Barış İçin Toplumsal Girişim: Demokrasi talebi yükseltilmeli 2025-02-10 13:13:44       İSTANBUL – Gerçek ve kalıcı barışın sağlanması için müzakere sürecinin başlatılması çağrısında bulunan Barış İçin Toplumsal Girişim, “Barış ve demokrasiden yana tüm toplum kesimleri hepimizin hayatını ve geleceğini ilgilendiren gelişmelerin olduğu bu sürece bütün imkanlarıyla müdahil olmalı, barış ve demokrasi talebini yükseltmelidir” dedi.   Aydın, yazar, akademisyen ve siyasetçilerin oluşturduğu Barış İçin Toplumsal Girişim, gerçek ve kalıcı barışın sağlanması için müzakere sürecinin başlatılması çağrısı yaptı. “Kürt Sorununun Çözümü için Çoğulcu Demokrasiyi Temel Alan Yeni Bir Sayfa Açılmalı” başlığıyla yayımlanan yazılı açıklamada, barış ve Kürt sorunu konusunda 27 Aralık 2024 tarihinde bin 45 kişi tarafından imzalanan bir basın açıklaması yapıldığı hatırlatıldı.    Siyasal iktidarın toplumda gerilimi artıran ve demokrasiyle bağdaşmayan baskıcı politikalar uyguladığı belirtilen açıklamada, “Basın mensupları, sanatçılar, muhalif siyasetçiler, yerel yöneticiler hukuka aykırı olarak tutuklandılar. Seçilmiş yerel yöneticiler yerine kayyumlar atandı. Bu uygulamaların amacı topluma korku salarak toplumu kontrol etmekti. Siyasal iktidar anti-demokratik, temel hak ve özgürlükleri ihlal eden önlemlerle siyasal alanı daraltır ve baskı altında tutarken Kürt açılımı girişiminde bulunması bir çelişkidir. Yukarıdaki tablodan anlaşılan, iktidar bloku Kürt sorununu, silahların bırakılmasına indirgeyerek, Türkiye’de giderek büyüyen demokrasi, insan hakları, hukuk devleti sorunlarından bağımsız olarak görmektedir” denildi.    'Sonucun doğmasına yol açacaktır’   Kürt sorununun ortaya çıkışının en önemli nedeninin demokrasi eksikliği olduğuna dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Sorunun çözümü de, Türkiye’de demokrasi, insan haklarına, hukuk devletine, kaynak ve gelirlerin bölüşümünün emekçiler ve yoksullar lehine yeniden düzenlenmesine dayalı yapısal bir değişikliğin gerçekleştirilmesine bağlıdır. Soruna barışçı bir yaklaşım yerine güvenlikçi bir yaklaşımın doğurduğu şiddetin egemen olması, toplumda kutuplaşmaya, ötekileştirmeye, yabancılaşmaya yol açmaktadır. Sorunu doğuran nedenleri ortadan kaldırmadan sadece sonucu ortadan kaldırmak, bir süre sonra aynı nedenlerle aynı sonucun doğmasına yol açacaktır.    ‘Toplumsal destek sağlanmalı’   Bütün kesimlerin barış için çaba göstermesi gerekiyor. Müzakere masası için en uygun yer Meclis olacaktır. Masaya oturan görüşmeciler ideoloji ve kültür farklılıklarını aşıp soruna barışçı bir çözüm bulmak hedefini gerçekleştirme yönünde çaba gösterecek olgunluğa ve cesarete sahip olmalıdır. Müzakereler sivil toplum temsilcilerinin de katılmasıyla saydam olarak yürütülmeli ve sivil toplum aracılığıyla toplumsal destek sağlanmalıdır. İmralı Adası’nda tutulan Abdullah Öcalan hem iktidar hem de Kürt kesimi tarafından muhatap olarak kabul edildiğine göre, taraflar arasındaki müzakerelerin kolaylaşması ve toplumun yeterince bilgi sahibi olabilmesi için Abdullah Öcalan’ın koşulları AİHM kararları da gözetilerek yeniden düzenlenmelidir.    Barışçı bir siyaset izlenmesi, kadınların eşit yaşam hakları ve can güvenliği, Aleviler başta olmak üzere Suriye’de tehdit altında bulunan etnik ve dinsel grupların haklarının ve varlıklarının korunması açısından da hayatidir. Bu düşüncelerden hareketle, öncelikle bütün siyasal partilere, gerçek ve kalıcı bir barışı sağlamak amacıyla, yukarıda belirtilen hususları da dikkate alarak bir müzakere sürecini başlatmaları çağrısında bulunuyoruz. Barış ve demokrasiden yana tüm toplum kesimleri hepimizin hayatını ve geleceğini ilgilendiren gelişmelerin olduğu bu sürece bütün imkanlarıyla müdahil olmalı, barış ve demokrasi talebini yükseltmelidir.”    Açıklamada son olarak, tüm toplumsal kesimlere sürece dahil olma çağrısı yapıldı.