Dosyaların birleşimini reddeden heyet ‘aynı fiilin faili değil’ dedi, 8 fail aynı çıktı 2022-02-10 09:16:59   Öznur Değer   KONYA - Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ırkçı saldırı dosyasının kendi dava dosyasıyla birleştirilmesi talebini, iki dosyada yargılanan 8 kişinin aynı olmasını göz ardı edip, dosyalar arasında bağlantı olmadığını savunarak reddetti. Karara itiraz edildi.   Konya’nın Meram ilçesinde 30 Temmuz 2021’de Kürt Dedeoğulları ailesinden 4’ü kadın 7 kişiyi katleden Mehmet Altun Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde “canavarca hisle tasarlayarak 7 kişiyi öldürme” suçundan yargılanırken, 30 Temmuz katliamından önce 12 Mayıs 2021’de Dedeoğulları ailesine ırkçı saldırıda bulunan komşuları Keleş ve Çalık ailesinden 9 kişi ise “canavarca hisle tasarlayarak 7 kişiyi kasten öldürmeye azmettirme” suçundan yargılanmaya devam ediyor. Davanın ilk duruşması 14 Aralık 2021’de görülürken, 2’nci duruşması ise 8 Şubat’ta görüldü.   12 sayfalık itiraz dilekçesi   Dava avukatları, 14 Aralık’taki ilk duruşmada mahkemenin, 12 Mayıs’ta gerçekleşen ve Konya 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren ırkçı saldırı dosyasının Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki katliam dosyasıyla birleştirilmesi yönündeki talebi reddetmesine karşı 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na 12 sayfalık itiraz dilekçesi sundu.     ‘Mahkeme kolluk çizgisini geçmiyor’   Avukatların sunduğu itiraz dilekçesinde, “Mahkeme heyetinin maddi gerçeği araştırma amacı ve sorumluluğu içinde olmadığı, kolluğun çizdiği çerçeveyi aşmak istemediği, katliamın sebeplerini, azmettirenleri, himaye edenleri, iştirak edenleri, görev ve yetkilerini kötüye kullananları görmezden geldiği, bu anlamda görevini savsakladığı, savsaklayacağı ve bunların sonucunda da görevini doğru ve tarafsız olarak sürdüremeyeceği sonucuna varılmıştır” ifadeleri yer aldı.   Mahkeme yanlış dosya hakkında karar verdi   Katliam dosyasına yönelik yargılamayı sürdüren Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi 14 Aralık’ta görülen davanın ilk duruşmasında “… 8’nci Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/404 esas sayılı dosyayla 2’nci Çocuk Mahkemesinin 2021/388 esas sayılı dosyalarının (Çocuk Mahkemesinin yargılama usulü de dikkate alınarak) dosyamız asli failinin farklı olması, yargılamanın ayrı yürütülmesinin mümkün olup, hukuken zorunluluk bulunmaması, aynı fiilin faili olmayan kişilerin birlikte yargılanmalarının AİHM hak ihlali sayılacağı dikkate alınarak, ayrıca bu yargılama süreçlerinin ve sonuçlarının mahkememizce takip edileceği gözetilerek, birleştirme taleplerinin reddi” yönünde karar vermiş olsa da avukatlarının talebinin 2’nci Çocuk Mahkemesi dosyasının değil 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen “ırkçı saldırı” dosyasının 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen katliam dosyasıyla birleştirilmesi yönünde olması ile mahkemenin talepte bulunulmayan dosya hakkında da karar verdiği tespit edildi.   Dosyayı birleştirmeyen mahkeme süreci takip edecek      8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ırkçı saldırı dosyasını 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen katliam dosyasıyla birleştirmeyi reddeden heyetin “…yargılama süreçlerinin ve sonuçlarının mahkememizce takip edileceği gözetilerek…” şeklinde ara karar kurması ise dikkat çekti. İki dosya arasında bağlantı olmadığını iddia eden mahkeme, 8’inci Ağır Ceza’da görülen davanın süreç ve sonuçlarını takip etmeye karar verdi.   Mahkeme ‘aynı fiilin faili değil’ dedi, 8 fail aynı   Yine katliam davasının görüldüğü Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi “…aynı fiilin faili olmayan kişilerin birlikte yargılanmalarının AİHM hak ihlali sayılacağı dikkate alınarak…” şeklinde ara karar oluşturmuşsa da Konya 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan 8 fail Konya 4’üncü Ağır Ceza’daki davada da yargılananlar arasında. İki farklı mahkemece sürdürülen 2 dosyada da yargılanan 8 failin aynı olması, mahkemenin verdiği kararla ilgili soru işaretleri oluşturuyor. Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde “canavarca hisle tasarlayarak 7 kişiyi kasten öldürmeye azmettirme” suçundan yargılanan Ali, Ramazan ve Yahya Çalık ile Ali, Ayşe, İbrahim, Lütfi ve Veli Keleş Konya 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ise “kasten öldürmeye teşebbüs”, “nitelikli konut dokunulmazlığını ihlal”, “kasten yaralama” ve “silahla tehdit” suçlarından yargılanıyor.   CMK 8 ile dosyalar arası bağlantı   Dava avukatları mahkemeye sundukları dilekçede, CMK’nın 8’inci maddesinde yer alan “Bir kişi, birden fazla suçtan sanık ise veya bir suçtan her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık varsa bağlantının varlığının kabulü gerekir” şeklindeki kanun maddesini hatırlattı. Avukatlar dilekçenin devamında CMK’nın 11’inci maddesini anımsatarak, “8’inci maddedeki şartlar olmasa bile geniş bağlantı sebebiyle birleştirme kararı verilebileceği düzenlemesi mevcuttur” şeklinde iki dava arasındaki bağa dikkat çekti. Dilekçede, 2 dosyadaki sanıklar ve fiiller arasında hukuki ve fiili illiyet bağı bulunduğu, sebep-sonuç ilişkisinin olduğu ifade edildi.   Hakkında takipsizlik verilen kişinin faille araması ortaya çıktı   Mahkemeye sunulan dilekçede failin kardeşinin eşi Mehmet Güven’in HTS çözüm tutanağına yer verildi. HTS kayıtlarına göre fail Mehmet Altun, 12 Mayıs saldırısından bir gün sonra 13 Mayıs’ta 9 kez, 30 Temmuz katliamından bir önce 29 Temmuz’da ise saat 12.44’te Mehmet Güven ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Mehmet Güven’in fail Mehmet Altun ile telefon görüşmesi ortaya çıkmasına rağmen Mehmet Güven hakkında takipsizlik kararının verilmesi ve Mehmet Güven’in mahkemede tanık olarak ifade vermekten geri çekilmesi dikkat çekti.   89 günde 15 defa katliam günü ise 4 defa aradı   Yine hakkında takipsizlik kararı verilen fail Mehmet Altun’un annesi İsmihan Altun’un da sıklıkla damadı Mehmet Güven ile görüştüğü HTS kayıtlarına yansıdı. İsmihan Altun, katliamın hemen ardından 30 Temmuz’da damadı Mehmet Güven ile ilki saat 20.20’de sonuncusu ise 23.04’te olmak üzere toplam 4 defa telefon görüşmesi gerçekleştirdi. İsmihan Altun, damadı Mehmet Güven ile 2 Mayıs’tan 30 Temmuz’a kadar olan 89 günlük süreçte toplam 15 defa iletişime geçti. Failin annesi İsmihan Altun’un 89 günde damadı Mehmet Güven ile 15 defa iletişime geçip, katliamın gerçekleştiği gün 4 defa iletişime geçmesi ise dikkat çekti.   Failin eşi de katliam günü Mehmet Güven ile iletişime geçti   Hakkında takipsizlik kararı verilen fail Mehmet Altun’un eşi Zehra Altun ise Mehmet Güven ile fail Mehmet Altun ve Dedeoğulları’nın tartıştığı 22 Mayıs’ta saat 12.41’de ve katliamın gerçekleştiği 30 Temmuz’da ise 20.42’de olmak üzere iki defa iletişime geçti.   ‘Kritik’ günlerde Mehmet Güven devrede   Mehmet Güven’in 3 Ağustos 2021 tarihli ifadesine yer verilen dilekçede, Mehmet Güven’in olaylarla bir bağı olmadığını ve Zehra ile İsmihan’ı merak ettiği için aradığını söylediği ifadeleri yer aldı. Mehmet Güven’in faili ve ailesini saldırı ve katliamın gerçekleştiği süreçlerde araması ise soru işaretlerine yol açtı.   Dilekçede Altun, Keleş, Çalık ve Güven ailesinin birbirleriyle akrabalıkları olup işbirliği içinde oldukları vurgulandı.   Eşi, katliam günü 51 defa faili aradı   Dilekçede, Zehra Altun’un katliam günü eşi fail Mehmet Altun’u katliamdan bir saat önce başlamak üzere toplam 51 defa aradığı bilgisi de yer aldı. Yine Zehra Altun katliam günü, katliamın gerçekleştiği Hasanköy’e 50 dakika uzaklıkta olan Boyalı köyünde bulunan Fahri Akpınar isimli kişiyi saat 16.34’te aradı.   Saklandığı köyün muhtarı dayısı   Fail Mehmet Altun’un katliamdan sonra 6 gün saklandığı ve sonrasında yakalandığı Tepelice köyü muhtarı Halim Şahin’in, failin dayısı olması ise dikkat çeken bir diğer nokta.   Kolluk delil karartılmasını sağladı   Dilekçede katliam günü ve sonrasındaki 4-5 günde delillerin karartıldığı belirtilerek, polisin delilleri araştırmaktan kaçındığı gibi delillerin karartılmasını sağladığına işaret edildi. Dilekçede failin, “moral ve beyin yıkama kampına” girdiği ifade edildi.   Failin gittiği lüks oteller ve görüştüğü kişiler   Dilekçede failin 12 Mayıs saldırısının ardından 13 Temmuz’a kadar kaldığı oteller ve otellerde görüştüğü insanlar şöyle sıralandı:   “* 17 ve 18 Mayıs tarihlerinde Selçuklu Paşa Park Otelinde Emre Uzun isimli şahısla kaldığı anlaşılmaktadır.   * 20 Mayıs tarihinde ise Alanya’da Primera Apart’ta kaldığı görülmektedir.   * 24-26 Mayıs tarihlerinde Gazi Mahallesi, Akçay Caddesi No: 172 Gaziemir adresindeki otelde konakladığı,   * 26-27 Mayıs tarihlerinde Mudanya ilçesinde bulunan otelde konakladığı,   * 27 Mayıs tarihinde İstanbul Avcılar’da Hilton Otelinde konakladığı,   * 24-26 Haziran tarihlerinde Gazi Mahallesi, Akçay Caddesi No: 172 Gaziemir adresindeki otelde konakladığı,   * 25 Haziran Selmin Kuruş isimli kişiyle konakladığı anlaşılmaktadır.   * 26-28 Haziran tarihlerinde ise Nilüfer İlçesinde konakladığı,   * 6 Temmuz tarihinde, Selçuklu Paşa Park Otelinde Uğur Yarcı (Manisa Göynücek doğumlu) ile konakladığı görülmektedir.   * 7-9 Temmuz tarihlerinde Karatay Paşa Park Otelinde İsmail Özel (Niğde doğumlu) isimli kişiyle kaldığı kayıtlarda mevcuttur.   *10-13 Temmuz tarihlerinde Gazi Mahallesi Akçay Caddesi No: 172 Gaziemir adresindeki otelde konakladığı gelen cevabi yazılardan anlaşılmaktadır.   *Ayrıca, tarih belirtilmemiş ise de; katilin, yine bu dönemlerde Sivrihisar'da Çini Otelinde ve Odunpazarı İlçesinde Tasigo Otelinde konakladığı anlaşılmıştır.   *Bu yazı ve eklerine göre, konaklama bedellerinin nakdi olarak ödendiği görülmektedir.   *Avcılar İlçe Emniyet Müdürlüğünün 28 Ocak 2022 tarihli yazısı ekindeki belge ve tutanaklara göre tetikçi katil Mehmet Altun, Hilton Otelinde 27-31 Mayıs tarihleri arasında konaklamıştır. Bu tarihlerde ‘Eleonara Kudryashova’ isimli kadın ile birlikte olduğu belirtilmektedir. Bu tutanaklara göre; katilin, otel ücretini bu kez kredi kartı ile ödediği görülmektedir.   *26-27 Mayıs Mudanya konaklamasından sonra, bu kez Avcılar'daki Hilton Otelinde kaldığı görülmektedir.”   75 günün 40’ı lüks otellerde geçti   Dilekçede failin 12 Mayıs saldırısından 5 gün sonra başlamak üzere katliam gününe kadar olan 75 günün 40 gününü lüks otellerde konaklayarak geçirdiği bilgisi yer aldı. Dilekçede failin maddi durumuna rağmen lüks otellerde kalmasına dikkat çekildi.   Sık görüştüğü kadınla katliam günü de konuşmuş   Dilekçede failin 22 yaşındaki İrem Nur Şengün isimli kadın ile ilişkisine de dikkat çekildi. Failin, 3 ve 4 Haziran’da Çankaya apart evlerde, 22 Haziran’da Ankara SWISS Otel’de, 5 Temmuz’da Ankara Mövenpik Otel’de, 15 Temmuz’da ise Beştepe Yenimahalle'de İrem Nur Şengün ile konakladıkları bilgisine yer verilerek, katliam gününde de İrem'i sıkça aradığına işaret edildi.   ‘Delillerin karartılmasına yol açıldı’   Bu bilgiler ışığında dilekçede soruşturma aşamasında tahkiki gereken ve soruşturmaya esas alınması gereken bu bulguların, bilinçli olarak tahkik edilmemiş ve delillerin karatılmasına yol açmış olduğu vurgulandı.   Failin kaldığı şüpheli isimler   Dilekçede failin birlikte kaldığı başka bir isim olan ve Veli Keleş’le yakınlığı olup Güven ailesiyle ticaret yapan, Güven, Altun ve Keleş ailesiyle yakınlığı bilinen Sefer Yılmaz’a dikkat çekilerek, devamında failin birlikte kaldığı isimler şu şekilde sıralandı: “Doğan Söylemez’in (Bozkır'lı); Veli Keleş’in kardeşi Abdullah Keleş ve Mehmet Güven ile yakınlığı, İsmail Özel’in (Bozkır'lı); Tepelice Köyü muhtarı Helim Şahin ile yakınlığı, Uğur Yarcı’nın; tetikçi katilin bir süre çalıştığı bilinen MNG Kargo Konya Bölge Müdürlüğünde çalıştığı göz önüne alındığında ve hep birlikte değerlendirildiğinde, bu ilişki ve kayıtların, soruşturma aşamasında tahkiki gerektiği açıktır.”   Dilekçede, savcının görev ve yetkisini kötüye kullandığına vurgu yapıldı.   Yoğun bir Konya-İstanbul trafiği!   Dilekçede, Konya Havalimanı görevlilerinin 24 Aralık’ta düzenlediği tutanaktan failin 17 Haziran’da Konya- İstanbul uçuşu yaptığı ve aynı gün Konya'ya döndüğü; 7 Temmuz’da yine Konya-İstanbul uçuşu yaptığı ve ertesi gün 8 Temmuz’da Konya'ya döndüğünün anlaşıldığı ifade edilerek, tüm bu seyahatlerin 12 Mayıs saldırısı sonrasında olmasına dikkat çekildi.   Fail sadece konaklama ve seyahate 1 milyon harcadı   Dilekçede, şunlar kaydedildi: “Tetikçi katilin; bu dönemde adeta enerji ve moral depoladığı, bu amaçla da kampa çekildiği ve katliama hazırlandığı görülmektedir. Katliam öncesinde, profesyonel, ciddi ve disiplinli bir hazırlık yapıldığı anlaşılmaktadır. Katilin, görünürde ve günlük yaşamında öne çıkan ideolojik, etnik veya politik bir saplantısının olmadığı izlenimi vardır. Ancak, pasif bir kişiliğe sahip olduğu bilinen bu kişinin, etnik, şovenist, ırkçı ve nefret içeren söylemler üzerinden kurgulanmaya, yönlendirilmeye uygun bir kişiliğe de elverişli olduğu görülmektedir. Yüksek miktarda harcamalar yapılmasını gerektiren bir organizasyonun varlığını gösteren maddi bulgular ortaya çıkmıştır. Ödenmeyen kredilerin ötesinde, bir kaynak ve harcamanın yaratıldığı görülmektedir. Yukarıda sözü edilen konaklama ve seyahatler göz önüne alındığında, diğer harcamalar bir tarafa, sadece konaklama ve seyahat harcamalarının 1 Milyonu aşması söz konusudur.”   Savcı ‘dosya birleşecek’ dedi, mahkeme reddetti   "Örgüt" ve "hiyerarşik" boyutlarda bir çalışmanın olduğu belirtilen dilekçede, mahkemenin iki dosyasının birleştirilmesi talebinin reddi yönünde karar kılmasına karşı, savcılığın soruşturma aşamasında Dedeoğulları ailesinin sağ kalan tek üyesi Çetin Dedeoğulları ile avukatına "...her ne kadar 2 ayrı soruşturma var ise de, bu soruşturmalar birleşecek/ birleştirilecek ve buna göre dava açılacak…" şeklindeki sözleri hatırlatıldı.   Savcı ‘soruşturma’ talimatı verdi polis uygulamadı   Dilekçede, soruşturma aşamasında Savcı Mustafa Ali Öğütçü tarafından, Lalebahçe Polis Merkezi Amirliğine hitaben yazılan 31 Mayıs 2021 tarihli evrakta da sözü edilen tahkikat eksiklikleri ve delil karartmaların somut olarak ifade edildiği bilgisine yer verildi. Ancak buna rağmen soruşturmanın eksik ve yetersiz yapıldığı belirtildi.     Yeni Ogün Samastlar   Dilekçede "yeni Ogün Samastlar” yaratan bir klinik tablodan söz edildiği kaydedilerek devletin görevini yapmadığı vurgulandı.   İnsan ve Kürt’ün hukuku   Katledilen insanların "Kürt" olmalarıyla, katliam arasında illiyet olup olmadığının mahkemece tespit edileceği belirtilen dilekçede, “İddia ve bulgulara göre, ‘İnsanlığa karşı işlenen bir suç’ söz konusu olduğundan, öncelikle ‘İnsan Hukukunu’ (eşit yurttaşlık) esas alan bir yargılama yapılmalıdır. Devamında ise, bu katliamın ‘Kürt'ün Hukukunu’ (eşit yurttaşlık) ilgilendiren boyutu araştırılmalıdır” denildi.   Ulaşılamayan bulgular var   Anlatımı yapılan bulguların dışında, taraf olarak ulaşamadıkları pek çok bulgunun mevcut olduğu bir katliamın söz konusu olduğuna vurgu yapılan dilekçede, bu bulgulara ulaşabilmek için kamu gücüyle donanma gerekliliği belirtildi.     Kovuşturmayı genişletmeyen heyet reddedildi   Birleştirme talebinin reddine dair ara karardan vazgeçilerek, kovuşturmanın genişletilmesi talep edilen dilekçede, bu talebin reddi nedeniyle heyetin reddi yapıldığı ifade edildi.