Savcı polis saldırısını ‘orantılı’ buldu, şiddeti görmedi 2021-04-01 09:25:52   Nişmiye Güler   İSTANBUL- Birleşik Mücadele Güçleri’nin deklarasyon açıklamasında gözaltına alınan 51 kişi hakkında 3 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Savcı polis saldırısını “orantılı” buldu, yerde sürüklenmelere, ters kelepçeye ise değinmedi.   Birleşik Mücadele Güçleri’nin (BMG) 4 Şubat günü İstanbul Kadıköy’de yapmak istediği deklarasyon açıklamasına polis Kaymakamlık yasağını gerekçe göstererek izin vermemiş ve 65 kişi darp edilerek gözaltına alınmıştı. Aralarında gazetecilerin de olduğu 4 kişi emniyet ifadelerinin ardından, 61 kişi ise dört günlük gözaltının ardından adli kontrol tedbirleri uygulanarak serbest bırakılmıştı.   Valilik hedef gösterdi   Gözaltına alınanlar arasında Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut, Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü de bulunuyordu. Eylem sonrası İstanbul Valiliği yaptığı açıklamada siyasi parti temsilcilerinin ve eşbaşkanlarının da aralarında olduğu 61 kişinin çoğunun “terör” ile bağlantıları olduğunu öne sürmüştü. Fakat savcılık ve hakimlikte yöneltilen suçlama ise “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nn 32/1. Maddesi” yani “kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” oldu. Gözaltına alınan 59 kişiden 8’i savcılık sorgusu ardından serbest bırakılırken, 33’üne çeşitli adli kontrol uygulamaları 20’sine ise ev ve ilçe hapisleri verildi.   Aynı suçlamadan iddianame   İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı aynı suçlama ile bir ay sonra 51 kişi hakkında iddianame hazırladı. Savcılık, “Faşizme karşı birleşelim, örgütlenelim, mücadeleyi yükseltelim” sloganıyla yapılacak olan deklarasyon açıklamasına “marjinal” gruplar tarafından sosyal medya üzerinden çağrı yapıldığını savundu.   ‘Orantılı güç’ kullanılmış   Kadıköy Kaymakamlığı’nın Covid-19 salgınına karşı aldığı yasağı gerekçe gösteren savcılık, eyleme dönük polis saldırısını da meşrulaştırdı ve “orantılı güç” kullanıldığını öne sürdü. İddianamede açıklama günü çok sayıda kişinin polis kalkanları ile darp edilmesi, yerlerde sürüklenmesi, gözaltı aracında saatlerce ters kelepçe ile bekletilmesine ise değinilmedi.   3 yıla kadar ceza istendi   İddianamede, 51 kişi hakkında ayrı ayrı “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlamasından 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezaları istendi.    İlk duruşma Ekim’de   İddianame Kartal’da bulunan Anadolu Adliyesi 35’inci Asliye Ceza Mahkemesi'ne sunuldu. İddianameyi kabul eden mahkeme ara duruşmada ev ve ilçe hapsi verilenlere imza yönünden adli kontrol tedbiri getirilmesine, hakkında adli kontrol kararı verilenlerin adli kontrollerinin devamına ve yargılamaya 21 Ekim’de başlanmasına hükmetti.   ‘Anayasal hakka saldırıdır’   Dava avukatlarından Ferdi Yamar, Anayasa’nın 34’üncü maddesinde güvence altına alınan “toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme” hakkının, demokratik toplumun temelini oluşturduğunun altını çizdi. Ferdi, “İktidar ve ona bağlı çalışan kolluk keyfi bir şekilde anayasal hakların kullanılmasına, bu ve buna benzer gözaltılar ile müdahale etmektedir. Bu durum açıkça anayasada güvence altına alınan haklara saldırı niteliğindedir ve hukuk devleti ilkesini de zedelemektedir. Yapılacak olan basın açıklamalarına ilişkin alınan yasaklama kararları da hukuki değil, siyasidir” değerlendirmesinde bulundu.   ‘Ortada bir suç yok’   Davaya konu olacak herhangi bir suçun oluşmadığını ve eylemin de gerçekleşmediğini vurgulayan Ferdi, “Buna rağmen soruşturma evresinde verilen birçok kişi aleyhine keyfi olarak konutu terk etmemek şeklinde ev hapisleri, bulundukları ilçelerin idari sınırlarını terk etmemek gibi uyduruk adli kontrol kararları verilmişti. Yargılamayı yapacak olan mahkeme de bunları şimdi kaldırarak imza atmak şeklinde yeni bir adli kontrol kararı vermiştir, bu dahi başlı başına bir hak ihlali oluşturmaktadır. Çünkü isnat edilen suçun alt ve üst sınırları bellidir. Kaldı ki davayı takip eden hukukçular olarak bizler tüm müvekkillerimizin beraat edeceklerini düşünmekteyiz, hatta ve hatta soruşturmayı yürüten yargıçların da bu kanıda olduğunu düşünmekteyiz” diye ekledi.