Gazeteci Nezahat Doğan: Nagihan devrim ve referanstır 2024-10-03 10:16:26     Elfazi Toral   İSTANBUL - Silêmanî’de katledilen Jineolojî Akademisi üyesi ve gazeteci Nagihan Akarsel’in kendilerinde bıraktığı etkiyi ve mücadele mirasını, “Kadınların örgütlenmesini, kendi devrimini sağlamasıyla herkese referans oldu” sözleriyle ifade eden Gazeteci Nezahat Doğan, “Kaleminin yere düşmeyeceği gibi, kalemler ardıllarıyla birlikte hakikati yazmaya, aydınlatmaya devam edecek” dedi.   Türkiye’nin Güney Kürdistan'ın Silêmanî (Süleymaniye) kentinde 4 Ekim 2022 tarihinde gerçekleştirilen suikast sonucu katledilen gazeteci ve akademisyen Nagihan Akarsel’in ölümünün üzerinden iki yıl geçti. Nagihan, tüm kadın hareketlerinin, kadınların kurtuluşunu ve özgürlüğünü sağlamak için kalemiyle, sözüyle, şiarıyla ve direnişiyle büyük bir mücadele yürüttü. Özgür Basın’da kadının sesi olan Nagihan, hem Kürt kadın mücadelesiyle hem de araştırmacı-gazeteci yönüyle edindiği deneyim, aktarım ve araştırmaları ile kadın bilincine yeni bir ivme kazandırdı. Nagihan, Kürt kadınlarına, Kürt kadın gazetecilere ve tüm kadın örgütlerine ilham kaynağı olurken aynı zamanda kadın gazetecilere kendi devrimlerini yaratacak güçlü bir referans oldu.   Gazeteci Nezahat Doğan, yaşamı boyunca tüm kadınların özgürlüğü için mücadele eden Nagihan Akarsel’e dair değerlendirmelerde bulundu.   ‘Nagihan bütün kadınlara umut aşıladı’   Akademisyen ve gazeteci Nagihan’ın kadın varlığı ve kadın mücadelesinde büyük bir etkiye sahip olduğunu belirten Nezahat, Nagihan’ın gazetecilikte kadın aklını ortaya koyduğunu ve yıllardır yürüttüğü kadın mücadelesinde, özellikle jineoloji alanında, kadın bilimini çok güçlü bir şekilde bilimsel araştırmalarla kadınları eğiterek örgütlediğini söyledi. Nezahat, “Getirdiği ivme elbette ki gazeteciliği de içine kattığı noktada, tüm kadınlara büyük bir inanç, dirayet, irade ve umut aşılıyor. O yüzden sistemler, iktidarlar ve egemen devletlerin hedefinde. Bu güçlü irade, kadınlara öncülük eden kadınları hedef alarak katlediyor. Ardından ise Kürt kadın hareketi öncülerinden Nagihan Akarsel’i bir suikast sonucu kaybettik” diye kaydetti.   ‘Kalemimizi, sözümüzü, dilimizi, şiarımızı koruyoruz’   Egemen devletlerin ve sistemlerin, toplumda değişim ve dönüşüm sağlayan, özellikle Kürt kadın hareketinin yürüttüğü mücadelede öncü kadınları hedef aldığını belirten Nezahat, “Saralar’dan Sevê’lere, Gülistan’dan Hêro’lara kadar, bugün baktığımızda çok net bir şekilde tarihsel bir kronoloji görüyoruz; Kürdistan’ın dört parçasında çok ağır bedeller ödendi” dedi. Ödenen bedellerin ardından bu mücadeleye inanan ve bunun ruhunu taşıyan yüzlerce kadın gazetecinin var olduğunu hatırlatan Nezahat, “Kalemleriyle, duygularıyla, düşünceleriyle hakikat yolunda gerçekliği açığa çıkarmak ve kadınlar için mücadele eden büyük bir irade var. Büyük bir güç, büyük bir donanım mevcut. Dolayısıyla biz, bu mücadelenin içerisinde kadınlar ve kadın gazeteciler olarak yitirdiğimiz tüm değerlere baktığımızda, o değerlerin bize bıraktığı mirası devralarak kalemimizi, sözümüzü, dilimizi, şiarımızı onların üzerinden kuruyoruz” dedi.   ‘Jin Jiyan Azadî felsefesi kadınlara umut ve inanç oldu’   Kadın mücadelesinin çok güçlü bir ivme kazandığını belirten Nezahat, “Jin, Jiyan, Azadî” sloganına dikkat çekti. Nezahat, “‘Jin, Jiyan, Azadî’, Kürdistan’ın dört parçasında değil, bunun ötesinde kıtaları aşan, dünyanın her yerine yayılan bir felsefe haline geldi. Kadınlara umut ve inanç oldu. Kürt kadın hareketinin yürüttüğü mücadele, dünyadaki kadın hareketlerine rehber oldu. Örgütlenme ve mücadeleyi yürütme biçimiyle, kadın varlığını güçlü bir şekilde ortaya koydu. ‘Jin, Jiyan, Azadî’ ortak bir mücadelede birleşme hali, ortak dili kurmanın yolu, bu mücadelenin bize öğrettikleriyle şekilleniyor. Biz kadın gazeteciler, düşünürler, yeni yetişecek olan kadın arkadaşlar için önemli olan, mücadele; hakikatin ve gerçeğin açığa çıkması ve karanlıkta kalmaması. Bize ve kadınlara bıraktığı miras da budur. Jineoloji Akademisi, kadınların varlık mücadelesidir. Kadının özgürleşmesiyle birlikte toplumun da özgürleşmesi demektir. Kadın mücadelesi, erkek egemen sisteme, devletlere, eril zihniyetin aklına, tahakkümüne ve kadınları köleleştiren, gelenekselleştiren sömürü sistemine karşı Nagihan Akarsel’in yürüttüğü bir mücadele gerçeğidir. O sistemlerde kadınlar tüm duvarları yıkar, kendi dilini kurar, kendi yolunu bulur ve kendi örgütlenmesini sağlayarak kendi devrimini yaratır. Dolayısıyla bu yol herkese referanstır. Kadınların ortak mücadelesini de beraberinde getiriyor” sözlerini kullandı.   Kalemler yere düşmez!   Nezahat son olarak şunları söyledi: “Nagihan Akarsel şahsında yitirilen ve ödenen bedeller, her zaman yürütülecek mücadelede çok daha güçlü ve dirayetli durmanın özelliğini taşıyor. Hedef alınan Kürtlerin iradesinin yok sayılamayacağını, Özgür Basın’ın yok edilemeyeceğini ve Kürt gazetecilerinin hiçbir şekilde soykırıma uğratılamayacağını, yürütülecek mücadelelerle sonuna kadar savunacak. Kalemler yere düşmez, düşmeyeceği gibi de kalemler ardıllarıyla birlikte çok daha güçlü bir şekilde hakikati yazmaya, dillendirmeye, gerçekleri aydınlatmaya ve o aydınlığı karartmaya karşı mücadele etmeye devam edecek.”