Mahkeme gerekçeli kararında gazetecilerin mesleki kimliğini tanımadı 2020-10-10 10:31:19   VAN - Dün çıkarıldıkları mahkemece ‘örgüt üyesi’ olma iddiasıyla tutuklanan 4 gazeteci hakkında Van 3’üncü Sulh Ceza Hakimliği bildirdiği gerekçeli kararında, gazetecilerin mesleki kimliklerini tanımadıklarına ve yaptıkları haberler ile “devleti küçük düşürdüklerine” yer verdi.   Van’da 6 Eylül tarihinde evlerine yapılan baskınla gözaltına alınan ajansımız muhabirlerinden Şehriban Abi, Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirlerinden Adnan Bilen, Cemil Uğur ve gazeteci Nazan Sala dün çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Tutuklanmalarına ilişkin Van 3. Sulh Ceza Mahkemesi gerekçeli kararını bildirdi.   Mezopotamya ve Jinnews’e haber yapmaları suç sayıldı   Mahkeme’nin gerekçeli kararında, CMK 135 kapsamında gazetecilerin dinlenildiği ve ikametgah ile iş yerlerine yapılan aramalarda el konulan tekniki malzemeleri inceleme sonucunda, “KCK’nin ideolojik alan yapılanmasına bağlı basın komitesinde belirttiği üzere silah ve terör örgütü PKK/KCK lehine, devlet aleyhine toplumsal olayları haber yaparak veya röportaj ile KCK’nin doğrultusunda örgütün perspektif ve talimatları ile kamuoyunda ajite propaganda yaptıkları” öne sürüldü. Gazetecilerin Mezopotamya Ajansı (MA) ve Jinnews ajanslarına haber yapmalarını, “örgütün müzahir haber sitelerinde yine örgüt ve tarafların sempatizanların lehine ajitasyon ve propaganda yaparak örgütün talimatları doğrultusunda hareket ettikleri”  ifadelerine yer verildi.    Basın kartlarının ‘Cumhurbaşkanlığı onaylı’ olması gerektiğini savundu   Kararda,  “örgütle organik bağ” kurdukları yönünde gazetecilerin “süreklilik çeşitlilik ve yoğunluk gösterir şekilde haberler” yapmalarını “örgüte üye olmak” ile bağlantılandırıldı. Yine ajansların basın kartlarının “resmi” olmadığını ve “resmi” olabilmesi için de Cumhurbaşkanlığına bağlı İletişim Bakanlığı onaylı olması gerektiği öne sürülen kararda, “basın kartlarının resmi hiçbir gerçekliğinin olmadığı” savunuldu.   Asıl meslekleri gazetecilik değilmiş   Gazetecilerin yaptıkları ve “toplum yaşam” kategorisine giren hiçbir haberin değerlendirilmediği kararda,  bölgede yaşanan hak ihlallerinin haberleştirilmesini  “Türkiye Cumhuriyetinin terörle mücadele yöntem ve faaliyetlerini eleştiren küçük düşüren ve karalamayı amaç edinen bir fikir birlikteliği içerisinde kaleme alındığı” kaydedildi. Yaklaşık yirmi yıldır bölgede haber yapan gazetecilerin ve haberin “organizasyon dahilinde yaptığına dair dosya içerisinde kuvvetli şüphe” olduğu ve asıl mesleklerinin “gazetecilik” olmadığı ileri sürüldü.   Gazetecilerin ‘toplumsal’ haber yapması suç mu, suç değil mi?   Mahkeme bir taraftan toplumsal haberlerin yapılarak “devletin küçük” düşürüldüğünü kaydederken, bir taraftan ise gazetecilerin haber yaptıkları ajansların “Hiçbir şekilde toplumsal farklı haberlere yer verilmediği anlaşılmakta” diyerek kendisiyle çelişti.