Leyla Güven’in konuşmaları ‘anasoycu’ görüldü 2021-01-12 16:07:46     DİYARBAKIR - Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin Leyla Güven’e verdiği 22 yıl hapis cezasının gerekçeli kararı hazırlandı. Gerekçede, DTK’nin ‘sözde’ kurum olduğu kaydedilerek, Leyla’nın ataerkil sisteme karşı konuşmaları ‘nefret yaratan konuşmalar’ olarak yorumlanırken, konuşmaların, ‘sistematik şekilde anasoycu hitap tarzına dayalı olduğu’ belirtildi.   Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’e “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiası ile verilen 22 yıl 3 ay hapis cezasının gerekçeli kararını açıkladı. Mahkeme verdiği cezanın ardından gerekçeli karar da ise Leyla’nın “örgüt propagandası” yaptığı iddia edildi.    TBMM’den davetiye alan DTK ‘sözde’ ilan edildi   Mahkeme hazırladığı 48 sayfalık gerekçeli kararda Leyla’nın hakkındaki iddialara, katıldığı eylem, etkinliklere ve savunmasına yer verdi.  Gerekçeli kararda Leyla’nın “örgüt talimatları doğrultusunda kurulan sözde 'yasama organı' konumundaki Demokratik Toplum Kongresinde (DTK) sözde “eş başkan" olarak görev aldığı” belirtildi. DTK’yi “sözde” ilan eden mahkeme TBMM Başkanı Cemil Çiçek imzasıyla 2012 yılında yeni anayasa yazılım sürecine katkı sunması amacıyla davetiye gönderildiğini ise atladı.   Leyla’nın yaptığı konuşmalar,  suç olduğu iddia edilirken konuşmaların ise nefret yarattığı öne sürüldü.   Mahkeme barış çağrılarını unuttu   Kararda Leyla’nın toplumsal sorunların çözümünde her tür siyasal yöntemi reddettiğini belirtilirken Leyla’nın her konuşmasında yaptığı barış çağrıları ise görülmedi.   Ataerkilliğe karşı konuşmalar karara gerekçe oldu   Ataerkilliğe karşı konuşmaları karara gerekçe yapılırken, konuşması “insan soyunun kökünün anneden geldiğinin savunulmasının inkar içerikli, derinlikten yoksun nefret yaratan içerik” olarak yorumlandı. Kararda buna dair şu ifadeler yer aldı: “Sanığın katıldığı eylem, etkinlik, gösteri ve yürüyüşlerde topluluğa hitaben söylemleri incelendiğinde; söylemlerinin, insanlığın aynı kök atadan gelme tespiti inkarı içerikli, anlam ve içerik derinliğinden yoksun, sistematik şekilde anasoycu hitap tarzına dayalı olduğu, söylemlerin insanda saldırgan duygular oluşturacak biçimde anlamsız bir nefret yaratan içeriği olduğu, silahlı terör örgütünün cebir şiddet içeren faaliyetlerinin ‘direniş’ ve ‘mücadele’ olarak gösterilmeye, benimsetilmeye, meşrulaştırılmaya çalışıldığı, devletin silahlı terör örgütü ile ilgili mücadelesinin sivil halka karşı yapılıyormuş gibi gösterildiği, yine söylemlerde şiddetin geçerli ve etkili bir yöntem olduğu görüşünün toplum içinde yayılmasını ve terör eylemlerine neden olan fikir ve kanaatlerin kökleşmesini sağlamak amacının bulunduğu, sanığın bu amaca ulaşmak için belirli bir çaba ve zaman harcadığının sürekli eylemlere katılması ile anlaşıldığı …”