RAJIN: Cihan ve Nazım hakikatin sesi oldu

  • 12:47 21 Aralık 2024
  • Güncel
 
HABER MERKEZİ - RAJIN, Türkiye'nin hava saldırısında yaşamını yitiren gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan'ı andı ve şu ifadeyi kullandı: “Hakikatin sesi oldular, mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu suçlar cezasız kalmamalı.”
 
Özgür Kadın Basını (RAJIN) Koordinasyonu, Türkiye’nin SİHA ile Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırısında yaşamını yitiren gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan için yazılı açıklama yaptı.
 
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: 
 
“Türk devletinin yıllardır Kürt halkına yönelik uyguladığı soykırım politikası, bu 14 yıl boyunca Rojava Devrimi’ne karşı yapılmış pek çok saldırıyı da kapsıyor. Suriye’nin iç savaş ortamından faydalanarak, kendi çıkarlarını artırmak isteyen Türk devleti, 2016 yılından itibaren Cerablus, Rai, Ezez ve Bab gibi bölgeleri işgal etti. Ancak, Kuzey ve Doğu Suriye’deki Özerk Yönetim direnerek Türk devletinin bu hedeflerini gerçekleştirmesini engelledi. Rojava Devrimi, Türk devletinin bu planlarına engel oldu. Aynı zamanda Özerk Yönetim de Türk devleti için büyük bir tehlike olarak görüldü. DAİŞ’in Suriye’nin Kuzeyine saldırıları sırasında Türk devleti, DAİŞ aracılığıyla devrimi engelleyerek halkı katletmeyi amaçladı. DAİŞ’in yenilgisiyle birlikte Türk devleti doğrudan Rojava’ya saldırılara başladı. 2018’de Efrin, 2019’da ise Girê Spî ve Serêkaniyê işgal edildi. Türk rejimi, Osmanlı’nın Misak-ı Milli’yi hayata geçirmek için, Halep’ten Musul ve Kerkük’e kadar bir sınır oluşturmayı hedefliyor.
 
Türkiye DAİŞ’in izlediği yolu takip ediyor
 
İşgalci Türk devleti, kendi çıkarları doğrultusunda, bölgede sürekli olarak askeri saldırılar gerçekleştirerek topraklarını genişletmeyi amaçlıyor. 2018 yılının başında Efrîn’e yapılan hava saldırılarından sonra 2019 yılının ilk yarısında Serêkaniyê ve Girê Spî’ye yönelik kara saldırıları başlatıldı. Erdoğan, savaşta kadınların ve çocukların da hedef alınmasına yönelik talimatlar verdi. Sivil halk, kadınlar ve çocuklar hala bu bölgelerde hedef alınmakta. Artık açıkça görülüyor ki, Türkiye DAİŞ’in izlediği yolu takip ediyor.
 
Esad rejiminin yıkılmasıyla Türk devleti çetelerle işbirliği yaparak Suriye’de Kürtlere yönelik düşmanlık yürütüyor. AKP, DAİŞ zihniyetine sahip olan bir yönetim biçimiyle, Suriye’de DAİŞ zihniyetiyle bir devlet kurmayı hedefliyor ve her şey bunun etrafında dönüyor.
 
Her türlü baskı yöntemini uyguluyor 
 
Türk devleti, özgür basını her yerde tehdit ederek Rojava’da da gazetecilerin seslerini bastırmaya çalışıyor. Bu yollar amacına ulaşamayan Türk devleti bu sefer gazetecilere yönelik fiziksel saldırılar da dahil olmak üzere her türlü baskı yöntemini uyguluyor. Gulistan, Hero, Nûjiyan, Deniz, Dilşan ve Rizgar gibi arkadaşlarımızın katledilmesi bunun somut örnekleridir. Bugün ise Nazım Daştan ve Cihan Bilgin hedef alındı.
 
Canlarını ortaya koyarak bu mücadeleyi sürdürdüler
 
40 yıldan fazla süren, JITEM ve diğer kontrgerilla operasyonlarına rağmen Özgür Basın, gerçekleri dünyaya duyurmaktan vazgeçmedi. DAİŞ’in Rojava, Şengal, Kobanê ve Rakka gibi bölgelerde işlediği suçları da duyurdu. Canlarını ortaya koyarak bu mücadeleyi sürdürdü.
 
Hakikatin sesini duyurdular 
 
Nazım ve Cihan, Rojava Devrimi’nin başlangıç yıllarından itibaren, Kuzey Kürdistan’dan Rojava’ya gelerek, Türk devleti ve ona bağlı çetelerin saldırılarına karşı direnişi duyurmayı amaçladı. Savaş ve saldırı koşullarında her zaman hakikatin sesi oldular. Kobanê’de, Efrîn’de, Ayn İsa’da, Girê Spî’de ve Serêkaniyê’de bulundular. Son olarak, 8 Aralık 2024’te Tişrin Barajı ve Qereqozax Köprüsü civarında Türk devletinin hava saldırısına hedef oldular. Nazım ve Cihan, Özgür Basın’ın sesiydiler. Her zaman savaşçıların yanında olup, kameralarını ve sunumlarını paylaşarak hakikatin sesini duyurdular, özgür basının sesi oldular.
 
Bu suçlar cezasız kalmamalı
 
Bazı kuruluşlar gazetecilik örgütleri dünya genelinde Türk devletinin gazetecilere yönelik saldırılarını suç olarak tanıyor ve gazetecilere yönelik saldırıların suç olduğunu belirtiyor. Bu doğru bir tespit ancak bu tespit tek başına yeterli değil. Bu suçların sorumluları dünya çapında yargılanmalıdır. Türk devleti, Kürt halkına karşı işlediği suçların yanı sıra, gazetecilere yönelik katliamlarıyla da dikkat çekiyor. Biz, tüm insan hakları, kadın hakları ve basın hakları için çalışan tüm kurumları, Türk devletinin suçlarına karşı susmamaya ve bu suçların cezasız kalmaması için mücadele etmeye çağırıyoruz.
 
Özgür basının sesini yükselteceğiz 
 
Biz, Özgür Kadın Basını (RAJIN) olarak, her iki değerli arkadaşımızın katledilmesini şiddetle kınıyoruz. Onlar, özgür basın mücadelesinin şehitleriydiler ve biz de onları, tüm özgür basın şehitlerinin onurlu birer temsilcisi olarak anıyoruz. Ailelerine, tüm gazetecilere ve özgür basın mücadelesi veren herkese baş sağlığı diliyoruz. Biz, her zaman onların yolundan giderek, özgür basının sesini daha da yükselteceğiz ve başarımızı temele alarak mücadelemizi sürdüreceğiz.”