Diyarbakır Barosu’ndan Hayvan Hakları Günü'ne ilişkin açıklama 2021-10-04 12:39:29   DİYARBAKIR - Diyarbakır Barosu Hakları Merkezi tarafından “4 Ekim Hayvanları Koruma Günü” nedeniyle yapılan açıklamada, sokak hayvanlarının korunmasında belediyelerin baş aktör olarak görevlendireceği personelleri hayvan hakları konusunda bilinçlendirmesi gerektiğine vurgu yapıldı.   Diyarbakır Barosu Hayvan Hakları Merkezi tarafından “4 Ekim Hayvanları Koruma Günü” dolayısıyla Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Yönetim Kurulu üyeleri ve merkez avukatları katıldı. Açıklamayı Avukat Leyla Naz Eren okudu.   Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hayvan hakkı ihlallerinin her geçen gün artarak devam ettiğini söyleyen Leyla, şiddetin ve sömürünün her türlüsüne en ağır biçimde hayvanların maruz bırakıldığını kaydetti. Leyla, hayvanların tıpkı insanlar gibi hissedebilen canlılar olduklarını, kendilerini savunacak durumda olmadıkları için kendilerine zulüm yapanın yanına kâr kaldığına dikkat çekti.      ‘Yeteri miktarda hayvan barınağı inşa edilmeli’   Leyla, Diyarbakır Barosu Hayvan Hakları Merkezi olarak haksız düzene “dur” dediklerini ve hayvan haklarının korunması adına, taleplerimizi bir kez daha yinelediklerini ifade etti. Leyla, “Öncelikle 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu yerine, hayvanların yaşama hakkını temel alan bir ‘Hayvan Hakları Yasası’ çıkarılmalı; bu kanunda hayvan hakkı ihlalleri caydırıcı cezai hükümlerle korunmalıdır. Hayvanlara karşı işlenen suçlar kamu davası kapsamında değerlendirilmeli ve belediyeler ceza kapsamına alınmalıdır. Göstermelik, işletilmeyen kanun hükümleriyle potansiyel failler caymak bir yana adeta suça teşvik edilmektedir. Her il merkezi ve ilçeye yeterli miktarda hayvan barınağı inşa edilmeli ve tüm hayvanların tedavi ve rehabilite edileceği şekilde tıbbi araç gereç, veteriner hekim ve diğer personellerle tam teşekküllü hale getirilmelidir” dedi.   ‘Belediyeler baş aktördür’   Belediyelerin, sokak hayvanlarının korunmasında baş aktör olarak görevlendireceği personelleri hayvan hakları konusunda bilinçlendirmesi gerektiğine vurgu yapan Leyla, sıkı denetim altına alınması gerektiğini de belirtti. Sokak hayvanlarının asıl yaşam alanlarının sokak olduğuna değinen Leyla, “Bu yüzden sokaklarda yeterli sayıda mama, su odağı ve barınma yeri inşa edilmeli ve bunların temizliği, dolumu ve bakımı için bütçe ayrılmalıdır. Ayrıca vatandaşlar da hayvanların yaşam haklarına saygı konusunda bilinçlendirilmeli ve onların da sürece katılımları sağlanmalıdır. Hayvan deneyleri tamamen yasaklanmalıdır. İnsanlar bilim etiğine yakışır şekilde, kendi yaşamlarını kolaylaştırmak için yaptığı çoğu işlevsiz hayvan deneylerini terk etmeli ve alternatif çözümler bulmalıdır” şeklinde konuştu.   Leyla açıklamanın devamında şu maddelere yer verdi:   “* Hayvanların yarıştırılması tümüyle yasaklanmalıdır. Özellikle at yarışlarının bir prestij gösterisi olduğu algısı yıkılmalı ve atlar özgürleştirilmelidir. Aynı zamanda atların ve eşeklerin taşıma ve faytonculukta kullanılmaları yasaklanmalı ve kalan ömürlerini huzur içinde geçirecekleri koşullar sağlanmalıdır.   * Hayvanat bahçeleri hayvan sömürüsünün en ağır biçimlerinden biridir. Hayvanat bahçelerinde hayvan sevgisi aşılandığı algısı gerçeğe dayanmadığı gibi hayvanların sevilmekten önce saygı görme ihtiyaçları vardır. Bu sebeple hayvanat bahçeleri kapatılmalı ve doğasından koparılan hayvanlar asıl yaşam alanlarına geri bırakılmalıdır.   * Örgün eğitim müfredatlarına hayvan hakları dersi eklenmeli ve ayrıca tüm vatandaşlara yönelik hayvan haklarını içeren eğitim programları oluşturulmalıdır.   * Vegan yaşam kolaylaştırılmalı ve hayvan sömürüsünü tümden reddeden vegan bireyler için kolaylaştırıcı girişimlerde bulunulmalıdır.   * Hayvan derisi kullanımından vazgeçilmeli ve özel sektörün alternatif üretimlere geçmesi teşvik edilmelidir.   * Öncelikle av turizmi adı verilen vahşete derhal son verilmeli, av ihaleleri iptal edilmeli ve avcılıktan genel olarak vazgeçilmelidir. Ayrıca avcılığın eğlenceli bir spor olduğu algısını yok edecek çalışmalar yürütülmelidir.   * Öncelikle, hayvanlar yararına çalışan tüm dernek, platform ve aktivistleri dayanışma halinde olmaya ve mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz.   * İkinci olarak tüm barolara bünyelerinde bir Hayvan Hakları Merkezi kurma çağrısında bulunuyor ve talep olması halinde tüm tecrübelerimizi seve seve aktaracağımızı bildiriyoruz.   Diyarbakır Barosu tüm hak ihlallerine karşı olduğu gibi hayvan hakkı ihlallerine de karşıdır ve mağdur hayvanların yanındadır. Herkese teşekkür ediyoruz.”