Barolar Dilara'nın katledilmesini protesto etti 2022-01-12 14:03:42     HABER MERKEZİ - Birçok kentte baro kadın hakları merkezleri tarafından yapılan açıklamada, katledilen avukat Dilara Yıldız’ın failinin en ağır cezayı alması için sürecin takipçisi olunacağı vurgulandı.    İstanbul’da eski nişanlısı uzman çavuş Oktay Dönmez tarafından katledilen avukat Dilara Yıldız için Diyarbakır, Van, Ankara ve daha birçok kentte baro kadın hakları merkezleri yaptıkları açıklamayla tepkilerini dile getirdi.    Diyarbakır    Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Adliye önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya kadın hakları merkezi üyesi avukatlar, baro avukatları, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) katıldı.    İstanbul Sözleşmesi geri getirilsin’   Açıklamada ilk olarak konuşan TBB Başkanı Erinç Sağkan, meslektaşları Dilara’nın, faili altı kez şikayet ettiğini ve sonuç alamadığını belirtti. Erinç, “Bugün gelinen noktada bir meslektaşımızı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Bunun nedenlerinden biri İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasıdır. Kadınların yaşam hakkını savunan sözleşmeye geri dönülmesini istiyoruz. Kadınların insan hakları mücadelesini barolar olarak savunmaya devam edeceğiz. Bütün sivil toplum örgütlerinin de bu yönlü bir mücadele içerisinde olacağını biliyoruz. Daha fazla kadının hayatını kaybetmemesi için sözleşmeyi kaldırma hatasına düşen karar alıcı güçleri, bu hatadan dönmeye çağırıyoruz” dedi.    Ardından Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Komisyonu Yürütme Kurulu üyesi avukat Asya Cemre Işık açıklama metnini okudu.    Van    Van Barosu Kadın Hakları Komisyonu da açıklamayı, baro binasında bulunan Tahir Elçi konferans salonunda yaptı.  Açıklamaya, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Özgürlükler İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Van Şubesi’ne bağlı üye avukatlar katıldı.    Van Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyesi avukat Şeyma Şen açıklama metnini okudu.    Ankara    Ankara’daki kadın avukatlar ise adliye binası önünde eylem gerçekleştirdi. Çok sayıda kadın avukatın katıldığı eylemde katledilen Dilara’nın fotoğraflarının üzerinde bulunduğu rozetler takıldı. Kadınlar ellerinde “Yaşamlarımızdan, haklarımızdan vazgeçmiyoruz”, “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz” ve “Fail İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçenlerdir” yazılı dövizler taşıdı.   Adliye içerisinde yürüyüş gerçekleştiren kadınlar, “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Eril adalet değil gerçek adalet”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Dilara Yıldız isyanımızdır” ve “Jin jiyan azadî” sloganları atıldı.   ‘Hepsinin elleri Dilara’nın kanına bulaştı’   Eylemde konuşan avukat Sevinç Hocaoğulları, öfke ve isyanlarının büyük olduğunu vurgulayarak, “Biliyoruz ki bu olaylar münferit değil. Onun için bugün adliyeden ses çıkartıyoruz. Erkek şiddetine karşı yaşamlarımızı savunmak üzere ses çıkartıyoruz. Biliyoruz ki bu suçun ortakları var. Bu suçun ortakları İstanbul Sözleşmesinden vazgeçenler, 6284 kararını yerine getirmeyenlerdir. Bu suçun ortakları kadın cinayetlerini aklayanlardır. Hepsinin elleri Dilara’nın kanına bulaştı. Hepsi Oktay’ın suç ortakları. Bizler yaşamalarını savunan kadınlar, kadın avukatlar olarak yalnız değiliz. Bizler de şiddete, tacize maruz kalıyoruz. Onun için hayatlarımıza sahip çıkıyoruz. Erkek şiddetine karşı ses çıkartıyoruz. Dilara’nın katili astsubaydı ve silahı vardı” diye belirtti.     Alkış, slogan ve zılgıtlarla adliyede yürüyen kadınlar, daha sonra adliye önünde Ankara Barosu tarafından yapılan açıklamaya katıldı.   Avukatlar adına açıklama metni, Ankara Barosu Başkanı Kemal Koranel tarafından okundu.    Açıklamanın ardından avukatlar sloganlar eşliğinde Ankara Barosu’na doğru gerçekleştirdiği yürüyüşle eylemi sonlandırdı.     Ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi:     “Meslektaşımız Av. Dilara Yıldız’ın kadın cinayeti sonucu öldürülmesinin derin üzüntüsü ve öfkesi içerisindeyiz. Meslektaşımızın ailesine ve hukuk camiamıza başsağlığı diliyoruz.   Meslektaşımızın kamuya açık bir yerde, polislerin olay yerine intikal etmesine rağmen eski nişanlısı tarafından silahla katledilmesi, ülkemizde kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin ne kadar rahat işlenir hale geldiğini göstermesi açısından da dehşet vericidir.   Sorumluluk yerine getirilsin    Biz hukukçular, ısrarla kadınların yaşam hakkına yönelik sistematik hal alan kadın cinayetlerinin önlenmesi için yasaların eksiksiz uygulanmasını; önleyici, koruyucu tedbirlerin alınmasını, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldıracak politikaların bir an önce hayata geçirilmesini talep ettik. Kadınların yaşam hakkının korunmasının devletin görevi olduğunu vurgulayarak, bu sorumluluğun yerine getirilmesini istedik.   İktidar kadınları korumasız bıraktı    Ancak iktidar kadına yönelik şiddetle samimi ve etkin bir mücadele yerine, tam tersi kadınların yaşam ve özgürlüklerinin güvencesi olan İstanbul Sözleşmesinden imzayı çekerek kadınları daha da korumasız bırakmıştır. Bu nedenle öncelikle iktidarı İstanbul Sözleşmesi’ne tekrar imza vermeye; Danıştay’ı yaşam hakkından yana bir tutum alarak, hukuka aykırı bir şekilde İstanbul Sözleşmesinden imzanın çekilmesine ilişkin işlemin iptali için açılan davaları kabul etme yönünde karar almaya çağırıyoruz.   Cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldıracak politikalar oluşturulmalı   Kadın kazanımlarının kaybına yol açacak her türlü söylem ve yasal düzenlemelerin kadınların yaşam haklarına saldırı oluşturduğu açıktır. Nitekim İstanbul Sözleşmesinden imzanın çekilmesi, 6284 Sayılı yasanın etkin uygulanmaması, nafakanın tartışılmaya açılması kadının özgür bir birey olduğunu kabul etmeyen zihniyete cesaret verdiği ve bunun sonucunda kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin artmasına yol açtığı aşikardır. Bu nedenle bir kez daha Medeni Kanununa ve 6284 sayılı yasaya dokunulmamasının, yasaların etkin bir şekilde uygulanmasının ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldıracak politikaların acilen oluşturulmasının önemini vurguluyoruz.   Yasal sürecin takipçisi olacağız   Kadının İnsan Hakları için mücadele eden biz Barolar, Avukatlar ve TÜBAKKOM olarak bir kez daha kadınların yanında mücadelemizi sürdüreceğimizi vurguluyor, meslektaşımızı katleden zanlının en ağır cezayı alması için yasal sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz.”