Hayvan Hakları Kanun Teklifi görüşmesinde çelişkili ifadeler 2021-04-10 09:03:07     Sena Dolar   İSTANBUL - Meclis'te hayvan hakları savunucularının katılımıyla Hayvan Hakları Kanun Teklifi’ne ilişkin görüşme yapıldı. Yaşam için Yasa İnisiyatifi’nden Fatma Biltekin görüşmede çelişkili konuşmalar yapıldığını ve bu durumun endişe verici olduğunu söyleyerek, “Teklife dair bizimle bilgi paylaşılmadı ve birçok soru yanıtsız bırakıldı ”dedi.   Hayvan hakları savunucuları, 1 Temmuz 2004 tarihinde çıkarılan 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nu birçok yönüyle yetersiz ve eksik görmeleri nedeniyle yıllardır etkin yasaların çıkarılması için çaba ve çalışmalarını sürdürüyor. Hayvanlara yönelik kötü muameleyi “kabahat” olarak değerlendiren kanununa karşı hayvan hakları savunucularının en temel talepleri, hayvana yönelik her türlü kötü muamelenin “suç” kapsamına alınması. 2011 yılında dönemin AKP’li Başbakanı Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Meclis Başkanlığına sunulan “Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” da hayvanların yaşamını yeni bir risk ile karşı karşıya bıraktı. Yasada “sokak hayvanlarının Doğal Yaşam Parkı’na toplanması” maddesinin yer alması nedeniyle bu yasa “ölüm yasası” olarak nitelendirilirken, yasa toplumun tümüne sirayet eden tecridin hayvanların yaşamına da uygulanması olarak değerlendiriliyor.   ‘Ölüm yasası’na karşı kitlesel eylemler   2011 yılında sunulan yasa tasarısına karşı hayvan hakları savunucuları, “Ölüm yasası geri çekilsin” şiarıyla birçok kitlesel eylem gerçekleştirdi. Tüm itirazlara rağmen 2014 yılında, “ölüm yasası” Çevre Komisyonu tarafından kabul edildi, ancak kadük (geçerliliğini yitirmiş) oldu. Yasanın kabul edilmesiyle hayvan hakları savunucuları Ankara, Bursa, İzmir, İstanbul ile birçok yerde protesto gösterileri ve kitlesel eylemler gerçekleştirdi. 2018 yılı Ocak ayında yeni yasa tasarı Adalet Bakanlığı tarafından gündeme getirildi. Ancak yasa tasarısının içeriğine dair bilgilendirilmeyen kamuoyu tepkilerini sürdürdü.   Hayvana tecavüz suç kapsamına alınmadı   2018 yılında Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü AKP’li Bekir Bozdağ yasaya ilişkin açıklamada bulunarak, sahipli veya sahipsiz hayvanları katletme ve işkence etmenin bu yasayla suç kapsamına alınacağını belirterek, hapis cezası uygulamaları olacağını dile getirdi. Ancak yasa tasarısında hayvana tecavüz suç kapsamına alınmayarak, “sahipsiz” hayvanların haklarının ihlal edilmesine yönelik başvuruyu, sadece Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın yapabileceği maddeleri yer aldı. 2018 yılında çok sayıda sivil toplum örgütü ve inisiyatif bir araya gelerek “Hayvan Hakları Yasama İzleme Delegasyonu”nu kurdu.  Delegasyonun, milletvekilleri ile görüşmeleri ardından TBMM, Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu’nu kurdu.   Hayvan haklarında çözüm rant!   11 Mart’ta ise Çevre Komisyonu, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi verdi. Aynı gün TBMM'de hayvan hakları savunucularının katılımıyla AKP'li Milletvekili Özlem Zengin başkanlığında kanun teklifine ilişkin görüşme gerçekleşti. Görüşmeye Yaşam İçin Yasa, Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM), Hayvanlara Adalet Derneği (HAD), Vegan Derneği Türkiye (TVD), Yunuslara Özgürlük Platformu ile Hayvan Haklar ve Etiği Derneği katıldı. 50’ye yakın hayvan hakları savunucusunun katıldığı 8 saat süren görüşmede kanun teklifinin içeriğine ilişkin bilgi paylaşılmazken, görüşmede yunus parkları, hayvanat bahçeleri, avcılık, faillerin hayvan deneyleri, petshop ve üretim çiftliklerinde hayvan satışı gibi hayvanlar üzerinden rant sağlanan konular cevap alınamayan konular başlıklar oldu.   11 Mart’ta yapılan görüşmelere katılan Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi’nden Fatma Biltekin görüşmeyi değerlendirdi.   ‘Sorduğumuz sorulara cevap alamadık’   Görüşmeye gelen hak savunucularının yasa taslağının paylaşılacağını düşündüğünü fakat taslağa dair herhangi bir bilgi paylaşılmadığını aktaran Fatma, “Taslağı görmediğimiz sürece bize ne anlatacaklardı bilmiyorduk ve taslağı göstermediler. ‘Bizim yasa yapma şeklimiz bu değil, sizinle birlikte yasa yapma şeklimiz yok’ diyerek de bu soruları geçiştirdiler. Sorduğumuz soruların çoğuna cevap alamadık. Görüşmeye girdiğimizde ve çıktığımızda bilgi seviyemiz nerdeyse aynıydı.  Bir çıktı elde edemedik biz bu toplantıdan” dedi.   ‘Cezasızlık devam edecek…’   Görüşmede sorulan sorulara dönük verilen cevapları ise Fatma şu şekilde paylaştı: “Ülkede sirk kurulmasının yasaklanacağı, sahipli sahipsiz hayvan ayrımının kaldırılacağını, 6’ncı maddenin korunacağını söylüyorlar, hayvana yönelik şiddetin suç kapsamına alınacağını söylüyorlar ama ceza alt sınırları çok az olacak ve 6 aydan başlayacak. Böyle olunca aslında cezasızlık anlamına gelecek. Yeni yunus parkları açılmayacak, var olan yunus parklarındaki hayvanlar ölene kadar gösteri yapacak. Öldükten sonra buralar da kapanacak. Yunus parklarındaki hayvanların çipleneceği söylendi. Ama biz bu çiplerin suiistimal edileceğini düşünüyoruz. Yasaklı ırklara dair, üretim ve satışlarının yasak olacağı, evlerde bakılanların ise kimliklendirilip, kısırlaştırıldıktan sonra ailelerinin yanında kalabileceği söylendi. Ailesi olmayan hayvanlar ise barınakta kalmaya devam edecek. Bizim talebimiz bu hayvanlarında yuvalandırılmaları.”   ‘Çelişkili söylemler hayvan haklarına nasıl baktıklarını gösteriyor’   Hayvanat bahçeleri ile ilgili toplantının başında söylenenler ile sonunda söylenenler arasında çelişkiler olduğuna dikkat çeken Fatma, “Toplantının başında, ‘Yeni hayvanat bahçeleri açılamayacak, doğal yaşam parkı isminde yeni yerler açılabilecek ve bu yerlere hayvan alınabilecek’ dediler. Bu, ‘Biz hayvanat bahçelerinin ismini değiştiriyoruz. Aynı sistem devam edecek’ demek aslında. Kimse kimseyi kandırmasın.  Türkiye’de 40 hayvanat bahçesi var, binlerce hayvan var ve bu yerler açık kalırsa gelecek nesiller var. Tam ne dedikleri belli değildi. Toplantının sonunda da şunu söylediler: ‘Hayvanat bahçeleri açılmayacak, doğal yaşam parkı, açılmayacak bu yerlere hayvan alımı yapılmayacak.’ Bir toplantının içinde bu kadar çelişkili şey söylemeleri bizi daha çok endişelendiriyor. Çünkü meseleye nasıl baktıklarını, devam ettirmek istediklerini gösteriyor” ifadelerini kullandı.   ‘Hayvanların lehine bir şey çıkmıyor’   Fatma, 2011 yılından beri hayvan hakları yasası için mücadele ettiklerine dikkat çekerken, “Daha önce de iyi gibi görünen ama aslında içine baktığınızda hayvanlar için çok kötü sonuçlar doğurabilecek uygulamalar yapmaya çalıştılar.  O yüzden de, ‘Doğal Yaşam Parkı’ dediklerinde biz oradan hayvanlar lehine bir şey çıkmayacağını anlayabiliyoruz. Bunu görüşme sırasında da dile getirdik ve bize, ‘Eski acılarla bir yere varamayız’ dediler. Bütün hak mücadeleleri eski yaralardan öğrenilen şeylerle devam eder ve büyür. Biz o eski yaralarımız olmasa bugün bu çözümlemeyi yapamayız. Bu toplantının bizlerin gazını almak için yapıldığını düşünüyorum” diye konuştu.   TBMM’deki görüşmelerin hak savunucuların tepkilerinin önüne geçmek için yapıldığına vurgu yapan Fatma, görüşmelerde ‘Biz anlattık, hak savunucularıyla görüştük. Sivil toplumla birlikte yapıyoruz bu yasayı’ mesajını vermek istediler” sözlerine yer verdi.   ‘Nerede bu yasa?’   Fatma, görüşmelerden sağlıklı bir sonuç alınmadığının altını çizerek, “Hayvan hakları kimsenin gündeminde değildi ama artık öyle değil. Karşımızdaki yasa koyucularda ise değişen bir tutum yok.  Hayvan haklarındaki adaletsizlikle mücadelede bizim herkese ihtiyacımız var. Sonuç almak için insanlar yasa koyuculara ‘Nerede bu yasa’ diye sormalılar” dedi.