık’ın tarlaya su kapatmaya gitmek için evden çıktığını, çocukları Ali ve Ramazan’ın ise evden çıktığını görmediğini o sırada mutfakta olduğunu söyledi. Olayı sonradan duyduğunu ve çocuklarını Veli oğlu Ali Keleş’in aradığını öğrendiğini belirtti.     Ailesi kavga ederken evden çıkmadı   Ardından Ayşe Keleş’in kızı Esma Keleş tanık olarak dinlendi. Esma, “Ağız dalaşını duydum ve hemen eve girip aileme haber verdim. Daha sonra dışarı çıkmadım, bir şey görmedim” dedi.     Evde olmasına rağmen olayın sonuna yetişti!   Sonrasında faillerden Veli Keleş’in eşi Fadimana Keleş’in tanıklığı dinlendi. Dedeoğulları’nı hiç tanımadığını ifade eden Fadimana, “Esma bana dışarıda kavga olduğunu söyledi. Bunun üzerine dışarı çıktığımda Ayşe yerde yatıyordu. 3-4 el ateş sesi duydum ama kimin ettiğini duymadım” diye belirtti.  Olay günü Ayşe ve Lütfi Keleş’in evinde olmasına rağmen saldırının sonunda olay yerinde gitmesi ise dikkat çekti.     İfadeleri çelişti   Tanık Faidimana’nın savcılık ifadesi ile duruşmadaki ifadeleri arasındaki çelişki üzerinde “Savcılık ifadende torpil sesi duyduğunu söylemişsin şu an öyle bir şeyden bahsetmedin” diye sordun. Fadimana ise sesi duymadığını kendisine söylendiği için aktardığını söyledi.        Duruşma avukatların beyanlarıyla devam ediyor.