Birlik için çağrı: Rojava için sorumluluk alma zamanı 2025-01-26 10:49:14   ANKARA - ABD’de bir grup Kürt kadın, Kürt halkına, siyasi yapılara ve uluslararası kuruluşlara yönelik bir çağrı yayınladı. Çağrıda, Kürtlerin birlik içinde hareket etmesinin önemine değinilirken, Rojava için tarihi sorumluluk vurgusu yapıldı.   Aralarında sanatçı Aslîka Qadir, Zelal Dere, aktivistler İncili Selçuk, Bêxal Alhalifa ve Xeyal Qertal’ın da bulunduğu ABD diasporasında yaşayan bir grup Kürt kadın, 6 dilde ortak bir çağrı metni yayınlayarak saldırılara karşı Kürtleri ortak tavır almaya ve hareket etmeye davet etti.   Soykırıma rağmen süren mücadele ve kazanımlar   “Ülkemiz Kürdistan, yüz yılı aşkın bir süredir yok sayılarak parçalandı ve bölüşüldü” denilen metinde, “Yüzyıldır asimilasyon, soykırım, sürgün ve zorluklarla mücadele ediyoruz. Ancak bu zorluklar, haklı mücadelemizden bizi geri koymadığı gibi, her geçen gün azmimizi daha da pekiştirmiştir. 2010 yılında Tunus’ta başlayan ‘Arap Baharı’, 2011’de Suriye’de Beşar Esad’ın otoriter yönetimine karşı başlayan halk ayaklanmalarını tetiklemiş ve zamanla iç savaşa dönüşüp, Beşar Esad’ın ülkeyi terk etmesi neticesinde, Mazlum Abdi’nin öncülüğünde 12 yıldır verdikleri mücadelede 11 bin şehit veren Kürtler için Kürdistan’ın Rojava parçasında nihayet bir statü sahibi olma imkânı doğmuştur” ifadelerine yar verildi.   ‘Dilimizdeki örtüleri atarak seferber olmalıyız’   Kaleme alınan metnin devamı şöyle: “Bizler, diasporada yaşayan bir grup Kürdistanlı kadın olarak; sorunlarımızın nihai çözümünün ancak bağımsız, birleşik bir Kürdistan’ın kurulmasıyla gerçekleşeceğine inanmakla beraber, bugün Rojava Kürdistanı’nda yürütülen ve ‘tarihi’ olarak nitelediğimiz bu sürece karşı sessiz kalamadık. Bizler, barış için beyaz tülbentini çatışma, düşmanlık ve kan gütmenin ortasına atan Kürt kadınlarından ilhamla; dilimizdeki örtüleri atarak, taleplerimizle bu sürece katkı sunmak istiyor ve bu doğrultuda Kürdistan’ın Kuzey, Güney, Doğu ve Batısında ve diasporada yaşayan Kürtlere sesleniyoruz; Hepimizin kurtuluşu, ideolojik, siyasi, dinsel ve mezhepsel vs. farklarımızı bir tarafa bırakarak bir ‘seferberlik’ duygusuyla ortak bir hedefe yönelmemizle mümkün olacaktır. Kürdistan’daki tüm siyasi yapıların Rojava mücadelesi için tarihsel sorumluluğu var.   Milletimizin yakın geçmişte ortaya koyduğu ve neredeyse tüm dünyanın takdirini kazandığı Kobanê Direnişi bunun en somut örneğidir. Bu doğrultuda: Kürdistan’ın bütün parçalarında faaliyet gösteren siyasi yapılar: Rojava’daki mücadeleye karşı tarihsel bir sorumluluğunuz bulunmaktadır. Kürt milletinin geleceği, sizin bir arada hareket edebilme fedakârlığınıza bağlıdır. Kendi aranızda göstereceğiniz dayanışma ile ortak bir hedefe yönelmeniz, illetimizin varlık mücadelesi olduğu gibi, tabanlarınızın talebinin de bu doğrultuda olduğunu düşünüyoruz.   Birlik sadece siyasilerin değil hepimizin sorumluluğudur   Din âlimleri, akademisyenler, sivil toplum aktivistleri, öğrenciler, sanatçılar, gençler ve kadınlar başta olmak üzere, Kürtlerin tüm kesimlerine: Kürt birliğinin sağlanması sadece siyasilerin değil, hepimizin sorumluluğudur .Dolayısıyla bu birliğin siyasi alanda sağlanması şüphesiz yeterli değildir. Herkes kendi yetenekleri ve imkânları ölçüsünde eğitim, sanat ve sosyal dayanışma gibi alanlarda bu birliğe katkıda bulunmalıdır. Medya emekçileri: Kuşkusuz ki doğru haber alma hakkı, neredeyse ekmek ve su kadar elzem bir ihtiyacımızdır. Bunu sağlamanın da ciddi bir emek gerektirdiğinin farkında olup bu alanda çalışan emekçilerimizi takdir ediyoruz.   Sarf edilecek her kelime geleceğimizi etkileyecek   Bununla beraber basın emekçilerimizin haberlerini hazırlarken ayrıştırıcı ve yıkıcı söylemlerden kaçınarak birlik ve dayanışmayı güçlendiren, Kürt halkının özgürlük mücadelesine katkı sunan bir dil kullanmak konusunda hassasiyet göstermeleri gerekir. Özellikle sorumluluk makamında bulunanlar, sarf ettikleri her kelimenin geleceğimizi şekillendireceğini unutmamalıdır. Sosyal medya kullanıcıları: Sosyal medya, sorunlarımızı duyurmamız ve birbirimizle iletişim kurmamızin neredeyse en etkili aracıdır. Halkımızın bu araçları kullanırken bilgi kirliliğinden kaçınması, siyasi ve ideolojik farklılıklardan hareketle düşmanca dilden kaçınması elzemdir. Unutmamak gerekir ki, bu alanın yayma gücü etkilidir ve bu etki düşmanlığı değil, farklılıklarımıza rağmen ortak menfaatlerimiz doğrultusunda birlik düşüncesinin yayılması için kullanılmalıdır.   Uluslararası alana çağrı QSD’ye derhal destek verin   Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere uluslararası kuruluşlara çağrımızdır: Sizlerin de bildiği üzere nüfusu 60 milyonu aştığı halde Kürt kimliği dünya devletlerince resmi olarak tanınmamaktadır. Tanımak, bir milletin varlığının kabulü anlamına gelmektedir. Kürt milleti yüzyıldır insanlık adına utanç verici uygulamalarla mücadele ederek bir varlık savaşı vermektedir. Kürdistan'ın Batısında yaşayan Kürtler son 12 yıldır oradaki terör unsurlarıyla verdikleri savaşta on binlerce şehit vermişlerdir. Dolayısıyla sizleri, ‘Demokratik Suriye Güçleri’ne (DSG) destek vermek suretiyle Kürt milletinin haklı taleplerine karşılık olmaya çağırıyoruz. Kürtlerin bu zor zamanında ortaya koyacağınız tutum, aynı zamanda medeniyet algınızın bir göstergesi de olacaktır. Kürt milletinin bağımsızlığı, sadece bizim için değil, bölgedeki barış ve istikrar ve orada yasayan farklı kimlikler için de bir teminat olacaktır. Yaşasın Kürdistan”    Çağrı metnini imzalayan isimler şunlar: Aslîka Qadir (Sanatçı), İncil Selçuk (Politikacı ve Kürt Dili Aktivisti), Esrin Qadirî (İnsan Hakları Aktivisti), Bêxal Alhalifa (Illinois Kürt Kültür Merkezi), Xeyal Qertal (New York Kürt Kültür Merkezi), Faysa Yunus (Avrupa Kürt Kadınlar Federasyonu), Zelal Dere (Oyuncu), Hatice Kavran (Politikacı), Nurcan Aktay (İnsan Hakları Aktivisti), Güllü Çelik Celik, Perva İnal, Sabahat Acar, Nurcan Tekin