‘Kayyım düşman hukukuyla doğayı ve değerleri talan ediyor’

  • 09:05 22 Eylül 2018
  • Ekoloji
Rengin Azizoğlu
 
VAN - HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe, kayyımların düşman hukuku uygulayarak başta Van Gölü olmak üzere doğayı ve değerleri talan ettiğini belirterek, DBP’li belediyenin Van Gölü için başlattığı arıtma çalışmasının da devre dışı bırakıldığını kaydetti. Uzmanların böyle giderse Van Gölü'nün 25 yıl ömrünün kaldığını belirttiğini aktaran Bedia, “Bu uygulamalara sessiz kalmayacağız” dedi. 
 
Van’da Demokratik Bölgeler Partili (DBP) Büyükşehir Belediyesi ve 11 ilçe belediyesine atanan kayyımlar, başta Van Gölü ve Muradiye Şelalesi olmak üzere kentin doğal güzellikleri ve kültürel mirasını tahrip eden politikalar yürüttü. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Bedia Özgökçe, yaşananları “Kayyımlar, AKP'nin düşman hukukundan beslenen uygulamalarla karşımıza çıktılar” diye değerlendirdi. 
 
‘Coğrafyayı talan eden politikalar devrede’
 
Van Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyımdan ilçe belediyelerine kadar bir bütün olarak hepsinin insanlığa aykırı suçlar işlediğini kaydeden Bedia, halkın diline ve kültürüne yönelik DBP’li belediyelerin başlatmış olduğu tüm çalışmaların da yok edildiğini söyledi. Bedia, “Van'ın taşını, toprağını, suyunu, denizini, bu coğrafyayı talan eden politikalara imza attılar. Öncelikli sorun olarak bu çevre felaketi, çevresel etkiler ve çevreyi kirleten tüm uygulamalar şu an devrede. Halkın, köylünün meraları yok ediliyor. O arazilere ya at çiftlikleri kuruluyor ya da Güneş Enerji Santralleri (GES) kurulmuş durumda” dedi.
 
‘Köylülerin meraları işgal ediliyor’
 
Edremit kayyımının Dilkaya köyünün merasına at çiftliği kurduğunu dile getiren Bedia, üstelik bu uygulamaların kamuoyuna “Van'a hizmet yaptık” diye lanse edildiğine dikkat çekti. GES'lerin çevresel açıdan destekledikleri projeler olduğunu ancak meraların üzerinde yapılmasına karşı çıktıklarını belirten Bedia, “İnsanların, köylünün hayvanlarını otlatabileceği, faydalanabileceği alan kalmamış durumda. Bugün itibariyle halk çok ciddi anlamda mülkiyet problemiyle karşı karşıya. Köylerin içine kadar gelmiş durumda. GES'lerin nereye kurulacağına dair temel bilimsel veriler ve herkesin üzerinde ortak kabul ettiği görüşler mevcutken bunlar meraların üzerinde kurmayı tercih ediyor. Bu talan politikasıdır” ifadelerini kullandı. 
 
‘Bütün değerler yok ediliyor’
 
19. yüzyılda inşa edilmiş tarihi Muradiye Şeytan Köprüsü’nün üzerine asfalt dökülmesine de tepki gösteren Bedia, “Bunu hangi akılla izah edebiliriz?” diye sordu. “Tarihin hafızası, bu toprakların özü olan bütün değerler yok ediliyor” diyen Bedia, Muradiye Şelalesi’nin de içinde olduğu alanın “yeniden düzenlenmesi” adı altında 49 yıllığına bir firmaya kiralandığını, yandaşlara peşkeş çekildiğini vurguladı. 
 
‘Van Gölü için arıtma projesi devre dışı’
 
Bir diğer önemli sorun olarak Van Gölü’nün kirliliğine değinen Bedia, şunları söyledi: “Bugün bütün Vanlılar, bu coğrafyada yaşayan tüm insanlar ve Türkiye coğrafyasının bir bütün olarak zenginliği olan Van Gölü, denizimiz insan eliyle yok ediliyor. Artık Van Gölü'nün ömrünü tüketen bir hal almış durumda. Yıllardır uyarılarımızı yapıyoruz, çeşitli çalışmalar içerisindeyiz. Örneğin, Büyükşehir Belediye Eşbaşkanımız Sayın Bekir Kaya'nın başında olduğu bir proje söz konusuydu. Büyük bir arıtma sistemi ve göle atılan bütün evsel ve çevresel atıkların önlenmesi, arıtılmasına yönelik çok büyük bir proje yürütülüyordu. Bu projenin ilerlemesi konusunda zaten büyük engeller çıkarılıyordu. Belediye eşbaşkanımız görevdeyken de zaten engellemeler söz konusuydu. Kayyım atandıktan sonra bu proje devre dışı kalmış görünüyor çünkü bu konuda bir açıklama ya da bir bilgilendirme yok. Ayrıca mevcut arıtma sistemlerinin de çalışmadığına tanıklık ediyoruz.”
 
‘Van gölünün 25 yıl ömrü kaldı’
 
“Bizlerin canı, aldığı nefestir Van Gölü. Van Gölü’nü korumak gerekiyor” diyen Bedia, hatta bunun için seferber olunması gerektiğine işaret etti. Ciddi bir tehlikenin söz konusu olduğunu belirten Bedia, “Kayyım eliyle sazlık alanlar yok edildi. Van Gölü kıyılarının doğal tarihi görüntüsü yok edildi. İnsanların göz teması bile adeta kesildi. Yürüyüş yolu yapılacak diye doğal alan yok edildi, ağaçlar kesildi. Van Gölü'ne verilen cezanın haddi var hesabı yok. Arıtma sistemlerinin durmuş olması gözle görüşür şekilde kirliliğin devasa boyutlara ulaşmış olduğunu da gösteriyor. Bir kaç yıl önce Edremit-Gevaş arasında insanlar göle girebiliyorken bugün o imkan yok. Çünkü korkunç düzeyde kirlilik söz konusu. Uzmanlar böyle giderse Van Gölü'nün 25 yıl ömrünün kaldığını söylüyorlar. Bu çok acı bir tablodur” diye konuştu. 
 
‘Koruma kanunu teklifi AKP-MHP tarafından reddedildi’
 
Meclis’e defalarca verdiği soru önergeleriyle Van Gölü'nün çevresinde yapılan müdahaleleri hem sorduğunu hem de önlenmesini talep ettiğini kaydeden Bedia, Van Gölü'nü Koruma Kanunu’nun çıkarılması için çalışmalar yaptığını belirtti. Bedia, “Van Gölü Koruma Kanunu hazırladım ve teklifi Meclis’e sundum. Teklif, 15 Mayıs 2018 itibariyle listeye alındı. O gün Van Gölü'nü tartıştık, konuştuk. AKP ve MHP oylarıyla reddedilen bu karar hiçbir Vanlının, Türkiyelinin, insanlık adına değerleri koruyan kimsenin kabul edemeyeceği bir karardır. Hiçbir gerekçe sunmadan kanun teklifini reddettiler” dedi. 
 
‘Elinizi taşın altına koyun bizler de destek verelim’
 
Kayyımların bir memur gibi değil AKP'nin il başkanları gibi çalıştıklarını ve büyük düşmanlık sergilediklerini belirten Bedia, “Ben bir siyasetçi olarak böyle değerlendiriyorum. Çünkü başka hiçbir insan bunu yapmaz. Bu konudaki duyarlılık çağrılarımız Van kayyımı tarafından eleştirilmiş. 'Başımıza çevreci kesildiler' diye bir değerlendirmeleri olmuş. Elbette çevreyi, Van Gölü’nü korumak en büyük vazifemizdir. Elinizde yetkiler var, sayın kayyım. Sınırsız imkanlar var. Van Gölü'nü korumak için tek bir adım atın Vanlılar da bunu takdir etsin. Biz bir muhalefet partisiyiz ama aynı zamanda kentini, yaşadığı toprakları, insanını seven ve ona değer veren bunun korunmasını isteyen vekillerin yaptığı çalışmaları karalamaya çalışmak hiç kimseye yakışmaz. Elinizi taşın altına koyun bizler de destek verelim” dedi. 
 
‘Kürt düşmanlığı doğaya da insani değerlere de yansımış’
 
Yürütülen bu uygulamalara karşı sessiz kalmayacaklarını ifade eden Bedia, “Hem mücadelemizi sürdüreceğiz hem de farkındalık yaratan, bu çağrıya kulak veren her kim varsa ortaklaşacağız, kapılarını bir bir çalacağız. Bizim doğal kaynaklarımıza yönelik talan politikasına son verilmesi gerekir. Doğamıza, ormanlarımıza yapılan düşmanca tavırların bir bütün olarak Kürt halkına yönelik olduğunun da farkındayız. Kürt düşmanlığı doğaya da insani değerlere de yansımış durumda” dedi.