İzmir Körfez Geçişi Projesi iptal edildi

  • 14:36 24 Aralık 2018
  • Ekoloji
İZMİR - İzmir Körfez Geçiş Projesi'ne verilen ÇED olumlu raporunun iptal edilmesine ilişkin kararın emsal nitelikte olduğunu söyleyen yaşam savunucuları, kararın uygulanmaması durumunda yurttaşları İzmir'e sahip çıkmaya çağırdı. 
 
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan (Otoyol ve Raylı Sistem Dâhil) İzmir Körfez Geçişi Projesi ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen 4 Nisan 2017 tarih ve 4586 sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. Daha önce de yürütmenin durdurulması kararı verilen projeye ilişkin İzmir Mimarlık Merkezinde TMMOB İl Koordinasyon Kurulu, Ege Çevre Platformu (EGEÇEP) ve Doğa Derneği ve davacı avukatlar basın toplantısı düzenledi. 
 
Toplantıda konuşan Doğa Derneği'nden Neriman Erol, "Körfez Geçiş Projesi'nin ÇED raporunu 4 Nisan 2017'de onaylaması karşısında TMMOB, EGEÇEP, Doğa Derneği ve 85 vatandaş, yürütmenin durdurulması ve projenin iptali için açtığı emsal nitelikteki davalar Ağustos 2018'de verilen yürütmeyi durdurma kararının ardından, geçtiğimiz hafta İdare Mahkemesi, ÇED olumlu kararını iptal ederek tarihi bir karara imza attı. İzmir'in flamingolar başta olmak üzere çok sayıda kuş türünün dünyadaki en önemli yaşama alanlarından biri olan Gediz Deltası, Türkiye'deki 14 uluslararası öneme sahip Ramsar Alanı'ndan biri, aynı zamanda Doğal Sit Alanı olarak da korunmakta. Türkiye'nin en büyük yüzölçümüne sahip kıyı sulak alanlarından biri ve 40 binden çok flamingonun yaşam alanı olan İzmir'in Gediz Deltası, UNESCO'nun Dünya Doğa Mirası ile ilgili dört kriterinin tamamını sağlıyor" dedi.
 
'İzmir Geçiş Projesi gelecekte çizilen senaryonun bir parçası'
 
Neriman, söz konusu projenin ilk olarak 2014 yılında yerel seçimlerin hemen öncesinde dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olan şimdiki Meclis Başkanı Binali Yıldırım'ın İzmir için tasarladığı projelerden biri olarak açıkladığını hatırlatarak, "Körfez Geçişi Projesi, İzmir için gelecekte çizilen senaryonun bir parçasıdır. O senaryoda doğal yapısından gitgide uzaklaşan, ekolojik değerlerini kaybeden, betonlaşmaya teslim edilmiş, ayrıcalıklı imar hakkı sağlayan, parça parça plan değişiklikleri ile yüksek rant artışlarının önü açılan, kıyılarını betona teslim eden rant talanı altında sağlıksız bir kent var" ifadelerini kullandı.
 
Kararın uygulanmasını sağlama, arkasından dolanma hamlelerine izin vermeme zamanı olduğunu kaydeden Neriman, mahkeme kararının uygulanması Anayasanın 138'inci maddesine göre uyulması gerektiğini belirtti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İzmir Valiliği'ne seslenen Neriman, Körfez Geçiş projesine ilişkin mahkeme kararını gecikmeksizin harfiyen uygulanması ve tüm İzmirlilerin de karara sahip çıkması çağrısında bulundu.
 
'İdare alınan kararları önemsemiyor'
 
Açıklama sonrası söz alan İzmir Şehir Plancıları Odası Şube Yönetim Kurulu Başkanı Özlem Şenyol kararın İzmir'e ilişkin projeleri ilgilendirecek kararlar içerdiğini belirterek İnciraltı'nda tarımsal arazileri üzerindeki projeleri de hatırlattı.  Kazanımların arkasında mücadele olduğunu söyleyen Özlem, "İdarenin bu kararları önemsemediğini de görüyoruz. Mahkeme kararında bakınca Karayolları Genel Müdürlüğünün bir savunmasında 5 bin, bin ve diğer rapor ve etüt çalışmalarına ilişkin projenin ihalelerinden bahsediliyor. Tehlikelerden birisi bu. İhaleye çıkılmış ve bunlar için belirli bedeller ödenmiş. Bunların hepsi bize kamu zararı olarak geri dönecek. İlgililerin davası devam eden bir projeye ilişkin ısrarlı tavrı devam ediyor" dedi.
 
İzmir 3. İdare Mahkemesi'nin 30 Ekim'de verdiği tarihi karar şu şekilde: 
 
"Otoyol ve raylı sistem dâhil İzmir Körfez geçişi projesi ile ilgili projenin bulunduğu alana ilişkin 1/5000 ve 1/1.000 ölçekli imar planlarında gerekli değişikliklerin yapılmadığı; il ya da bölge düzeyinde İzmir'in çevre düzeni planından ulaşım master planına kadar hiçbir planın stratejisi olarak üretilmemiş olması nedeniyle planlama ilke ve esaslarına uygun olmadığı, projenin kuzey aksının çok önemli bir doğa koruma alanı içerisinden geçtiği, bölgede uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış alanların ve farklı koruma statülerinin bulunduğu, güzergahın güney bölümünde de tescil altına alınmış koruma statülerinin ve korunacak tarım alanı olarak belirlenmiş bir kent bölgesinin yer aldığı, Ekosistemde su sıcaklığının ve alanın denizle olan su alışverişinin değişeceği, bunun da flamingoların besin zincirinin en önemli halkasını oluşturan artemiaların bölgeden yok olmasına yol açabileceği ve bunun da sonuç olarak birbirine hassas dengelerle bağlı bir ekosistemin proje ile zarar görebileceği, ÇED projesinde verilmiş olan jeolojik bilgilerin çok genel ve küçük ölçekli olduğu, projeye özel yeterli detay haritalama ve zemin etüt çalışmaları içermediği, projenin temelini oluşturan zemin bilgisiyle ilgili net bir bilgi olmadığı, batırma tünel ile geçiş yapılan İnciraltı bölümünün aktif fay hattı zonundan geçmekte olduğu ve bu kısımdaki bağlantı contalarının olası bir depremde beklenen yatay ve düşey deplasmanları tolere edebilecek kapasiteye sahip olup olmadığıyla ilgili raporda detay verilmediği dikkate alındığında, dava konusu 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu' kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır."