Leyla Güven ve Hülya Alökmen’e Kürtçe savunma engeli 2021-09-15 15:32:09     DİYARBAKIR - Kürtçe halaya verilen iletişim cezasını infaz hakimliğine taşıyan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven ve HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Hülya Alökmen'in Kürtçe savunma yapma talepleri Türkçe bildikleri için reddedildi. Hakimlik, tercümanın ücretinin Leyla ve Hülya'nın ödemesi karşılığında kabul edileceğini söyledi.    Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Eşbaşkanı Hülya Alökmen, Kürtçe şarkı söyleyip, halay çekmekten verilen iletişim ve görüş yasağı kararına karşı, bulundukları Elazığ İnfaz Hakimliği'ne itirazda bulundu. Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi yönetiminin kararına karşı yapılan itiraz, bugün duruşmalı olarak incelendi.   Katıldıkları duruşmalı incelemede, Leyla ve Hülya Kürtçe savunma yapma talebinde bulundu. Fakat hakim, ikisinin Türkçe bildiğini ve tercüman ücretinin kendileri tarafından karşılanması koşuluyla Kürtçe savunma yapabileceğini ifade etti. İki siyasetçi tercüman ücretini ödemeyi kabul etmedi.   ‘Tercüman ücretini ödeyemeyiz’   Hakim, tercüman ücreti ödemeyi kabul etmeyen Leyla ve Hülya’nın "susma hakkını kullandığını" kabul ederek, bunu tutanak altına aldı. Bu duruma tutanakta şöyle yer verildi: "Hükümlü savunmasında; 'Kürtçe ifade vermek istiyorum, tarafıma tercüman atanmasını istiyorum, ancak tercüman ücretini karşılamak istemiyorum' dedi. Hükümlüye tercüman ücretini ödemesi halinde CMK 202’inci maddesi gereğince Hakimliğimize tercüman getirileceği, tercüman ücretini ödemek istememesi ve Kürtçe konuşmak istemesi halinde susma hakkını kullanmış sayılacağı konusunda ihtar yapıldı. Hükümlünün infaz hakimin Türkçe olarak sorduğu soruları anladığı ve dosya içerisindeki dilekçelerinden de görüleceği üzere resmi dil olan Türkçe'yi bildiği görüldü. Hükümlü Türkçe bildiği, sorulan sorulara Türkçe olarak cevap verdiği, disiplin soruşturması esnasında alınan savunması ve Hakimliğe hitaben yazmış olduğu dilekçesinin Türkçe olduğu anlaşıldığından tercüman ücretini karşılamak istememesinden kaynaklı susma hakkını kullandığı kabul edildi."   ‘Mahkeme tercüman ücretini bize ödetmek istiyor’   İki siyasetçinin avukatı Serdar Çelebi, tercüman talebi olduklarını bildirdiklerini, bunun müvekkilleri için değil, mahkemenin müvekkilerini anlayabilmesi için talep ettiklerini ifade etti. Serdar, “Yargılamanın sürüncemede kalmaması için ve tercüman hazır edilmeme ihtimalini de düşündüğümüz için yanımızda tercümanlık yapabilecek yetkinlikte bir kişiyi de getirdik ve duruşma salonu dışında hazır ettik. Duruşma salonu dışında hazır olan tercüman dışında başka bir tercüman hazır edilerek tercümanlık ücretinin de müvekkile yükletilmek istenmesini kabul etmiyoruz. Bu savunma hakkının ihlalidir. Bizce keyfidir, zira birçok mahkemede biz avukatlar dahil yeri geldiğinde yemin ederek tercümanlık yapmaktayız. Bunun için bir devlet memuru olmak adliyenin herhangi bir kaleminde çalışmak zorunluluğunu düzenleyen yasal bir durum yoktur. Müvekkil beyan etti, savunma yapmak istemektedir. Bu nedenle mahkeme bize sırf tercüman ücretini ödetmek istemesinden kaynaklı bunu susma hakkı olarak kabul etmesini kabul etmiyoruz. Bu konuda açık hüküm vardır. Anayasaya göre mahkeme huzurunda kendisini ifade etme hakkına sahiptir" dedi.   Hakim, duruşma dışında hazırlanan tercüman aracılığı ile savunmasının alınmasını reddetti.   Serdar, suçun şahsiliği ilkesine işaret ederek, idarenin söylemiyle “gereksiz marş” söylemekten verilen iletişim cezasının, kimin eylemi yaptığına bakılmaksızın koğuşta bulunan tüm tutsaklara verildiğini kaydetti. Serdar, bunun suçun şahsiliği ilkesine aykırı olduğunu ve bu disiplin cezasının kaldırılmasını talep etti.   Hakimlik, kamera kayıtlarının incelenmesine ve hakimliğe gönderilmesinin istenmesine, bu karar yerine getirildikten sonra dosyanın mütalaa için savcılığa gönderilmesine karar verdi.