Savcı somut delil aradı ama Garibe’nin sesini duymadı 2022-01-04 17:28:42     İSTANBUL - Cezaevinde katledilen Garibe Gezer’in yaptığı suç duyurusuna takipsizlik veren savcı, birçok delili görmedi ve anlatımlara rağmen tecavüze “somut delil” aradı.    Kocaeli Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde cinsel saldırı ve işkenceye maruz kalan, 9 Aralık günü ise katledilen Garibe Gezer’in avukatlarının cezaevi görevlileri hakkında “Nitelikli cinsel saldırı”, “İşkence”, “Zor kullanma yetkisinin aşılması” ve “Görevi ihmal” suçlarından, doktor İsmail Ülker hakkında da “Görevi kötüye kullanma” suçlarından yaptıkları suç duyurusu takipsizlik ile sonuçlandı. Garibe’nin avukatları, yaptıkları basın toplantısı ile durumu kamuoyuna duyurdu.   Savcının 28 Aralık 2021 tarihli “Kovuşturmaya yer yoktur” kararında dikkat çeken detaylar yer aldı.   Hücrede işkence gördü   Soruşturma dosyasında Garibe’nin avukatları Jiyan Tosun, Jiyan Kaya ve Eren Keskin’in 4 Ekim 2021 tarihli şikayet dilekçesine yer verildi. Dilekçede Garibe’nin 5 Mayıs günü hücreye götürülmek istendiği sırada saçlarından ve kollarından sürüklenerek işkenceye maruz kaldığı, üstünün çıkarıldığı ve yarı çıplak halde erkek gardiyanların olduğu koridordan geçirilerek hücreye konduğu bilgisi yer aldı. Garibe’nin tepki olarak hücre kapısına vurması üzerine gardiyanların hücreye gelerek kendisini darp ettiği ve süngerli odaya koymak tehdidinde bulundukları bilgisinin bulunduğu dilekçede, Garibe’nin 24 Mayıs günü ise kadın ve erkek gardiyanlar tarafından hücrede darp edilerek, postallarla boynuna basıp fiziki ve cinsel işkenceye maruz kaldığı belirtildi.     Adli muayenesi için Ocak ayına randevu verildi   Avukatların şikayeti üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığına yer verilen kararda, Garibe’nin 11 Kasım’da Kocaeli Adli Tıp Şube Müdürlüğü’ne sevk edildiği ifade edildi. Kararda, ATK’nin raporuna da yer verilerek,  Garibe’nin kafasında kabarık ve çukurların olduğunun görüldüğü ve bunların nedenleri de Garibe’nin işkence sonucu intihara sürüklenmesi sonucu yaşandığına dair verdiği beyanlarına dayandırıldı. ATK raporunda ayrıca Garibe’nin genital muayeneyi kabul etmediği gerekçesiyle muayenesinin yapılamadığına yer verildi.   Kararda ayrıca İstanbul ATK İhtisas Kurulu’na sevk edilen Garibe’nin adli muayenesinin yapılabilmesi için ise ancak 21 Ocak 2022 günü için randevu verildiği görüldü. Fakat Garibe’nin ölümü nedeniyle sevkinin yapılamadığı bilgisi yer aldı.   Cezaevi yönetimi işkenceyi kabul etti   Kararın devamında ise cezaevi yönetiminin konuya dair yaptığı savunmaya yer verildi. Kararın ilgili bu kısmında cezaevi yönetimi suçlamaları reddederken, Garibe’ye zor kullanıldığı fakat “zor kullanma yetkisinin aşılmadığını” iddia etti. Cezaevi yönetimi, cinsel saldırı ve işkence konusunda yaptığı açıklamada ise Garibe’nin süngerli odaya konduğu itiraf edildi. Cezaevi yönetimi süngerli odayı “müşahede odası” olarak tanımlarken, Garibe’nin burada geçici süre kaldığını savundu. Yönetim, Garibe’ye ters plastik kelepçe takıldığını da itiraf ederek, söz konusu iddiaların ise personel ve kurumu “yıpratma ve algı oluşturma”ya yönelik olduğunu iddia etti.    Garibe’nin mektuplarının sansürlendiği itirafı   Cezaevi yönetimi Garibe’nin mektuplarının da sansürlendiğini kabul etti. Yönetim verdiği savunmada, Garibe’nin mektuplarında “yalan yanlış bilgilerin” olduğu gerekçesi ile ilgili yerlerin çıkarıldığını öne sürerken, Garibe’nin mektuplarının dışarıya ulaşmasının, yaşadıklarının duyulmasının engellediğini itiraf etti.   Garibe: Bu erkeklerin değil kadınların namusu   Cezaevi idaresi ayrıca Garibe’nin 3 Kasım 2021 günü Elazığ Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde kalan kardeşi Haşim Gezer ile yaptığı telefon görüşmesinde cinsel saldırının söz konusu olmadığını anlattığını savundu. Fakat konuşmanın ilgili kısmında Garibe’nin cinsel saldırıya uğradığının altını çizdiği görüldü. Haşim’in çok gündem yapılmamasını istemesi üzerine Garibe’nin “Hapse girdiğimden beri ben tek değil birçok hapisteki kadının vücutlarına el atıyorlar, her yerlerine el atıyorlar. Bu da bir yere kadar. Gündem olmadan durmayacaklar. Bu namus erkeklerin namusu değil, bu namus kadınların namusudur anladın mı” diyerek tepki gösterdiği görüldü. Garibe’nin devamında ise “Kusura bakma ben bunun peşini bırakmayacağım. Bilerek yaptılar ya da bilmeyerek. Onların tecavüzcü zihniyetleri sonucu yapılan şey bu” dediği belirtildi.   Bilirkişi raporu Garibe’nin katledilmesinden sonra hazırlandı   Savcılık kararında olay yerini ve tarihine dair görüntülerin çözümlenmesine dair bilirkişi tarafından hazırlanan rapora da yer verildi. Raporun Garibe’nin katledilmesinden sonra hazırlanmış olması dikkat çekti. 14-15 Aralık 2021 tarihlerinde hazırlanan raporlarda,  21 Mayıs 2021 tarihinde Garibe’nin iki gardiyan tarafından koridorda sürüklendiği ve hücreye götürüldüğü belirtildi. Söz konusu görüntülerin yalnızca saat 14.44 ile 14.49 zaman dilimine ait olması dikkat çekti. Bilirkişi raporunda 21 Mayıs günü ilgili kameraların bakış açısının ancak bunu gördüğü kaydedildi.    Tecavüzün yaşandığı anlara ait görüntüler anlaşılmıyormuş!   24 Mayıs 2021 tarihli yani Garibe’nin tecavüze uğradığını belirttiği güne dair görüntülerde de bilirkişi, Garibe’nin süngerli odaya gardiyanlar tarafından sürüklenerek götürüldüğünü ifade ederek, fakat odaya nasıl konduğuna dair görüntülerin ise anlaşılmadığını iddia etti. Söz konusu anlarda Garibe, tecavüze uğradığını belirtmişti. Bilirkişi raporunda Garibe’nin süngerli odada ters kelepçelendiğine ait görüntülerin de olduğuna yer verdi.    Arkadaşları tanık olarak dinlendi   Tanık ifadelerine de yer verilen kararda, Garibe’nin arkadaşları yaşananları anlattı. Arkadaşları, Garibe’nin gardiyanlar tarafından tecavüze uğradığını anlattığını beyan etti.   Seri katilin iddiaları kavuşturma dosyasında   Kararının en can alıcı kısmı ise adli suçtan tutuklu ve seri katil olarak bilinen Durmuş Anuçin’in beyanları oldu. Savcının bunu dosyaya neden koyduğu merak konusu olurken, Durmuş Anuçin’in kurum müdürüne dilekçesini Garibe’nin ölümünden sonra göndermiş olması dikkat çekti. Fail Durmuş Anuçin, dilekçesinde Garibe’nin tecavüze maruz kaldığını televizyondan öğrendiğini belirterek, 5-6 ay önce eline geçen ve yırttığını iddia ettiği nota atıfta bulunarak siyasi tutsakların iftira attığını öne sürdü.   Savcıya göre tecavüz de yok işkence de    Savcı kararının sonuç kısmında eldeki delillerin tecavüzü kanıtlar mahiyette olmadığı sonuca varıldı. Garibe’nin “agresif ve kendine-çevresine zarar” verdiğini ve bu yüzden süngerli odaya konduğunu savunan savcı, gardiyanların “orantılı güç” kullandığını savundu. Garibe’nin yaşadıklarını aylarca anlatmadığını ve bunun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu iddia eden savcı, Garibe’nin kardeşi Haşim Gezer ile yaptığı telefon görüşmesinde de yaşananları anlatmadığını ve olayın sadece taciz olarak geçtiğini anlattığını öne sürdü. Garibe’nin ısrarla saldırıya uğradığını kardeşine anlatmasını görmezden gelen savcı, Garibe’nin arkadaşlarının da anlatılmalarına itibar edilemeyeceğini iddia etti.    İnandırıcı delil de yokmuş!   Savcı bununla kalmadı, Garibe’nin mektuplarının sansürlenmiş olmasında herhangi bir hukuksuzluk da bulmadı. Savcı, delillerin gerçeği yansıtmadığı, anlatım ve görgü tanıklarına rağmen somut delilin onmadığını iddia ederek kamu davası açmaya yeterli delilin olmadığı kanaatine vardı.