Özgür Gündem davasında 22 gazeteci beraat etti 2021-12-21 13:11:57     İSTANBUL - Özgür Gündem gazetesine yapılan baskınla gözaltına alınan ve haklarında “görevi yaptırmamak için direnmek” ile “hakaret” suçlarından dava açılan 22 gazeteci beraat etti.    Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgür Gündem gazetesine Ağustos 2016’da yapılan baskınla gözaltına alınan 22 gazetecinin “görevi yaptırmamak için direnmek”  ve “hakaret” suçlamalarıyla yargılandığı davanın karar duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul 5’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, yargılanan gazeteciler katılmazken, avukatları hazır bulundu.   ‘Suçlamalar dayanaktan yoksundur’   Duruşmada ilk olarak söz alan avukat Cemal Polat, müvekkili Güldem Karataş’ın mağdur olduğu halde dosyada sanık olarak yer aldığını dile getirdi. Cemal, “Gazetecilik görevini yaparken kendisi saldırıya uğramıştır. Getirilen suçlamalar dayanaktan yoksundur. Mütalaada hakaret yazıyor bu sözleri kimlerin sözleri belli değil müvekkilim hakaret etmemiştir. Görev yapması engellenmiştir suçlamaları kabul etmiyoruz. Beraatını talep ediyoruz” dedi.   ‘Dosyada kamera kayıtları yok’   Darp edilen avukatların sanık duruma düştüğünü ifade eden avukat Sercan Korkmaz, “Gazetecilerin hangi suçu işlediği belli değil. Dosyada kamera kayıtları yok. Beraat talep ediyoruz”  diye belirtti.     ‘Olay anı polis kamerası ile kayda alındı’   Duruşmada söz alan avukat Özcan Kılıç, baskının normal bir arama kararı şeklinde gerçekleştiğini ve aramaya gelen polislerin “kibar davrandığı” yönünde bir algı oluşturulmaya çalışıldığını ama olay gününde kendisinin de orada olmasından kaynaklı böyle bir durumun söz konusu olmadığını ifade etti. Özcan, “Baskın sabahı gazetenin kapatıldığına dair internette yazı yayınlandı daha sonra kuşatma şeklinde binanın etrafı çevik kuvvet polisleri tarafından sarıldı. Daha binaya geldiler ve aramaya başladılar arama kararını tebliğ etmesini istedik o sırada terörle mücadeleden bir polis küfür etmeye başladı ve küfür eden kişi orada kolunun kırıldığını söyledi ama o kişinin kolu oraya geldiğinde kırıktı. Daha sonra polis küfür edince arkadaşlar küfür etmemesi yönünde uyardı. Bunun üzerine polisler her yere saldırdılar. Bu anlar polis kameraları ile kayıt altına alındı ama kamera kayıtları dosyada yer almadı” ifadelerini kullandı.    ‘Silahlı 30 polise direnmek mümkün değil’   Özcan, savunmasının devamında dosyaya ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurduklarını ve AYM’nin uygulamanın hukuka aykırı olduğuna karar verdiğini belirten kararı mahkeme heyetine sundu. Özcan, “Baskım sırasında belinde silah olan 30 tane polis vardı orada olan kişilerin direnmesi mümkün değildi. Eğer emniyetin görüntülerini izleseydiniz benim ne dediğimi anlardınız. 22 kişi aynı anda aynı şeyi söyleyemez ama herkese aynı suçtan dava açıldı. Ayrıca ‘örgüt üyeliği’ dosyalarında bile eşyalar sonradan teslim edilirken bu davada el koyulan eşyalar 4 yıldır iade edilmedi. Sanıkların beraatına kararı verilmesi gerektiğini düşünüyorum” diye kaydetti.    ‘4 yıldır bir şey konuşulmamış gibi mütalaa hazırlanmış’   Gazeteci Yılmaz Bozkurt’un avukatı Oya Öznür ise müvekkilinin Özgür Gündem gazetesinde çalışmadığını, o gün oraya ziyaret amaçlı gittiğini kalabalık bir gözaltı yapıldığından dolayı onun da darp edilerek gözaltına alındığını ifade etti. Oya, “İddianame ve mütalaanın aynı olması bizi üzdü. Çünkü sanki 4 senede bir şey söylenmemiş gibi mütalaa verildi. Biz bunu kabul etmiyoruz. Müvekkilimin hangi şiddet eyleminde bulunduğu ya da hangi hakarette bulunduğu belli değil. Dosyada bir kolluk tutanağı var başka kanıt yok. Müvekkilimin beraatına karar verilmesini talep ediyoruz” diye söyledi.   Gazetecilerin beraatına karar verildi   Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, olaya ait kamera kayıtlarının bulunmaması, söz konusu söylemlerin kimlerin olduğunun bilinmemesinden dolayı tüm gazetecilerin beraatına ve incelenmesi için el konulan eşyaların geri verilmesine karar verdi.   Ne olmuştu?   Özgür Gündem gazetesinin 16 Ağustos 2016 tarihinde kapatılmasından sonra polis Beyoğlu’ndaki binaya baskın düzenledi. Ağır silahlarla baskında yer alan maskeli polisler, gazetecileri ters kelepçeleyerek, bina içerisinde darp etti. Hakaretlere ve tehditlere de maruz kalan 22 gazeteci, gözaltı otobüsünde 7 saat boyunca bekletilerek darp edildi. 3 gün gözaltında tutulan gazeteciler hakkında “Görevi yaptırmamak için direnmek” ve “hakaret etmek” suçlamasıyla dava açıldı. Davada 3 polis de müşteki sıfatıyla yer almıştı. Savcılık hazırladığı iddianamede gazete binasına baskın yapan polislerin ifadesini dikkate alarak “Şüphelilerin İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı görevlilere işyerinde arama yaptırmamak ve gazetenin sorumlu Yazı İşleri Müdürü ile Genel Yayın Yönetmeni'nin gözaltına alınmasını engellemek amaçlı mukavemet ettikleri, hakaret ve tehdit içerir sözler söyledikleri tüm evrak kapsamında anlaşılmıştır” ifadelerine yer vermişti. Davanın 3’üncü duruşmasında baskın yapan polisler, tanık olarak dinlenerek kendi uyguladıkları şiddetten bahsetmeyerek gazetecilerin kendilerine şiddet uyguladığını iddia etmişti.