Çorlu ailelerine saldırı davası: Müşteki polislerin beyanı kurmaca! 2022-02-02 12:58:20   ANKARA - Çorlu Tren Katliamı sonrası ailelerin AYM önünde başlattığı Adalet Nöbeti gerekçesiyle açılan davanın duruşmasında konuşan avukat Murat Yılmaz, “Müştekilerin beyanlarının kurmaca olarak alındığı, kopyala yapıştır yöntemiyle beyanların yazıldığı açıktır” dedi.   Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018’de gerçekleşen tren katliamında yakınlarını kaybeden ailelerin 12 Haziran 2019’da Anayasa Mahkemesi (AYM) önünde başlattığı “Adalet Nöbeti”ne polisin saldırısı sonucunda aileler hakkında “toplantı ve gösteri yürüyüşünde görevlendirilenlerin görevlerini yapmalarına engel olma” iddiasıyla açılan davanın 5’inci duruşması Ankara 50’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, Çorlu aileleri katılmazken, avukatlar duruşma salonunda hazır bulundu.   Duruşmada, kimlik tespitinin ardından polis Yenal Uluçay’ın müşteki sıfatıyla ifadesi alındı.     Polis: Şikayetçi değilim   Olayın 2019 yılında yaşandığını hatırlatan Yenal, o sırada çevik kuvvet polisi olarak görev yaptığını ve amirlerinin talimatlarını yerine getirdiğini ifade etti. Yenal, “Anayasa Mahkemesi önünde eylem yapmak isteyen 70-80 kişilik bir grup vardı. Biz de müdahalede bulunduk. Bu müdahale sırasında bize yönelik darp ve cebir uygulandı ama kim olduklarını bilmiyorum çünkü kişi tespitini biz değil güvenlik şube yaptı. Bu yüzden şikayetçi değilim. Orada sadece Barış Atay’ı tanıyordum. Ona müdahale edildi. Diğerlerini tanımıyorum” dedi.   ‘Usule aykırılık var’    Müşteki polisin ifadesinin ardından savunma yapan dava avukatlarından Murat Yılmaz, soruşturma neticesinde bir takipsizlik olduğunu hatırlattı. Murat, “Bu karar kaldırılmaksızın kamu davası açılmıştır. Yapılan bu işlem usule aykırıdır. Cumhuriyet Başsavcılığı birimleri arasındaki anlaşmazlık üzerine müvekkiller hakkında kamu davası açılmıştır. Ayrıca tüm bu usulsüz işlemler sonrasında açılan davanın usulüne uygunluğu kabul edilse dahi müvekkillerimin üzerlerine atılmış suçları işlediğine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir somut delil bulunmamaktır” ifadelerini kullandı.   ‘Müştekilerin beyanları kurmaca’   Müştekilerin, müvekkillerin kendilerine yönelik bir darp veya cebir uyguladığına dair bir beyanda bulunmadığına dikkat çeken Murat, “Müştekilerin doktor raporlarıyla tespit edilen yaralanmaları müdahale sırasında kendi eylemlerinden kaynaklanan yaralanmalardır. Bu yaralanmaların müvekkiller tarafından gerçekleştiğine yönelik delil yoktur. Müştekilerin beyanlarının alındığı tarih ve haklarında düzenlenen adli muayene raporlarının saati dikkate alındığında, müştekilerin beyanlarının kurmaca olarak alındığı, kopyala yapıştır yöntemiyle beyanların yazıldığı, tarih ve saatler göz önünde bulundurulduğunda, aynı anda birden fazla yerde bulunmalarının mümkün olmadığı açıktır. Dosyada mevcut bilgi ve belgeler çelişkilidir” diye konuştu.    ‘Şikayetçi polislerin hepsi aileleri gördü utandılar’   Müşteki polis Sabri Kocaman’ın, “Ben ve arkadaşlarımda herhangi bir yaralanma oluşmadı. Müdahalede bulunduk zorluk çıkardılar” şeklindeki ifadesine değinen Murat, “Ankara polisinde bir emniyet müdür yardımcısı ‘kimseye açıklama yaptırmam’ diyor. Polis acılı ailelere saldırdı deyince bu mesele buralara geldi. 12 Haziran’dan 4 Temmuz’a kadar bekliyorlar ve 20 gün sonra ifade veriyorlar. Geliyorsun saldırıyorsun, sonra gidip rapor alıyorsun. Kimse bu sanıklara ‘Bunlar yaptı’ diyemiyor. Geçen duruşma şikayetçi polislerin hepsi aileleri gördü, utandılar” dedi.   ‘Tek özen gösterdikleri mesele saldırmak’    Murat, çevik kuvvet polislerinin saldırılarına işaret ederken, şunları kaydetti: “Çevik kuvvet o kadar pervasız müdahale ediyor ki. Müdahale esnasında vücutlarında meydana gelen kızarıkları bile basın açıklaması yapanlardan biliyorlar. Toplumsal olaylarda karşılıklı uzlaşmayı güvenlik şube yürütür. Anlaşamadığı zaman çeviğe talimat verir. Müdahaleyi çevik yapar. Ellerinde teçhizat güç var. Sonuç olarak bu dosyada 2911 anlamında hiçbir şey yapamazsınız. Müştekiler ne yapsınlar tabi biz yaralandık diyecek. Sahtekarlık yaptık mı diyecek. Tabi ki yaralandık ama kimin yaptığını bilmiyoruz diyecek. Tek özen gösterdikleri mesele bir açıklama olduğunda 50 kişiyle saldırmak olur.”   Murat, dosyada mahkumiyet çıkmasının mümkün olmadığını belirterek, “Savcının beraat mütalaası vermesi gerekir” dedi.   Ardından iddia makamı, müşteki ifadelerinin bu celse tamamlanmış olması, dosyadaki taraf sayısı, dosyanın kapsamlı olması nedeniyle ve esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması amacıyla dosyanın tekrar savcılığa tebliğini talep etti.   Mahkeme heyeti, iddia makamının talebini kabul ederek, duruşmayı 11 Şubat’a erteledi.